Pandemi döneminde işten atılmaların sözde yasak olması patronlar için bir anlam ifade etmiyor. ‘Yasal açıklıktan’ faydalanan patronlar işçileri pandemi döneminde açlığa mahkûm etmeye devam ediyor. Bu işten atmaların biri de İstanbul’da yaşandı.
İstanbul Küçükçekmece’de yer alan Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi yemekhanesinde çalışırken, yemekhane ihalesini alan taşeron şirketin değişmesiyle 65 işçi herhangi bir tazminat ve özlük hakkını almadan işten atıldı.
İşlerine geri dönmek isteyen işçilere ise işleriyle herhangi bir alakası olmayan şartlar dayatıldı. İşçiler ise bu işten atmalara karşın her hafta hastane önünde eylem gerçekleştirerek işlerine geri dönmek istediklerini haykırıyorlar. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak işçilerin direniş alanına giderek hem onlarla konuştuk, hem taleplerini dinledik.
İlk olarak hastanede yemek yapan aşçılardan Mirsevdin Işık ile konuştuk. Işık bu hastanede 10 yıldan uzun süredir çalışan işçilerin de bulunduğunu, ancak önceki taşeron firmaların bu arkadaşları işten çıkarmadığını, son gelen Mamabüs adlı taşeronun ise kendilerini işten çıkardığını anlattı:
“Yaklaşık bir senedir hastanede çalışıyorum, diğer arkadaşların 10 senedir mücadelesi var burada. Yemekhanede yemek yapıyordum, arkadaşlar da garsonluk yapıyor ara sıra biz de garsonluk yapıyoruz. 65 kişi pandemi sürecinde işten atıldık. Yılbaşından bir hafta önce işten çıkarılacağımızın haberi verildi, başka firmanın geldiği söylendi. Firmanın çalışma şartları var. Biz buna uygun olmadığımız için çıkarıldık, fakat şu an çalışanları da bu şartları sağlamıyor. Biz kabul edilmedik. Giren arkadaşların hepsi stajyer olarak çalışmaya başladı, evrakları belgeleri yok.”
İşten atılmalara karşı mücadeleye başladıklarını ifade eden Işık, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek şunları söyledi:
“İşe geri dönmek için mücadele ediyoruz, herkes kendi ekmeğinin peşinde. Mücadelemiz sadece budur bütün arkadaşlarımız işe geri alınsınlar. Bu süreçte iş bulamıyoruz. Pandemide işten çıkarma yasak, buna rağmen yasa boşluğundan faydalanıp bizi işten attılar. İster 8 ay, ister 1 sene olsun işe geri dönene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Birlikte, birlik olarak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”
İşten çıkarılan bir başka işçi ise Aygül Çerez. Garson olarak çalışan Çerez de yeni gelen taşeronun kimseyi çalıştırmak istemediğini söyledi ilk olarak:
“22 yaşındayım, 14 ay boyunca yemekhanede garson olarak çalıştım. Aramızda 5, 10 senelik çalışanlar da var, daha eski olanlar da var. Daha önce yemekhanede firma değişikliği olduğunda işten atılma olmadı, çalışmak isteyen herkes yeni firma ile devam ettiler. Ama yeni gelen okul, sözde şirket çalışanlarını kendisi getirdi eski çalışanlardan hiç kimseyi istemedi.”
Çerez, 2 hafta içerisinde bir oldu-bitti ile işten atıldıklarını da vurguladı. Pandemi sürecinde iş bulmanın neredeyse imkânsız olduğunun da altını çizen Çerez şunları ifade etti:
“İşten atılmamız 2 hafta içinde oldu. 31 Aralık akşamı, akşam yemeğinden sonra boşaltın dediler. Sözleşmeleri olmamasına rağmen okul müdürü, şirket müdürü yemekhaneye geldiler. Biz sözleşmeleri olmadığı için içeri almadık. Bir hafta sonra boşaltın, personellerin hiçbirini istemiyoruz dediler. Personeller işten çıktıktan sonra bir şartname sundular. Turizm Otelcilik mezunu olmak, lise mezunu olmak gibi şartları var. Şu an çalışanlarda bu şartları sağlayan yok, ilkokul, ortaokul mezunu olanlar var. Ben 22 yaşındayım bir şekilde aile desteği alabilirim fakat burada çalışan diğer kadınlar özellikle 2 – 3 tane çocuğu olanlar var, evine ekmek götürüyorlar. Bazılarının ödemeleri, kredi borçları var. Çok zor durumda hepsi. İş-Kur’a gidenler ise yaşları 45 üstü olduğu için iş bulamıyorlar, hepsi bekliyor. Bu süreçte iş bulabilmek özellikle çok daha zor. Onlar bize geri dönüş yapana kadar her gün her hafta biz burada olacağız bize bir açıklama yapmak zorundalar. 65 kişi olarak hepimiz işimizi geri istiyoruz.”
Sevilay Şen ise hastanede bulaşıkçı olarak çalışanlardan. İşten atıldıktan sonra işe geri dönmek istediklerini ancak kendilerini kimsenin dinlemediğini belirten Şen şunları söyledi:
“İlk taşeron değişimi değil, fakat ilk defa işten atılıyoruz. 10 senedir çalışanlar var burada. Taşeron firma olduğu için ihaleyi kaybettiler, patron çekildi. Peki bizim gibi işsizler neden işverenle görüşmek istediğinde dinlenmiyor? Başhekim bizi dinlemedi. Güvenlikler önümüzde durup bizi durdurmak istedi, biz bulaşıkçılar olarak başhekimin odasına gittik, bizi odasına almadı ve konuşmamıza izin vermediler. İşe yeni gelen arkadaşlar arasında Covid-19 bölümü ve yoğun bakım bölümüne dayanamayıp işten ayrılanlar var. Forum doldurup biz yeniden girmek istedik buna rağmen bizi almadılar. 65 kişi hepimizi işten attılar.
Çalışırken birçok çalışanın Covid-19’a yakalandığı, ancak çalışmaya devam ettiklerini ve bu emeklerinin peşinden koştuklarını da belirten Şen şunları söyledi:
Hastanede 1 senedir çalışıyorum, 10 senedir çalışanlar da var aramızda. Guatr hastasıyım. Eşim kalp hastası buna rağmen geldim, ekmeğimin peşindeyim. Pandemide zor şartlarda, yoğun bakımda çalıştım. Psikolojim bozuldu. Covid olan arkadaşlar oldu, biz onlar yerine mesai yaptık. Eşimden çocuklarımdan uzak durdum yanlarına gidemedim. Sabah 5 akşam 6 çalıştık. Bir şekilde devam ettik, iyiydik çalıştık. Sonradan ihale kaybedildi, patron çekildi dendi. Ama biz çalışanız ne emir verirlerse yaparız, suçumuz yok burada. Başhekime rica ettik işsiz kaldık dedik. Bize size firmanız sahip çıksın, ben ilgilenemem dedi. Yeni firmaya gittik toplanıp konuşma yaptık, ne iş olursa yaparız yeter ki işsiz kalmayalım dedik. Bizim elemanlarımız var cevabını aldık. Borçlarımız var. Ben pandemi zamanı işten çıkarılmalar yasak olmasına rağmen işsiz kaldım, hiçbir şekilde almıyorlar bizi, bütün alımlar da durduruldu. Covid bölümünde çalıştım yoğun bakımdaki hastaların yemeklerini yedirdim, kimsesiz olan insanların yemeğini de yedirdik. Ben Covid-19 olsaydım, ölseydim üç çocuğuma, aileme ne olacaktı? Covid-19’dan ölen arkadaşlarımız da oldu. Covid-19 olan arkadaşlarımızın vücudunda hastalıktan kalan yaraları var. İş istiyoruz, başhekime konuşmak için gittiğimizde kapıdan almayı bırak bizi dinlemedi bile. Yardımcı olmadılar, hiçbir şekilde şans tanımadılar. Yoğun bakımda şuur kaybedilir, 10 dakika dayanılmaz. Biz o zor şartlara rağmen çalıştık, kollarımız yandı, ellerimizi kestik. Ellerim yaralı çalıştım ben, mecburuz çalışmaya.