Dilleri, kültürleri asimile edilen üstüne birde yok sayılan ve yok edilen Kürt halkı tüm bu vahşete karşın direnişten asla vazgeçmedi. 2009’dan bu yana KCK adı altında yapılan operasyonlarla 10 bine Kürt siyasetçi zindanlara dolduruldu. Amaç belli; Kürt uslunun iradesini, direnişini kırmak. Ancak nafile! Her şeye karşın Kürt ulusu direnişe sarılıyor, iradesine sahip çıkıyor. İstanbul KCK Ana davsının görüldüğü Silivri’de Kürt halkının kendi renkleri ve dilleriyle “Ez Livirim” dediği bir alana dönüştü. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak davayı izlemek için duruşma salonu Silivri’ye gelenlere son gelişmeleri, davayı, AKP ve Erdoğan’ı sorduk.
Ö-G: Erdoğan için ne düşünüyorsunuz?
Bir ana: Hepsi benim akrabam. Biz hepsinin bırakılmasını istiyoruz. Herkes özgür olsun. Özgür yaşasın annelerin babaların yanında olsunlar. Erdoğan başta olduğu için her şey onun elindedir. Erdoğan yalancıdır. Bütün halklar özgür olsunlar. Bu kadar acı yeter. Erdoğan bu işi çözecem diyordu sözünün arkasında durmasını istiyoruz.
“Bu halk onurlu duruşunu sürdürecek”
Ö-G: Sizce bu operasyonların tutuklamaların amacı nedir?
Hüseyin Ekinci: Şırnak Cizre’den geliyorum. Gurbetçi işçi olarak buradayız. Ama özgürlük mücadelesine devam ediyoruz. Kürt halkının onurlu duruşu devam ediyor. Kendim Kürt olarak bu duruşu devam ettirmeye çalışıyorum. Benden sonra gelenlere aktarmayı kendime bir görev olarak görüyorum. Tayyip Erdoğan sisteminin gerçekleri, zalimlikleri ortadadır. Yandaş medya hep yalanlarla karalayarak, nereye kadar gidecek acaba? Bu medyanında sonu inşallah gelir.
Yalan dolanla hiçbir yere varılmayacağını görecekler. Gerçek bir halk onurlu bir direniş gösteriyor, bu direnişimizi sonsuza kadar devam ettireceğiz yılmayacağız. Bu halk bu kadar baskılara rağmen, onurlu duruşunu sürdürecek. Dava baştan sona hukuk dışıdır. Bir belediye başkanı KCK li olarak tutukluyorsunuz hiçbir alakası yoktur.
Bütün tutuklamalar böyledir. Tutuklamaların tek nedeni var, BDP’yi bitirmek ve ona destek veren örgütleri bitirmek başka hiçbir şey değil. KESK’in KCK’li olması imkânsız. Biz bunu görüyoruz. Gerçek budur. Gerçeği gören bizim yanımızdadır. Ama yalanla devam etmek isteyen AKP’nin yanındadır.
Ö-G: Erdoğan PKK silah bıraksın diyor buna ne dersiniz?
Sayın Abdullah Öcalan zaten demişti bu operasyonlar olacak. Bizde ona göre önlem almıştık. Bu operasyonlar masum insanları yakalamak amacıyla yapılıyor. Erdoğan’ın PKK silah bıraksın sözü saçma bir şeydir. O operasyona devam ederse gerillada silah bırakmaz öyle bir şey olmaz.
Her şey karşılıklı ve çözüm masadadır meclistedir. Dağlıca bir intikam hareketidir. Kürt toplumu bu tür şeyleri bekliyordu olacağını biliyordu. Bu kadar zulme ve tutuklamalara karşı tabiî ki Kürt halkının bir gücü var temsilcisi var onun tepkisidir. Ölen gerillalarında anneleri babaları var. Biz onların gözyaşını görüyoruz da onlar bizimkini görmüyor.
Bir yarımcılık 30 senedir var. Bence barış yapmak istemiyor devlet. Yapmak istese yapar. Erdoğan yapamasa -meclisin yüzde 60’ı onun-Kimse yapamaz. Leyla Zana’nın dediği gibi çözerse çözer bizde o lafa katılıyoruz ama gerçekten çözmek isterse çözer. Yalancılıkla hiçbir yere varamaz.
“AKP bu halkın en büyük düşmanıdır”
Ö-G: Siz nerelisiniz? Şu sıralar AKP-Erdoğan’da bir yumuşa var gibi…
Süleyman Amca: Muş Bulanık’tan geldim. 2008’de İstanbul’a geldim. Çok büyük bedeller ödedim. Bir oğlum dağdadır bir oğlum 27,5 yıl ceza aldı. Kandıra cezaevinde. Biz yasadışı hiçbir faaliyette bulunmadık, sadece BDP çatısı altında bir araya gelip birlik olduğumuz için bizi tutukladılar. Binlerce Kürt halkı vermektedir bu bedelleri halada vermektedir. Erdoğan bu sorunu çözecek mi? Bu yalandır. Bu bir yaz yumuşamasıdır.
Kürt halkı Türkiye devleti Cumhuriyetten bu yana sağ eliyle vuruyor kafamıza sol eliyle okşuyor bizi kandırmaya çalışıyor. Hala aynı sistem devam ediyor. Yazdır PKK karşısında mücadele veremiyor. Onun için ortamı yumuşatmaya çalışıyor. PKK ateşkes ilan edecek biz de nefes alacağız tamamen budur. AKP gelmiş geçmiş bu ülkenin partileri içinde bu halkın en büyük düşmanıdır. MHP harbi düşmanımızdır. Seni öldürürüm, boğarım diyor. Ama bu sinsidir. Bu maşallah inşallah bizi kandırıyor, ipe götürüyor, yakıyor- yıkıyor, tehdit ediyor tamamen AK parti Türk ve Kürt halkının kardeşliği geleceği için tamamen düşmandır.
Bir asker ölüyor oda bizim evladımız bizde üzülüyoruz. İçim sızlıyor onunda anası var babası var. Öbürü çıkıyor benim bir oğlum daha var onu göndereceğim diyor. Bizim bir tane şehit oluyor biz diyoruz bizimki olmuş başkası olmasın, farkımız bu, zihniyet farkımız,demokrasi farkımız bu. Bunu herkesin anlaması lazım.
Bu halkı Kürdüyle, Türküyle, Alevisi, Çerkesiyle herkesin anlamış olması lazım, halkı ikna etmemiz lazım. Toprağa susamış, suya susamış hasret su gibi bu halk özgürlüğe barışa susamıştır. Biz bunu istiyoruz. Köy korucularına bir çift sözüm var, akıllarını başlarına alsınlar, yüz sene bu işi yaparlar yine en sonunda bizim şu anda bulunduğumuz noktaya gelecekler insan olsunlar, bizim onlardan ricamız budur.
Bir şeyde beklemiyoruz bu davadan. Somut bir iddia yok zaten. Bu ülkede hukuk olsaydı bu kadar insan burada toplanır mıydı. Hukuku protesto etmek için buraya gelmişiz. Hukuk olsa herkesin evinde işinde olurdu. Bu ülkede demokrasi yoktur.Demokrasiye hasretiz.Önümüzdeki süreçte kesinlikle çatışmalar şiddetlenir, barış olacağına kesinlikle inanmıyorum.
“KCK tutuklamaları Kürt halkını iradesiz bırakmak amacıyla yapılmaktadır”
Ö-G:Nerden geliyorsunuz? AKP için ne düşünüyorsunuz?
Abdülsalim Çelik: Mardinli’yim Bahçelievler’den geliyorum.2000’li yıllarda İstanbul’a geldim Maddi baskılar, köy yakmalar, faili meçhuller yaşandı. Bizim evimiz yakıldı. Yakınlarımız, arkadaşlarımız cezaevlerinde işkencelerden geçirildi. Koruculuk sistemini çıkardılar. Bu insanlara devlet kimlik çıkardı maaşa bağladı. Kürt halkını birbirine kırdırarak bitirmeye çalışıyor. KCK davasında 9 bine yakın insanı içeri aldılar.
Ama büyük kısmının kayda değer hiçbir iddia yoktur. Sadece BDP’li olduğu için sadece Kürt halkının haklarını savunduğu için içeri atılmışlardır. Biz burada hukuku, adalet bakanlığını protesto etmek amacıyla toplandık. Gittikçe çatışmaların şiddetleneceğini düşünüyorum. Çünkü AKP hükümeti bu işi çözmek istemiyor. İstese bir günde çözer. BDP’nin ona yaptığı çağrılar var. Barışa niyetin varsa BDP’nin çağrısına cevap ver.
Sayın Abdullah Öcalan’ın hazırladığı barış protokollerini bize vermedi Erdoğan. Sayın Abdullah Öcalan’ı tecrit altında tutmaktadır aylardır. Kürt halkı haber alamıyor önderliğinden, PKK haber alamıyor. Bu kadar askerinde gerillanın da ölmesinin tek sebebi Tayyip Erdoğan’dır, AKP hükümetidir. Gelmiş geçmiş hükümetlerin en barbarıdır, en canavarıdır.
Roboski’de 35 kişi katledildiği zaman Erdoğan o insanların orda ne işi vardı diye sordu ya peki senin uçağının Suriye’de ne işi var? Önce bunu açıklasın. AK partinin samimi olduğuna inanmıyoruz. KCK tutuklamaları tamamen BDP’yi tasfiye etmek BDP’yi halktan koparmak Kürt halkını partisiz, iradesiz bırakmak amacıyla yapılmaktadır.
“Niye Tayyip Erdoğan oğlunu askere göndermiyor?”
Ö-G: Kürt halkı AKP’yi Erdoğan’ı nasıl görüyor?
Ayşe ana: İstanbul- Fatih ilçesinden geliyoruz. Hepsi benim çocuklarımdır. Biz barış, kardeşlik istiyoruz. Bu kadar köy yaktılar, yıktılar, biz şimdiye kadar barış, kardeşlik istedik. Bu cezaevlerinin hepsi boşalsın bunu istiyoruz. Hepsi de suçsuz insanlardır.
Görüyorum uyuşturucu satanları yakalıyorlar ya bir gün ya iki gün tutuyorlar sonra bırakıyorlar. Ama bize gelince bir poşimizi görseler hemen içeri atıyorlar. Bunların hiçbir suçu yok.
Erdoğan hiç barış ister mi? 35 kişi öldü Erdoğan ne dedi? Annesi 80-90 yaşında öldü nasıl gözyaşı akıyor! O gençler öldüğünde niye gözyaşı akıtmıyor? 35 kişi hepsi nişanlı, hepsi 20-25 yaşındaydı bu çocukların. Onla insan değil mi? Onda hiçbir Müslümanlık yok!
Erdoğan Kürt meselesiyle hiç uğraşmıyor. Hepsi yalan hepsi numara. Askerde bizim oğlumuzdur gerillada bizim oğlumuzdur.
Hepimiz kardeşiz. Niye Tayyip Erdoğan oğlunu askere göndermiyor? O 35 kişiyi katlettiği zaman niye gitmedi annelerden bir özür dilemedi? Niye bir açıklama yapmadı? Biz Kürt halkı, hepimiz Tayyip Erdoğan’a lanet ediyoruz.
