Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde, “Katliamlara ve Savaşa Dur de, insanca yaşam için mücadeleye” şiarıyla bir kampanya başlatıldı. Kampanyaya ilişkin Samandağ semt pazarında bir açıklama gerçekleştirildi.
Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Mustafa Çelik, Suriye’deki son gelişmelere dikkat çekti. Çelik, 8 Aralık günü HTŞ (Heyet Tahrir El Şam) öncülüğündeki çetelerin Şam’da yönetimi ele geçirdiğini belirterek, “2011 yılında Suriye’de bu çeteler eliyle başlatılan emperyalist saldırganlık; Alevilere, Hristiyanlara, Ezidilere, Kürtlere ve kendilerinden olmayan bütün ezilen halklara yönelik katliamlar ve soykırımlar gerçekleştirilmiştir” dedi.
Türkiye’nin süreçteki sorumluluğuna işaret eden Çelik, “Türkiye’deki devlet yetkililerinin söylemleri, Şam’daki HTŞ yönetimini ziyaret etmeleri ve Emevi Camii’nde HTŞ lideriyle birlikte namaz kılmaları, Türkiye’nin de yaşanan sürecin ana sorumlularından biri olduğunu açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.
‘Arap Alevilere yönelik tehditler artıyor’
Çelik, Lazkiye, Tartus ve Hama gibi şehirlerde Arap Alevilere yönelik saldırıların arttığını ve katliamların gerçekleştirildiğini belirtti. Çelik, “Geçmişte yaşanılan ve neredeyse bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleştirilen IŞİD’in, El Nusra’nın, ÖSO’nun yaptığı katliamlar hala hafızalarımızdadır. Ayrıca Suriye’de Şam’ı ele geçirme saldırısının hemen başlangıcında ‘HTŞ’yi Samandağ’a da gönderin’ diyerek sistematik şekilde Samandağ’ı hedef gösterenlerin ve Arap Alevilere yönelik katliam çağrısı yapanların münferit olmadığının bilincindeyiz!” diye konuştu.
‘Sesimizi yükseltelim’
Samandağ Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bölgede yaşanan saldırıların durdurulması ve halkların güvenliğinin sağlanması için bir kampanya başlattıklarını duyuran Çelik, “Deprem sürecinde bölgeye yönelik ortaya konan politika ve bugün rezerv, istimlak, doğa ve tarih katliamı ile sürdürdükleri yağma-rant-savaş politikaları imha ve katliam siyasetinin bir parçasıdır” diye ekledi.
Çelik, kampanya çağrısında şu ifadelere yer verdi: “Kampanyaya katılarak sesimizi yükseltmek ve mücadeleyi her alanda büyütmek en acil sorumluluğumuzdur.”
Ortak mücadele çağrısı
Açıklama, halklara yönelik saldırılara karşı ortak mücadele çağrısıyla son buldu:
“Halklara yönelik saldırıların artmasını ve katliamların büyümesini beklemeyelim. Arap Alevilere, Kürtlere, Ezidilere, Hristiyanlara ve ezilen bütün halklara yönelik katliam tehditlerine karşı; Ortadoğu’da ulus ve mezhep ayrımı gözetmeyen, halkların eşit ve özgür yaşam talebini yükseltelim ve harekete geçelim! Mahalle mahalle, sokak sokak bu saldırılara karşı mücadeleyi yükseltelim. Bu süreci durduracak tek güç halkların ortak mücadelesi olacaktır.”