Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Şişli Şubesi tarafından Anadili Günü’ne ilişkin bir açıklama yapıldı. Açıklama, Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Arapça gibi dillerin içinde olduğu 7 farklı dilde yapıldı.
Yapılan açıklamada anadilinde sağlık hizmetlerinden faydalanmanın temel bir insan hakkı olduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi.
“Toplumların hiçbir ayrım gözetilmeksizin eşit düzeyde sağlık hizmetlerinden faydalanması temel bir insan hakkıdır. Bu noktada herkesin kendi ana dilinde sağlığa erişebilme olanakları var edilmek durumundadır.
Birleşmiş Milletler bünyesindeki Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2000 yılından itibaren 21 Şubat tarihini Uluslararası anadil günü olarak ilan etmiştir. Kuşkusuz bu özel günün belirlenmesinde Bangladeş’deki görkemli öğrenci hareketliliğinin Anadil eksenli geniş ve kitlesel eylemselliğin rolü büyüktür.”
“Tek dil politikasındaki ısrar utanç vericidir”
Yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’deki devlet aklının hala tek dilde ısrar ettiği ve bunun utanç verici olduğu belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Yeryüzünde onlarca resmi dili eşzamanlı biçimde barındıran devletlerin bulunduğu ve artık farklı gezegenlerde yeni yaşamların kurgulandı koşullarda Türkiye’deki devlet aklının tek dil politikasındaki ısrarı utanç vericidir. İnsan yaşamını alabildiğine değersizleştiren Bu anlayışın temel bir sonucu olarak; farklı ulusal aidiyetlere sahip on milyonlarca yurttaş Önleyici veya tedavi edici sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Yine bu minvalde başta Suriye olmak üzere farklı ülkelerden Türkiye’ye gelen milyonlarca mülteci ve göçmen de temel sağlık hakkından mahrum edilmektedir.”
‘Kendi anadilinde, eşit, nitelikli, erişilebilir ve ücretsiz sağlık hizmeti’
Açıklamanın devamında anadilinde sağlık hizmetlerinin dar siyasi dayatmaların dışında temel bir insan hakkı meselesi olduğuna dikkat çekilen açıklama şu ifadelerle son buluyor:
“Evrensel düzeyde anadilde nitelikli sağlık hizmetleri verebilme ve temel sağlık hakkından yararlanabilme konusu dar siyasi dayatmaların dışında temel bir insan hakkı meselesi biçiminde ele alınmalıdır. Çok da uzaklara gitmeden, Türkiye’nin komşuları olan İran’daki, Kuzey Doğu Suriye ve Irak federal Kürdistan bölgesindeki anadilde ulaşılabilir sağlık hizmetlerine ilişkin deneyimlerin incelenmesi öğretici olacaktır. Anadolu ve Mezopotamyadaki çok renkli kozmopolitan kültürün korunarak Kürtler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, Çerkesler, Lazlar, Gürcüler, boşnaklar, Azeriler, Arnavutlar başta olmak üzere tüm halkların aciliyetle kendi anadillerinde eşit, nitelikli, erişilebilir, ücretsiz kamu sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekleri yasal ve pratik düzenlemelerin yapılmasının çağrısında bulunuyoruz.”