H. Merkezi:Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 16 Ocak 2015-2016 tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasakları ve sivillere yönelik yaşam hakkı ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı.
16 Ağustos 2015 tarihinden bu yana başta Amed, Şirnex ve Merdîn olmak üzere Colêmêrg, Muş, Elaziz ve Batman’ın da olduğu toplam 7 ildeki, en az 19 ilçede, resmi olarak tespit edilebilen en az 58 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini kaydeden TİHV, bu yasaklardan etkilenen en az 1 milyon 377 bin kişinin en temel yaşam ve sağlık hakları ihlal edildiğini belirtti. TİHV, “Son 5 ay içerisinde en az 198 sivil (39’u çocuk, 29’u kadın, 27’si 60 yaş üstü) ve ayrıca 1 karında ateşli silahla vurulma sonucu ölü doğum sadece resmi sokağa çıkma yasağı ilânı olan zaman dilimleri içerisinde yaşamlarını yitirmiştir” dedi.
16 Ağustos 2015 tarihi ile 11 Aralık 2015 tarihleri arasında yine hukuki bir zemini olmayan sokağa çıkma yasakları uygulandığını kaydeden TİHV, “Ancak, 11 Aralık 2015 tarihi itibariyle yasakların uygulanış biçimi, ilân edilen bölgelerin kapsamındaki genişlik, ilân sürelerinin yine ucu açık olmasıyla birlikte yapılan askerî sevkiyat ve hükümet ile devlet yetkililerinin sertleşen söylemleri, 11 Aralık 2015 günü itibariyle özellikle belirli bölgelerde farklı bir sürece girildiğini göstermektedir” diye belirtti.
11 Aralık 2015 tarihinde Amed’in Sûr ve Merdîn’in Kerboran ile ardından 14 Aralık 2015 tarihinde Şirnex’in Cizîr ve Silopiya, Merdîn Nisêbîn ilçelerinde ilân edilen ve bugün hâlâ sürmekte olan sokağa çıkma yasaklarında ise en az 113 sivil öldürülmüş (19’u çocuk, 19’u kadın ve 17 kişi 60 yaş üstü) ve ayrıca 1 karında ateşli silahla vurulma sonucu ölü doğum gerçekleştiği ifade eden TİHV, bu süreçte, tanıklarca beyan edilen ölüm biçimlerine göre ise en az 40 kişi kendi evlerinin sınırları içerisindeyken, açılan ateş veya tanklardan atılan top mermilerinin evlerine isabet etmesi veya sokağa çıkma yasağının yarattığı ortamın doğrudan etkisi ile sağlık sorunları sonucu yaşamlarını yitirdiği belirtildi.
Raporda, ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Başta Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası belgelerden Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve ilgili Komite’nin 14. Genel Yorumu; Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme; Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İşkence ve Diğer Zalimane, Gayri İnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme’de de koruma altına alınmış ve ayrıca uluslararası bir prensip olması nedeniyle; çatışma alanlarında ve anlarında sağlık hizmetinin güvenlik gerekçesiyle sağlanamayacağı gibi bir itiraz evrensel insan hakları hukuku bağlamında kabul edilebilir olmadığı gibi sağlık hizmeti ile ilgili yapılara ve sağlık görevlilerine hiçbir şekilde müdahalede bulunulamayacağı da bu belgelerce açık biçimde ifade edilmektedir.“