EmekGüncel

SÖYLEŞİ |Yelkenci Tekstilde Direniş: “Bir gün değil, beş ay değil, bir yıl da sürse biz bu kapıdan ayrılmayacağız.”

Silivri’de kurulu bulunana Yelkenci tekstilde ağır çalışma koşullarına, mobbinge ve sömürüye karşı isyan eden işçiler sendikalaşmaya karar verdi.

İşçilerin sendikaya üye olması üzerine patron sendikaya üye olan öncü işçileri işten çıkardı. İşçilerin Öz İplik-İş Sendikasıyla birlikte kapı önündeki direnişi bir ayı geride bıraktı. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak sendika şube başkanı Tolga Ergün ve direnişçi işçi İlknur Böyükata ile söyleşi gerçekleştirdik.

-Sendikanızın üyesi işçiler şu anda Yelkenci Tekstilde direnişteler.  Biraz bu süreci anlatabilir misiniz?

İsmim Tolga Ergün. Çerkezköy’de Öz İplik-İş Sendikasında şube başkanı yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Geçen ayın 27’sinden beri Silivri’de bulunan Yelkenci Tekstil’de sendikal örgütlenme yapmaktayız. Burada sendikalı olduğu için iki kadın arkadaşımızla bir erkek arkadaşımızı işten atıldı.

Burada işveren kesinlikle hiçbir tazminat ya da işsizlik, kıdem, ihbar hiçbir şey vermeden arkadaşları 49. maddeden çıkarttı ve biz buradaki mücadeleyi bırakmayacağız. Bizim burada Öz İplik-İş sendikası olarak içerideki üyelerimizin, işten atılan dışarıdaki üyelerimizin hepsinin sonuna kadar yanlarındayız. Bu sürecin de peşini bırakmayacağız.

Yelkenci Tekstil bilindiği gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapmaktadır. İngiltere’de takım elbise üretimi yapan bir marka, dünyaca ünlü birçok marka buraya sipariş veriyor.  Biz bu süreci markalara mail üzerinden anlattık. Burada sendikal sürece saygı duyulmadığını bütün müşteri temsilcilerine anlattık.

Biliyorsunuz ki böyle büyük firmalar müşterilerden iş alırken aralarında bir sözleşme yapıyorlar. Diyorlar ki biz burada eğer ki size siparişimizi verirsek sizden dünya standartları kriterlerine uygun çalışmanızı istiyoruz. Bu nedir? İşte çocuk işçi çalıştırmayacağım, elden para vermeyeceğim, işçi sağlığını en üst düzeyde çıkacağım vb.

Bu maddelerden bir tanesi de yarın öbür gün bir sendikal süreç olursa burada, işveren ve işveren vekilleri kesinlikle bu sürece karışmayacaklar diyor.

Eğer diyor karışırsanız burada biz devreye gireriz diyor. Ama Yelkenci Tekstil bu sürece saygı duymadı. Biz burada kapıya gittiğimiz günden beri bize de saygı duymuyorlar. Hakaret ettiler, üstümüze yürüdüler. Buradan işveren ve işveren vekillerine şunu söylüyorum, işten çıkartılan arkadaşları geri almalılar. Biz burada yasa dışı iş yapmıyoruz.

Biz burada insanların emeğinin karşılığını almaları için kapıda bir emek veriyoruz.

-Sendikalı olma hakkı neden engelleniyor? Patron burada ne kaybedecek sizce? Niye bu kadar ısrar ediyor?

Burada sendikal örgütlenme sonucunda çalışan emekçi, sendikal mücadeleyi kazandığı zaman burada onların adına sendika ve patron arasında bir toplu iş sözleşmesi imzalanması gerekiyor. Bu ne? Toplu iş sözleşmesi nedir?

Tabii ki burada belirli maddeler olacak. Nedir? Mesela çalışan işçilerin ikramiyesi. Şu an Yelkenci Tekstil’de çalışan arkadaşlar ikramiye alıyor mu? Almıyor. Elden para veriliyor. Elden para vermek demek ne demektir? Örnek veriyorum sigorta priminden çalıyor. Mesela hepimiz emekli maaşların düşüklüğünden yakınıyoruz değil mi?

Örnek veriyorum bu ay ki maaşın 25 bin liralık bir mesai yaptıysan sen bunu elden alırsan senin sigorta primin asgari ücretinden ödenirse senin emekliliğin de yarın öbür gün en düşükten bağlanır. Yelkenci Tekstil burada mesai yaptırıp, arkadaşlara ücretlerini elden verdiriyor. Avukatlarımız tarafından, işten çıkartılan arkadaşlarımızla davaları açıldı.

Direnişçi arkadaşların, bizimle beraber kapıda direniş gösteren arkadaşların morali üst seviye. Direnişimiz devam edecek. Şu an kapıdayız. Çadır kuruyoruz. Sabah geliyoruz. Akşam iş çıkışına, arkadaşlar işten çıkana kadar oradayız. Biz oraya ilk geldiğimizde dediler ki işte bir iki gün durup giderler.

Bir gün değil, bir ay değil, üç ay değil, beş ay değil, bir yıl da sürse biz bu kapıdan ayrılmayacağız. Arkadaşların haklarına sahip olana kadar biz bu kapıdan ayrılmayacağız.

-Kamuoyuna nasıl bir çağrınız olur?

-Bize destek olmalarını istiyoruz. Sağ olsun çevredeki arkadaşlar bizim bu direnişimizi görüp gün içerisinde bize yiyecek ihtiyacınız var mı? Odununuz var mı? Kömürünüz var mı diye soranlar var. Hepsine çok teşekkür ederiz. Bizler kamuoyuna da bize karşı olan desteklerini sürdürmelerini istiyoruz.

 

“İşveren ve vekillerine boyun eğmesinler”

-İşten atılma sürecinizi aktarabilir misiniz? Bir kadın olarak koşullar olsun ya da direnişin kendisi olsun neler hissettiriyor?

İlknur Böyükata: Ben Yelkenci Tekstil’de iki yıldır çalışmaktayım. Kreş annesi olarak girdim ben oraya. İlk girdiğim günden itibaren mobbingler, elden zarfta maaş farkı ve mesailerin elden zarftan verilmesi, çocukların uygun olmayan bir ortamda tutulması gibi durumlar yaşanıyordu.

Herhangi bir işte rızan olmadan 3-4 işte bile kullanabiliyorlar. Mesailere zorlanması, yemeklerin içerisinden her türlü kurt, kıl vs. çıkması, yemeklerin kötü olması, lavaboların hiçbir şekilde temiz olmaması vb. vb. öyle söyleyeyim…Mesela maaşlarda zam yapılıp geri çekilmesi, üst üste, aynı zammın geri çekilmesi gibi durumları yaşıyorduk.

-Bundaki amaç ne?

Bundaki amacı ben sorduğumda yani bana o kadar tuhaf bir neden söylediler ki. Ben ilk defa burada gördüm. Zam yapılıyor neymiş, asgari ücrete zam yapılıyor. O şekilde o zammı geri çekiyorlar. Nedenini bir türlü anlayamadık. Ama herkese yapılan açıklama bu.

Çekildikten sonra zaten işçilerin üzerine gelmiyorlar, tepki çoğalmasın diye. İki gün sonra tekrar mobbinglere başlıyorlar. Azarlama olsun, iş yapan kişinin başında bekleme olsun. Göz hapsine alıyorlar, her türlü. Çocuklar zaten aşağıda uygun olmayan bir ortam içerisinde. 16-20 çocuk uygun olmayan ortamda bekletiliyor.

Bunun üzerine biz sendikaya üye olduk. Mola saatlerimizde ben arkadaşlarıma anlattım. Sendikada böyle böyle haklarımız varmış. Çocuklar aşağıda bekletilmeyecek diye. Kafalarına göre iş saatlerimizi sürekli bizim iznimiz olmadan yazılı bir sözleşme olmadan tek adam uyarı yapıyor herkesi toplayıp tehdit edercesine ben istersem değiştiririm deyip 5 dakika sonra bakıyoruz saatler değişmiş hani kimsenin rızası alınmıyor.

-Bütün bu saldırılar, bu baskı ortamından kaynaklı bu mobbingten kaynaklı sendikalı olmaya karar verdiniz…

Aynen, evet sendikaya üye oldum bunu da zaten mola saatleri içerisinde arkadaşlarımla paylaştığım anda benim adımı artık işveren vekilleri verdi zaten. Çünkü ben saklamadım, üye olduğumu da mola saatlerinde anlattım. Arkadaşlarıma da hep birlikte üye olalım, sendika gelsin, saatlerimiz düzelsin, maaşlarımız düzelsin dedim.

Hiçbir şeyden yararlanamıyoruz. Yıllık izinlerimiz hiçbir şekilde verilmiyor mesela. Arkadaşlarımızdan 90 gün içeride izni olanlar bile var.

Müdür bize cenazemiz olduğunda raporu getirin, resim çekin getirin diyor, hiçbir şekilde inandıramıyoruz. İnsanların herhangi bir işi oluyor, hastanesi yok… Kesinlikle inandıramıyoruz. Bu konularda çok sıkıntı yaratıyorlar. İşte bunun üzerine biz üye olduk. Zaten üye olduğumuzdan 2 ay sonra sendikacılar geldi. Broşür dağıttılar işçilere.

Direkt çıkışımızı verdiler tazminatsız olarak. Biz de kapı önünde bu sürece devam ettik haklarımızı aramak için.

Öz İplik İş Sendikası’na üye olduk. Bize çok büyük hakaretlerde bulundular. Kapı önünde saldırı yapmaya çalıştılar, hakaretlerde bulundular. İçeride bize yakın olan arkadaşlarımıza da aynı şekilde yapmaya devam ediyorlar zaten.

Bize el sallayan olsun, destek veren olsun. Onların hepsinin müdür başlarında, kamera kayıtlarından teker teker bakıp, onlar önümüzden gidip bize selam verdiği anda direkt kâğıda yazılıyor..

-Peki direniş nasıl gidiyor?

-Neredeyse işte bir ayı geçiyor direniş. Gayet güzel gidiyor şu ana kadar. Üyelikler de zaten gelmeye devam ediyor. Süreç güzel gidiyor. Dışarıdan alaka-ilgi çok güzel. Çok yoğun bir ilgi var dışarıdan. Çok destek var zaten. Çok güzel destekler, çok güzel yorumlar var dışarıdan.

-Evet, son olarak değinmek istediğiniz bir şey ve kadın bir direnişçi olarak kadınlara bir çağrınız vs. var mı?

-Sessiz kalmasınlar, haklarını arasınlar. İşçi haklarımız var, bunun üzerine düşsünler. İşveren ve vekillerine boyun eğmesinler. Kesinlikle hakaretlerine, mobbinglerine boyun eğmesinler.

-Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu