H. Merkezi: HDP binalarına ve Kürt halkına dönük faşist saldırılara karşı “Faşist-gerici güruha meydanları, alanları dar edelim” şiarıyla biraçıklama yapan TKP/ML “Hızla linç karşıtı kampanya başlatılarak kamuoyunda oluşan bu gerici-faşist hava dağıtılmalıdır. Faşist saldırılara, Kürt ulusunu boğma çabalarına karşı aktif, hızlı ve militan bir karşı duruş devrimci sorumluluktur. Bu görev geciktirilmeksizin hayata geçirilmelidir” dedi.
Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninist (TKP/ML) Merkez Komitesi, son günlerde HDP binalarına ve Kürt halkına dönük tırmandırılan faşist saldırılara karşı bir açıklama yayınladı. Elimize e-posta yoluyla ulaşan açıklamaya göre MK, açıklamasında saldırılara değinerek “Bu planlanmış saldırıların, gerici-faşist-şoven toplumsal reaksiyonu güçlendirmek, pekiştirmek ekseninde örgütlendiği, planlandığı çok açıktır” dedi.
Faşist Türk devletinin, savaş alanında gerilla tarafından darbelendiğini, Kürt ulusal mücadelesi karşısında düştüğü bu zayıflığı kapatmak için Türk şovenizmini körükleyerek perdelememeye çalıştığını ve böylelikle Kürt mücadelesinin gözünü korkutmak istediğine vurgu yapan Merkez Komite, “Kürtlere, yürüttükleri hak ve özgürlük mücadelesinin bir arada yaşam olanaklarını toplum nezdinde aşındırdığı, mücadelenin sürmesi halinde toplumun topyekûn iç savaş koşullarına sürükleneceği mesajını vermektedir. Bu tam anlamıyla Kürt Hareketi’nin barışçıl, bir arada yaşama siyaseti kullanılarak, Kürt halkının terbiye edilmesini içeren politik bir muhtevaya sahiptir” dedi.
Ayrıca linç hareketlerinin, seçim arifesinde gündemi değiştirmek ve gerici oyların kazanılması için kullanıldığını belirten Merkez Komitesi, “R. T. Erdoğan’ın 400 vekil verilmesi çağrısı, Devlet Bahçeli’nin gösterilecek tepkilere devlet kurumlarının tavır almaması çağrısı bu hesabın açık göstergeleridir” dedi.
“Faşist diktatörlük çaresizleştikçe saldırganlaşıyor”
“Faşist diktatörlük, Kürt ulusal mücadelesi karşısında çaresiz kaldıkça gerici toplumsal kesimlerin şoven ve gerici duyarlılığını kaşımakla kalmıyor aynı zamanda hızla harekete geçirip kamuoyunu bu gerici-şoven iklim içinde tutmaya çalışıyor” diyen MK, başta Cizre olmak üzere T. Kürdistanı’nın birçok ilinin azgınlaşan saldırı dalgası sonucu yangın yerine döndüğüne dikkat çekti.
“Linç organizasyonlarının öncü ve motor güçleri faşist partilerin örgütlü dar kesimidir. Linç organizasyonları geniş kesimlerin katılımıyla gerçekleşen toplumsal eylemler değildir. Yüzlerle ve bazen binlerle ifade edilebilecek dar bir kesimi kapsamaktadır” diyerek bir gerçekliğe işaret eden MK, “Ancak bu kesime pasif destek veren bir kamuoyu da söz konusudur. Bu kesimler eylemsel duruştan uzak, kafası karışık ve belirlenmiş kamuoyu etkisinin altında kalan bir özelliğe sahiptir. Linçler kanıksatıldığı, kabul ettirildiği oranda bu kesimlerin gerici yanları güçlenmektedir. Direniş ve mukavemet eksik kaldığı oranda bu kesimler linçleri normal ve ‘haklı’ görme eğilimindedir” dedi.
Bunun yanında bu linçlere tepki gösteren, öfke duyan azımsanmayacak bir kesimin var olduğunu belirten MK, “Özellikle Kürtlere yönelik son askeri saldırganlığın gerekçesini AKP ve R. T. Erdoğan’ın iktidar hırsı ve ihtiraslarıyla bağlantılandıran, AKP ve Erdoğan karşıtı geniş bir kitle, bu durumdan rahatsız ve huzursuzdur” dedi.
“Bu anlamda linç eylemlerinin destek ve meşruiyeti düne göre geniş toplum kesimlerinde daha fazla zayıflamış ve gerilemiştir” diyen MK, bir noktaya dikkat çekerek “Ancak bu karşıt kesimin dağınık, örgütsüz ve ne yapacağını bilemez bir durumda olduğunu da belirtmek gerekir. Özellikle linç karşıtı hareketin ve linçlere karşı mukavemet ve direnişin zayıf olması bu kesimleri cesaretli davranmaya ve demokratik direnç gösterme pratiğine seferber etmemektedir. Haklı olanın zayıf kaldığı noktada haklının destekçisi olan kesimler kendi meşru reaksiyonunu göstermede tutuk kalır” dedi.
“Zaman, öfkeyi içinde saklama zamanı değildir”
“Bu linç saldırılarına karşı komünist, devrimci, yurtsever, demokrat ve ilerici olan kesimlerin durmaksızın harekete geçmek gibi politik bir sorumluğu ve görevi vardır. Yapılanlara gösterilmeyen tepki bu güruhun cesaretini yeniden üretmesine neden olmaktadır” diyen MK, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Gösterilmeyen tepki, kafası karışık gerici faşist propagandanın etkisinde kalan kesimleri bu gerici-faşist rüzgarın etkisine daha fazla sokmaktadır.
Gösterilmeyen tepki, demokratik-ilerici örgütsüz-dağınık halk kesimlerinin harekete geçme eğilimini engellemektedir.
Gösterilmeyen tepki, meydanların, alanların faşist propaganda timlerine terk edilmesine neden olmaktadır.”
Militanları, taraftarları ve kendisine gönül vermiş olan halk başta olmak üzere tüm devrimci, demokrat ve ilerici kamuoyuna cüretle ses verme çağrısı yapan Merkez Komite; “HDP binaları başta olmak üzere Kürt halkına ve onunla bağlantılı her simgeye yönelen bu gerici-faşist harekete karşı, HDP binaları ve Kürt halkının her türlü araç ve olanakla korunması, savunulması meşru bir haktır. Faşist güruha anladığı dilden direnç göstermek devrimci görevdir. Partimiz, sokaklarda, meydanlarda, alanlarda bu linç saldırılarını hızla protesto etmeye, karşı duruşun örgütlenmesine çağırmaktadır. Linç örgütlenmesinin baş uygulayıcısı ve sürükleyici gücü olan AKP ve MHP teşkilatlarına anladıkları dilden hızla cevap verilmelidir” dedi.
“Linç kampanyasına karşı devrimci-demokratik temelde karşı kampanya fiilen ve bu güçlerin birleşerek zaman kaybetmeden seferber olmasıyla başlatılmalıdır” diyen MK, “Mahallelerden başlayarak; her alanda, her sokakta linçleri protesto eden aktif eylemler başta olmak üzere, halkımızın yaşam alanlarında, bulunduğu her yerde tepkisini ifade edeceği her türlü eylem örgütlenmelidir. Bekleme, seyretme, ‘ah çekme’, öfkeyi içinde saklama zamanı değildir. Hızla linç karşıtı kampanya başlatılarak kamuoyunda oluşan bu gerici-faşist hava dağıtılmalıdır” dedi.
TKP/ML Merkez Komitesi açıklamasını “Faşist saldırılara, Kürt ulusunu boğma çabalarına karşı aktif, hızlı ve militan bir karşı duruş devrimci sorumluluktur. Bu görev geciktirilmeksizin hayata geçirilmelidir” sözleriyle sonlandırdı.