EmekGüncel

SÖYLEŞİ | Böyle bir işletmeyi nerede kurarsan kur, sonu felaketle sonuçlanır.

Konuya dair, Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük ile bir röportaj yaptık. Küçük, konunun maden faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek “temel felsefe kârlılık ve bu kârlılıkla çalışacak olan şirketlere ışık tutan siyasal iktidarlar” vurgusu yaptı.

Erzincan İliç’te bulunan Kanadalı altın firması Anagold’a ait madende siyanürlü cevherin bulunduğu bölümde 13 Şubat günü yaşanan kayma sonucu resmî açıklamalara göre 9 işçiden haber alınamıyor. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor ancak diğer yandan da patlamayla birlikte yayılan siyanür nedeniyle orta ve uzun vadede riskler de oluştu.

– Erzincan İliç’te yaşananlara dair neler söylemek istersiniz?

– Şimdi şöyle, mesela depremden başlarsak, depremin yıkmayacağı şekilde yerleşeceksin. Yer sarsıntısını depreme çevirmeyecek şekilde yerleşeceksin alana. Şimdi İliç’teki işletme ile ilgili hikâyeye gelirsek; böyle bir işletmeyi kurmayacaksınız. Böyle bir işletmeyi nerede kurarsan kur, sonu felaketle sonuçlanır. Yani sonuç itibariyle burası bir madencilik faaliyeti falan değildir. Bu kimyasal bir işlemdir. Bu kimyasal işlemin sonucunda da çok ağır kimyasalları ve metalleri içerisinde bulunduran yapılar ortaya çıkar.

Onun için önlemli olan bu tür işlemleri yapmamaktır. Bu kadar basit!

– Bununla ilgili birçok raporla bu aktardıklarınız ispatlanıyor aslında. Ama ona rağmen ısrar ediliyor. Buradaki ısrarı nasıl okumak gerekiyor?

– Bu tür işlemlerde daha önce de akmalar gerçekleşti. Bunun da akacağını daha önceki belgeselimizde biz ortaya koymuşuz, 2011 yılında. Gazeteci arkadaşımız Özer Akdemir ile birlikte. Yani iki yıl önce kayma olacağını söylemişiz.

Temel felsefesi kârlılık ve bu kârlılıkla çalışacak olan şirketlere ışık tutan siyasal iktidar tek AKP değil. Ondan önceki dönemde de böyleydi. Yargı kararları dahil olmak üzere, o dönemde uygulamayarak vb. bunları aşıp bunlarla işbirliği içerisinde yürütüyorlardı ve bunu da yürütmeye devam edecekler.

Bunu yapma nedenlerinin başında gelen neden ise şu; Türkiye’de yoksulluğu yönetiyorlar. Türkiye’nin genel koşullar içerisinde, emeği karşılığında insanca tabir edilen gönenci yüksek bir yaşamı kurmak yerine insanlara yoksulluğu vaat edip yoksulluk üzerinden bağış vaat ediliyor. Sorun buradan kaynaklanıyor. Bu yıkılmadığı müddetçe bu tür felaketler devam edecek tabi.

 Bulaşır mı bulaşmaz mı tartışması yok, bulaşmıştır!

– Şu an bölgede siyanürün toprağa ve suya karışma tehlikesi var hatta karışmıştır da. Sizce bölgede durum ne?

– Şimdi bakın, orada şunu algılamak gerekiyor, orası bir atık biriktirme yeri falan değil, akan yer. Akan yer üretim prosesinin bir parçası. 10 küsur proses var orada. Bu da bunlardan bir tanesi. Bu orada aktı ve bu akma anında zaten buna siyanürlü solüsyon veriliyordu, yani zaten kimyasal yapıda. Onunla birlikte aktı. Bunun da bulaşır mı bulaşmaz mı tartışması yok, bulaşmıştır, bulaşacaktır, bulaşmaya devam edecektir, ağır metalleri çözecektir.

Yeraltı sularındaki ağır metalleri çözecektir.

Yer altında içme sularımızın, çeşmelerin, kaynakların, pınarların kirlenmesine neden olur mu olmaz mı, bunu tartışmak yok. Bitti, çökecektir dedik, çöktü mü, çöktü, kirletecektir diyoruz, kirletecektir, tartışması yok bunun.

– Peki, bu aşamada doğaya, toprağa ve suya daha az zarar vermek için oradaki çökmeye nasıl müdahale edilebilir?

– Bu büyük bir kimyasal. Doğaya ulaşmış, yer altı var orada, zemin var, zemin mekanikçileri olacak, hidro jeologlar olacak, meteorologlar olacak. Meteoroloji Mühendisleri olacak. Tarımsal faaliyetten insanlar olacak, biyologlar olacak, halk sağlıkçıları olacak, hekimlerle birlikte.

Sonuç itibariyle de bu prosesin işleyişiyle ilgili kimyacılar da olmak üzere meterolojistler (meteorologlar), kimyacılar olacak. Burada ne oluyor, nasıl bir proses sürüyor meselesini gazetelerde, televizyonlarda hiçbir yerde tartışmadan akademik bir süreç içerisinde bağımsız katılımların da sağlanacağı, Mühendis Odalarının, Tabipler Birliği’nin, Sağlık Meslek Odalarının, kamu emekçilerinin, sendikalarının ortaklaşa katılacağı bir tartışma süreciyle karar verilmesi lazım.

Onun dışında yapılacak olan her şey alelacele yapılacak her şey yeni felaketlere sebebiyet verebilir.

– TMMOB gibi meslek örgütlerine bir rol düşüyor mu ya da yöre halkı ne yapabilir?

– Konuyla ilgili kamuoyunu aydınlatmaktır önemli olan. Hangi siyasal iktidar olursa olsun ya da hangi yapılanma olursa olsun dışarıdan gözlemleyip, doğru şeyleri tarafsız olarak söyleyen örgütlerdir bunlar. Türk Mühendisleri Odaları Birliği zaten bu konuda hem çeşitli defalar, bağımsız meslek odaları tek başına da açıklama yapıyor hem de birlikte ortak açıklamaları da gerçekleştiriyorlar. Ve bu koşullar içerisinde baktığımızda yani meslek odası, kazma, kürek alıp oraya gidecek hali yoktur.

Onun dışında tabi ki, işçiye ulaşıp köylüye ulaşıp anlatmaya çalışılıyor. Ama burada bir yasak söz konusu. Bu yasak, baskı, korku vb. ortadan kaldırılması lazım.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu