Dersim: Dersim’de yaşayan Rapzan Belâgat, kendi olanaklarıyla rap müzik yapıyor. Kendisini sosyalist olarak ifade eden Rapzan Belâgat, muhalif kimliğini müziğine de yansıtıyor.
Son albümü “No Pasaran”la zulüm karşısında direnenlerin isyanını dinleyicileriyle paylaşıyor. Albümde “Başkaldırının Sanatı” başlığıyla sanatın tanımlamasını ise bize şu cümlelerle yapıyor: “Farkındalık yaratarak insanı dönüştürebilme gücüne sahip olan sanat, içinde geleceği barındıran güçlü bir silahtır. Bu nedenle egemen sınıflar açısından sanat daima büyük bir tehlike olarak görülmüştür. Çünkü sanat, sürekli olarak topluma dayatılan umutsuzluk tohumlarının da toprakta filizlenmesini engelleyen güçlü bir rüzgârdır.” Bizler de Özgür Gelecek olarak sosyalist rapçi Rapzan Belâgat’ı ve “protest müziğin ruhu ve sokağın sesi, özgürlük savaşçısı kadar da korkusuz” olarak tanımladığı rap müziğini yakından tanımak için yaptığımız röportajı sizinle paylaşıyoruz.
ÖG: Rapzan Belâgat kimdir? İsminin anlamı nedir? Kısaca kendinden bahseder misin?
Rapzan Belâgat: Dersim’de yaşayan, kendi olanaklarıyla rap müzik üretmeye çalışan bir sosyalisttir. Rapzan Belâgat; Rapi bilen, yerinde ve zamanında söz söyleyen ozan anlamı taşımaktadır. Şu ana kadar müzik hayatımda 4 yeraltı albümü bulunmaktadır. 2010 yılında “Rap Bir Sanat”, 2011 yılında “Devrim”, 2012’de “Politik Analiz” ve son olarak 2017 yılında yeni albümüm “No Pasaran”ı yayınladım.
– Dersim’de yaşıyorsun. Ve müziğinle ötekilere, kimliği yok sayılanlara sesleniyorsun. Bu coğrafyanın yaşanmışlıkları müziğine nasıl yansıyor?
– Elimden geldiğince hak ve özgürlükleri kısıtlanmış her kesimin sorunlarına değinmeye çalışıyorum. Sistemin sürekli olarak bir ötekileştirme mekanizmasıyla kendini nasıl yürüttüğünü anlatabilme gayesi içindeyim. Daha da somutlaştırmak gerekirse, düne kadar ötekileştirilen dindar kesimin bugün direksiyonu eline alınca kendinden olmayana nasıl bir tutum sergilediği aşikâr. Var olan düzen sürdükçe bugün ben, yarın sen, diğer gün bir başkasını parmakla gösterecekler.
Dersim kimliğini ötekinin ötekisi olarak tanımlayabilirim. Yaşadığın yer Dersim olunca doğal olarak devletin sürekli doğrudan müdahaleleriyle karşı karşıya kalıyor ve küçük yaşlarda buna tanık oluyorsun. Çünkü Dersim tarihinin her koşulunda farklılığını koruma mücadelesini korkusuzca ortaya koymuş ve başka bir dünya yaratma arzusunu taşıyanlara bağrını açmıştır. Müziğimi Dersim adının simgelediği gibi tüm yok sayılmalar, baskılar ve kimliksizleştirme çabalarına karşı yaptığımı söyleyebilirim.
– Muhalif bir kimliğe sahipsin, müziğinde bu hissediliyor. Rap müziğin özünde bir isyan, karşı koyuş var. Senin parçalarına da bu isyan yansımış. Rap müzikle tanışıklığınız ne zaman başladı? Yaşamında nasıl bir yerde duruyor?
– Rap müzikle ufak yaşlarda tanıştım ve 3-4 yıl dinleyici kaldıktan sonra, yaşımın da verdiği heyecanla kendimi bir anda bu işi yapmaya çalışırken buldum. İlk sözlerimi 2005 yılının son aylarında yazmaya başladım. O yaşlarda yapmaya çalıştığım işin her açıdan yetersiz olduğunun farkındaydım. Ama ”gerçek manada rap” yapma fikrinin olgunlaşması biraz uzun sürdü. Bu sürenin uzamasının bana faydalı olduğu kanaatindeyim.
Rap artık yaşamımın özel bir yerinde durmuyor direk hayatım haline geldi.
– Enternasyonal mücadelede simgeleşmiş bir sloganla; “No Pasaran” adlı bir albüm yayınladınız. Ve bu albümde yer alan parçaların ortak teması ise “direniş”. Nasıl bir dönemde bu albümü hazırladınız? Albümün hazırlık aşamasından bahsedebilir misin?
– Albüm süreci salt kötülüğün hayatın her alanına sirayet ettiği karanlık bir döneme tanıklık etti. Hukuksuzluklar, katliamlar, savaş suçları gibi devletin karanlık dönemleri diye tabir edilen günlerin bilindiğinin aksine sadece tarihten ibaret olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Böyle bir süreçte bayrak çekme ve tarihe not düşme amacıyla albüm fikrinin oluştuğunu söyleyebilirim.
Sanatsal etkinlik, toplumsal duyarlılıkların çözümlenmesi ve yeni biçimlerde ifade edilebilmesine yarayan estetik bir müdahale aracıdır. Bunun bilinciyle albümün bu süreçte tamamlanmasının ayrı bir önemi olduğunu düşünüyorum. On altı çalışmadan oluşan ve yapım aşaması yaklaşık olarak iki sene süren bu albümün bütün kayıtları Dersim’de kendi stüdyomda alınmış olup albümün bütün sözleri ve düzenlemesi bana aittir.
– Albümlerinin içeriği ülke gündeminin can yakıcı süreçlerine değen bir noktada duruyor. 15 Temmuz sonrasında ise devletin “demokrasi” söylemleriyle birlikte peş peşe ilan edilen OHAL uygulamaları ile karşı karşıyayız. Sözde “demokrasi” çığırtkanlıklarıyla ilan edilen OHAL ile birlikte baskı ve sindirme politikaları devreye sokularak muhalif kesimlerin sesi kısılmak isteniyor. Ve böyle bir dönemde referandum yapılarak “tek adam yönetimi” kurulmak isteniyor. Tüm bu yapılanlara karşı senin sözün ne?
– HAYIR tavrı devrimci siyaset ve tavrın bir parçası ya da gereğidir. Tek adam sultası altında faşizmin anayasal meşruiyete kavuşturulması elbette HAYIR diyorum. Çözüm HAYIR! Ama o sandıkta kullanacağımız bir “Hayır”ın yeterli olmayacağının farkına varılmalı. Çocuklarımızın geleceğini çalan, emeğimizi hiçe sayan, bu karanlık düzeni tamamıyla yerle yeksan etmediğimiz sürece 1 ZÜBÜK gider 1 ZÜBÜK gelir.
– Bize ve okurlarımıza söylemek ve iletmek istediğin bir şey var mı?
– Röportaj davetiniz için teşekkür eder kolaylıklar dilerim. Buradan bizi okuyan dostlarımıza çağrımdır. Kitleler kendilerini temsil eden, sorunlarını dile getiren müzikleri ve müzisyenleri benimsediği, sahip çıktığı müddetçe ancak bağımsız sanat üretiminin mümkün olduğunu söyleyebilirim. Yeni albümüm “NO PASARAN”ı paylaşarak reklam sponsorumuz, satın alarak da yapımcımız oluyorsunuz. ‘’[email protected]’’ hesabıyla iletişime geçerek gerekli detaylarını öğrenebilirsiniz.
Yapım şirketlerinden uzak, bağımsız bir sanat mümkün!
Dersim Underground Rap