İstanbul: Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi adınaSuzan Saner, Zerrin Oğlağu, Leyla Gülseren, Şahika Yüksel yayınladığı bir açıklama ile “Ruh sağlığı çalışanları olarak kadın cinayetlerine daha fazla tanık olmak istemiyoruz” dedi.
Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından süren protestolar devam ederken, TPD de yayınladığı bir açıklama ile kadın cinayetlerini kınadı. “Kadınların kendi yaşamlarıyla ve bedenleriyle ilgili özgürce karar vermelerini engelleyen her tür durum ya da davranış kadına yönelik şiddettir. Kadına yönelik şiddetin en ağırı ise kadın cinayetleridir” diyen TPD, medyaya yansıyan verilere göre ülkemizde sadece geçtiğimiz Ocak ayında 27 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirtti.
Kendi danışanlarının hikâyelerinden ötürü, şiddetin ne gibi sonuçlar doğurduğunun farkında olduklarını söyleyen TPD, “Biz ruh sağlığı çalışanları, günlük uygulamamız içinde başı örtülü, örtüsüz, açık giyinen, kapalı giyinen, Müslüman, ateist, zengin, yoksul, eğitimli, eğitimsiz farklı sosyal sınıflardan gelen birçok kadın başvurana danışmanlık yapıyor, tedavilerini üstleniyoruz. Kadına yönelik şiddetin her türünün çok yaygın olduğuna ve yol açtığı sonuçlara her gün tanık oluyoruz. Hastalarımızdan dinlediğimiz öyküler ve yapılan bilimsel çalışmalar kadına yönelik şiddetin belli bir sosyal sınıf ya da hayat görüşüne sahip kadınlarla sınırlı olmadığını ancak erkek egemenliğinin yüksek olduğu muhafazakâr toplumlarda daha yaygın olduğunu gösteriyor” diye ekledi.
“Uyşturucu bağımlısı, hasta” gibi söylemlerle cinayetler meşrulaştırılıyor
Açıklamasında; kadına yönelik şiddetin en önde gelen nedeni, erkek egemen sistem içinde erkeklerin kadınları kontrol altına alma, kadınların yaşamını ve yaşam alanlarını kendi koydukları kurallara göre düzenleme isteğinin olduğunu belirterek “Hukuk sistemi dışında polis, adli tıp, medya ve politikacılar da cinayet gerekçelerini toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üretmek için kullanabilmektedir” şeklinde ifadeler kullanan TPD, “Türkiye Psikiyatri Derneği olarak katilin ruhsal sorunlarının olduğu, uyuşturucu kullandığı, sakinleştirici ilaçlar aldığı, öldürülen genç kadının açık giyindiği gibi “sözde” gerekçelerle kamuoyunun yanıltılmaya çalışılmasına itiraz ediyoruz. Seçilmiş politikacıları cinsiyetçi söylemleri bırakıp kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri ile ilgili doğruları açıklamaya davet ediyoruz. Yirmibirinci yüzyıl Türkiye’si için kadına yönelik şiddetin bir insanlık ayıbı olduğunu düşünüyoruz” diye ekledi.
“Cezasızlık, travma tedavisini engelliyor”
Açıklamasında TPD, son olarak “Kadınların yaşamları iktidar sahipleri tarafından kuşatılmaktayken, sadece cinsiyetlerinden dolayı en temel hak olan “yaşam hakkı” ellerinden alınmaktadır. Kadına yönelik her türlü şiddetin failleri adalet sistemi içindeki boşluklardan faydalanmakta, mahkemelerde kolayca iyi hal indirimi almaktadır. Şiddetin faillerinin “cezasız” kalması, şiddete uğrayan kadınların ruhsal iyileşmelerinin önünde büyük bir engel olarak durmaktadır. Cinsiyetçiliğin körüklendiği bir ortamda, kadınların kamusal yaşamdan uzaklaştırılması, tecavüz edenlere cezaların arttırılması çözüm getirmez” diyerekiktidarın kadın ayrımcılığına son vermesi çağrısında bulundu.
Kaynak: www.yenidemokratkadin.net