İstanbul: Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz’ın ardından, Antakya’dan bir şehit haberi daha geldi.
Antakya’da gerçekleştirilen eyleme saldıran polis, bir kez daha katil yüzü gösterdi ve 22 yaşında Ahmet Atakan adlı bir genci katletti. Ahmet Atakan’ın katledilmesin ardından bütün şehirler sokaklar serhıldana dönüştü. Bu illerden biri de İstanbul’du.
İstanbul’da dün (10.09.2013) saat 19.00’da binlerce kişi birçok kurumun ve sosyal medyadan duyduğu çağrıyla İstiklal Caddesine akın etmeye başladı.
Aralarında BDP Milletvekillerinin ve HDK üyelerinin olduğu bir kitle Galatasaray Lisesi önünden İstiklal Caddesine kadar yürüyerek anma yapmak istediklerini belirtti. Fakat polisler izin vermeyerek saldırıya geçti. Heyete yapılan saldırının ardından İstiklal Caddesi ve ara sokaklara barikatlar kurularak çatışmalar başladı. Çatışma esnasında polis kitleye yakın mesafeden plastik mermi ve gaz bombası attı. Birçok kişi atılan plastik mermiyle yaralandı. Çatışmalar esnasında birçok devrimci demokratik ve yurtsever kurumun yanı sıra Partizan ve YDG okurları da barikatların önünde yer aldılar. Çatışmalar başta Galatasaray Lisesi, Mis sokak ve İmam Adnan sokakları olmak üzere İstiklal Caddesi boyunca yaşandı.
YDG ve Partizan okurları barikatlarda
Çatışmaların en yoğun olduğu sokardan biride İmam Adnan sokaktı. Bu sokakta Partizan ve YDG okurlarının yanı sıra SGD, SYKP, Halk Evleri ve birçok devrimci demokrat kurum da barikatlarda yerlerini almıştı. Yer yer polis bu sokağa saldıramayıp geri çekildi. Kitle sık sık “Ahmet’in katili AKP’nin polisi”,”Ahmet Atakan ölümsüzdür” sloganlarını attı.
“Gelsene gelsene, delikanlıysan insene “
Polis kitleye çok yoğun gaz ve plastik mermi atması üzerine kitle de direngenliği barikatları terk etmeyişleri ve tabiî ki havai fişekler ile karşılık verdi. Kitle TOMA’nın etrafına geçerek “gelsene gelse, delikanlıysan insene “ ve “Bizler halkız gücümüzü, katlettiğiniz Ahmet’lerden, Ethem’lerden, Abdullah’lardan almaktayız bize gücünüzün yetmeyeceğini anlamadınız mı? O kadar mı kask kafalısınız” gibi sloganları ve ajitasyonlar çekildi.
Çatışmalar boyunca kitle yeni ve koşullara uygun bir şekilde slogan üretti. Kitlenin sık sık mizah içerikli slogan atması nedeniyle birkaç çevik polis yumruklarını sıkarak “siz göreceksiniz “ demesi aslında polislerin ne durumda olduğunuz göstergesiydi.
“Hişşşt çevik, renksiz hayatına renk katalım dedik”
Çatışmalar esnasında dikkat çeken bir diğer nokta ise, çatışmalar boyunca polis kitlenin bir araya gelmemesi için elinden geleni ardına koymadı. Fakat kitle her şeye rağmen bir araya gelip polise cevabını şişelerle, sapanlarla ve havai fişeklerle verdi. Çatışma sırasında kitle TOMA’ya ve çevik kuvvette doğru rengârenk havai fişekleri atarak “Hişşşt çevik polisi, renksiz hayatına havai fişeklerle biraz renk katalım dedik” diyerek polisin üzerine doğru havai fişekleri attı. Bunun üzerine polisler İstiklal Caddesini gaza boğdu.
Yaşanan çatışmaların ardından çevik kuvvetin içinden gelen 100-150 kişilik sivil polisler artık kitlenin bu direnişine dayanamayıp Çevik Kuvveti de yanına alıp İstiklal’e “cadı avına” çıktı. Sivil polisler gözaltı için İstiklal Caddesinde koşarak ilerlerken caddede bekleyen bir diğer çevik kuvvet ekibi sivil polisleri eylemci sanıp üzerlerine plastik mermi sıktı. Polisler “Ne yapıyorsunuz biz de polisiz” demesi üzerine polisler durdu. Ardından kitle gülerek “Hı böyle olun birbirinize sıkın sonunda doğru yolu buldunuz, imana geldiniz” dedi.
Ardında polis İstiklal Caddesine yönelip herkesi gözaltına almaya başladı. Çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı. Tabii bu durumdan muhabirler de nasibini aldı. Polis İstiklal Caddesi üzerinde bir muhabiri gözaltına almak istedi. Diğer gazetecilerinde tepki göstermesi üzerine muhabiri serbest bırakmak zorunda kalan polisler, gazetecilere gaz bombası attı.
“Ahmet, Ethem, Mehmet, Abdullah, Ali İsmail ve Medeni’nin
barikat ateşlerinde yaşayacak”
Saat 19.00’da başlayan ve gece yarısına kadar süren çatışmalar, kitlenin çatışma ısrarı ve azimle kurulan barikatlar gösteriyor ki; Ahmet’lerin, Ethem’lerin ve Gezi Direnişi şehitleri için yakılan barikatların ateşleri asla sönmeyecek ve gösteriyor ki, polislerin katlettiği; Ahmet, Ethem, Mehmet, Abdullah, Ali İsmail ve Medeni’nin barikatlarda yakılan isyan ateşlerinde yaşayacak.