29 Ekim 2007’de Erzurum’daki Dadaşkent Polis Merkezi’ne 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu girer. Gidecek hiçbir yeri olmadığını söyleyen çocuk, babası dahil 83 kişinin tecavüzüne uğrayan S.Ö’dür. Ne yazık ki bu çocuk istismar davasının gündeme gelmesi, küçük çocuğun yaşadığı onca zorluk çekmesinden kaynaklı değil, bu 83 tecavüzcü arasında cemaatçi Fethullah Gülen’in kardeşi S. Gülen’in olmasındandır. Bu sebeple, çocuk bu istismarı defalarca anlatmak; MİT’çisi, itçisi, polisi ile yüz yüze gelmek zorunda kalır. Dönemin Erzurum Valisi (şimdinin Urfa Büyükşehir Belediye Başkanı) Celalettin Güvenç, çocuğun korumaya alındığı yurdu bizzat basarak “Hocaya (F. Gülen’e) komplo mu kuruyorsunuz?” diye ortalığı ayağa kaldırır. Bu dava, o dönem “canciğer kuzu sarması” olan Cemaat-AKP’nin ortak dalavereleriyle rafa kaldırılır. Ta ki Cemaat’le aralar bozulana kadar…
Şimdi ise bu olayın bir benzerini yaşıyoruz. Karaman’da AKP’li kodamanların sermayedarı olduğu Ensar Vakfı’na ait yurtlarda bir öğretmenin 45 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıkan öğretmen Muharrem B. tutuklandı. Ancak vakıf açısından taciz, tecavüz, istismar vakaları yeni değildi. Daha önce de Çorum’da Ensar Vakfı’nın eski başkanı ve kendisi de “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” öğretmeni olan Zekai İşler, öğrencisi olan 2 çocuğa tecavüz davasından hüküm giymiş, ama bu olayın üzeri kapatılarak “nitelikli cinsel istismar”dan 24 yıl hükümle yargılanan bu tecavüzcü, AKP’nin araya girmesiyle 4 yılla yargılanmış ve daha sonra 2 yıl tutuklu olduğu “göz önünde bulundurularak” tahliye edilmişti. Şimdi Karaman’da açığa çıkan ve onlarca çocuk için tamiri mümkün olmayan tahribat yaratan bu “utanç davası”nın da üzerinin kapatılması tehlikesi var.
Bu haberlere yayın yasağı getirilmesi ve her yanından erillik akan çamur medyanın (Yeni Akit, Yeni Şafak, Sabah…) yer yer tecavüzcüyü savunan yer yer de tecavüzcüyü gözden çıkararak Ensar Vakfı’nı savunan haberler yapması ve istismar davasını gündeme getirenleri hedef göstermesi bu “utanç davası”na AKP’nin yaklaşımını göstermektedir. Ayrıca İstanbul’da Ensar Vakfı önünde bunu protesto eden ikisi Özgür Genç Kadın ve biri Liseli Öğrenci Birliği üyesi üç kadını gözaltına alan polisin kadınları “tecavüz etmekle” tehdit etmesi de devletin cinsel suçlara yaklaşımını ve bu konudaki failliğini açıkça ortaya sermektedir.
Ensar Vakfı kimdir, kimindir?
Daha önce Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın “Hedefimiz dindar nesil. Bu konuda Ensar Vakfı’nın gayretlerinin en yakın şahidiyim. Vakit Ensar olmak vakti” şeklinde açıklama yaptığı Ensar Vakfı, son dönemlerde AKP’nin cemaatle arasının bozulmasının ardından alternatif olarak öne çıkarılan bir Nakşibendi Tarikatı’nın eğitim kuruluşlarını bünyesinde barındırmaktadır. Bu tarikata bağlı en zenginlerin cemaati olarak bilinen Erenköy Cemaati’ne ait olan Ensar Vakfı’nın en büyük destekçisi, aynı zamanda kurucusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’tır. AKP’li Ömer Dinçer’in kendisi ve Taner Yıldız’ın damadının da kuruculuk ve yönetimin de olduğu Ensar Vakfı, aynı zamanda AKP’nin kara-para aklama ve her türden üçkağıtçılık işlerinin maskesi halindedir.
Ensar Vakfı çok açık bir iktidar aynasıdır. “Dokunulmazlık” zırhıyla her türlü yolsuzluğun yapıldığı bu vakıf, aynı zamanda iktidar olmanın, dokunulmaz ve denetim dışı bırakılmanın erkek egemenliğini nasıl ürettiğine de bir örnektir. Halkın emeğini gasp etme hakkını kendinde bulanlar kadın ve çocukların bedenleri üzerinde de cinsel denetimi kendi ellerinde bulundurmakta ve “sonsuz itaat” ile her türlü saldırıyı kendilerine mubah görmektedirler. Ve ne yazık ki bunu toplumun belli kesimlerinin “rızası” ile yapmaktadır. Bakınız: Çocuklarına dönük saldırıya dönük şikayetleri cemaat isteği ve para karşılığında geri çekenler. Bu vesileyle bir kez daha erkek egemenliğinin insanı nasıl alçak bir varlık haline getirdiğine şahit oluyoruz.
Erdoğan nasıl Ensar Vakfı’nın “gayretlerinin en yakın şahidi” ise bizler de iktidarın erkek egemenliğini ürettiğinin (bunun sonuçları yaşamak zorunda olanlar olarak) en yakın şahidiyiz! Aynı zamanda takipçisi, aynı zamanda hesap sorucusu…