GençlikGüncel

RÖPORTAJ | YDG: Dünün Bizim, Bugünün Bizim, Yarının da Bizim Olacağına İnanıyoruz!

“Her bir yoldaşımızın bir adım öne çıkarak devrimci sorumluluklarımızla daha güçlü bağlar kurmak zorunda”

Ülkedeki baskı ortamına her geçen gün bir yenisi eklenirken, İzmir’de son dönemlerde gözaltı ve tutuklama gibi baskılar artış gösterdi. 20 Kasım sabahı İzmir’de 4 Partizan ve YDG okuru, evlerine yapılan baskın ile gözaltına alındı ve ardından 3 kişi tutuklanarak 1 No’lu F Tipi Kırıklar Hapishane’ye götürüldü. Bu süreci YDG ile konuştuk

YDG söyleşide İzmir’de yoldaşlarına dönük gözaltı ve tutuklama süreçlerini değerlendirirken, “Her bir yoldaşımızın bir adım öne çıkarak devrimci sorumluluklarımızla daha güçlü bağlar kurmak zorunda olduğunun farkındayız” vurgusu ile YDG’de örgütlenme çağrısı yaptı.

– İzmir’de çeşitli devrimci ve özellikle gençlik örgütlerine yönelik saldırı ve tutuklamalar var. Sizler de bundan payınızı aldınız ve 3 arkadaşınız tutuklandı. Buna geçmeden önce İzmir’deki tabloya dair kısa bir değerlendirme yapmak ister misiniz?

– Elbette, İzmir AKP-MHP iktidarının seçimleri kaybetse de resmi ideolojinin önemli oradan egemenliğinin bulunduğu CHP’nin önemli bir desteğe sahip olduğu Kemalizm’in etkisinin çok yoğun bulunduğu bir kent. Birçok üniversite var. Ayrıca önemli işçi havzalarına sahip ve kentin genellikle dışına doğru yayılan fabrikalar ve tarım alanlarının yanısıra liman kenti olarak da önemli bir yere sahip. Doğal ormanlık alanların yoğun bir şekilde bulunduğu kentte doğaya dönük saldırıların da çok yoğun gerçekleştirildiğini söyleyebiliriz.

Kısaca özetlemek gerekirse, toplamda Kürt ulusal sorununun özgün biçimlerde yaşandığı bir kent olmakla birlikte İzmir’in birçok toplumsal sorunun yoğun bir şekilde yaşandığı bir kent olduğunu ifade etmeliyiz. İşçi ve emekçilere dönük saldırıların kadın ve LGBTİ+lara, özelde trans kadınlara yönelik saldırıların, doğaya dönük saldırıların, liman kenti olduğu için emperyalist politikaların çoğu zaman gündem olarak karşımıza çıktığı bir kentte bu sorunlar karşısında sürekli bir hareketlilik olduğunu söylemeliyiz.

– Bu tablo içerisinde YDG özelinde soracak olursak, 3 arkadaşınızın tutuklanması ile ne hedeflenmektedir ve sizce bu saldırılarla gençliğin örgütlenmesi engelleyebilir mi?

– Yukarıda ifade ettiğimiz bir dizi sorunla en yoğun karşılaşan kesim, gençlik oluyor. Bunun sonucu olarak da gençlik mücadelesi açısından İzmir’in dinamik bir kent olduğunu kabul etmek gerekir. YDG olarak bugüne kadarki idelojik-politik hattımız, ortaya koyduğumuz eylemler de doğalında; geniş yelpazede parçalı devam eden mücadeleleri, birleştirmeye ve kapsamaya odaklanan bir duruşu ifade ediyor. Bu açıdan devletin, hakim sınıfların çıkarını korumak adına uyguladığı faşist terörün muhattabıyız.

Bugün gerçekleştirilen tutuklamaların gerekçesinin, tutuklanan yoldaşlarımızın tutuklanma sürecinde savcılık ve polis tarafından yöneltilen soruların dahi bütünlüklü kavrayışımıza yönelik bir saldırıyı içerdiğini söylemeliyiz. Arkadaşlarımızın katıldığı tüm demokratik eylemler -ki bunlar yukarıda ifade ettiğimiz toplumsal sorunların bütününü ve fazlasını ifade etmektedir- devlet tarafından “suç” olarak nitelendirilmekte, yoldaşlarımızın TKP-ML üyesi olduğuna dair iddaların temeli haline getirilmiştir.

Nedir bu eylemler? Geri dönüştürülmek istenen bir geminin İzmir körfezinde parçalanarak körfezin atıklarla zehirlemesine karşı çıkmak, sokak hayvanlarının katledilmesine dönük çıkarılan yasa tasarısına karşı durmak, Kürt ulusunun, toplamda halkın iradesini gasp eden kayyum uygulamalarını protesto etmek, Rojava’ya yönelik işgal girişimlerine ses çıkarmak, faşist TC’nin Siyonist İsrail devletiyle yaptığı işbirliğini teşhir etmek, ekonomik siyasi sorunlar karşısında geleceksizliğe intihara sürüklenen gençliğe örgütlü mücadeleye katılma çağrısı yapmak, 6 Şubat depreminde katledilen-enkaz halkında bırakılan; ölüme, açlığa, yoksulluğa sürüklenen halkla dayanışmayı büyütmek, halkı bu dayanışmayı büyütmeye, katliamın hesabını sormaya çağırmak, LGBTİ+lara yönelik nefret politikalarının gün ve gün tırmandırıldığı bir zamanda onlarla dayanışmanın, varlıklarını tanımanın, seslerini duyurmanın adresi olan Onur Yürüyüşü’ne katılmak, zindanlarda tecrit altında tutulan işkenceye maruz bırakılan devrimci tutsaklarla dayanışma eylemlerine katılmak… Ve daha sayamayacağımız bir dizi gündem karşısında gençliğin, halkın temel haklarını savunmanın tutuklanma gerekçesi yapıldı.

Böyle bir sürecin ardından 3 arkadaşımız tutuklandı. Gözaltına alınan bir arkadaşımız işbirlikçilik dayatmasıyla tehdit ve psikolojik işkenceyle karşılaştı. Açıkçası arkadaşlarımızın tutuklanma sürecinin ardından yaşananlar dahi bu tutuklanma saldırısıyla neyin hedeflendiğini gösteriyor. 25 Kasım eylemleri, Suriye’de yaşanan gelişmeler, TC devletinin Kürt ulusunun kazanımlarını içerde ve dışarıda hedef alan faşist saldırıları, KYK burs ve kredilerin açlık sınırının altında kalacağının açıklanması devletin planlarını gösterdi. Devlet halka dönük saldırılarını artırmanın ardı arkası kesilmeyen hak gasplarının faşist saldırganlığının karşısında sessizliği hakim kılmanın yolunu yoldaşlarımızı ve dostlarımızı tutuklamakta bulmuştur.

Devrimci sorumluluklarımızla daha güçlü bağlar kurmak zorundayız!

– Tutuklamaların ardından YDG kentte yapılan birçok çalışmaya katıldı ve ortak bir eylem süreci açığa çıktı. Bu devletin örgütlenmeye dönük saldırılarına bir yanıt anlamını taşımaktadır. Peki kentteki toplam saldırılara da benzer karşı koyuşlar planlanıyor mu? 

– Bizim açımızdan bu tutuklama ve gözaltı saldırılarının yeni bir şey olmadığını kabul etmek gerekir. Bu açıdan gerçekleşen tutuklanmalar nicel durumumuz düşünüldüğünde bizim açımızdan önemli görülebilir ancak bizler bu saldırının ve etkisinin salt tutuklamaları gündemleştirerek aşılamayacağı kanaatindeyiz.

Bu açıdan ilk reflekslerimiz yoldaşlarımıza yönelik tutuklama saldırılarına dair sözümüzü söylemek, bu durumu teşhir etmek olurken bugün açısından yoldaşlarımızı tutuklayarak sendelenmek istenen politik faaliyetimizi büyütmek için daha kararlı, dinamik bir gençlik çalışması örgütleme sorumluluğuyla karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz. Bu açıdan örgütsel mekanizmalarımızı daha aktif kullanma, her bir yoldaşımızın bir adım öne çıkarak devrimci sorumluluklarımızla daha güçlü bağlar kurmak zorunda olduğunun farkındayız.

Buna uygun bir politik örgütsel bir şekilleniş ve politik planlama gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan gençliğin geniş sorunlarına ve özel sorunlarına yönelik dinamik bir çalışma örgütlemeyi planlıyoruz. Son günlerde tutuklamalara karşı kentte gerçekleşen eylemleri gözönünde bulundurursak bu eylemleri dahi gençlik kitlelerinin yaşadığı sorunlara karşı söz söylediğimiz, yaşadığımız tutuklamaların, gözaltıların, baskıların bu sözü bastırma gayretine karşı sesimizi daha fazla çıkarma, geleceğimizi daha güçlü bir şekilde örgütleme gayretine sahip olduğumuzu söylemeliyiz.

– Son olarak faşizmin tüm saldırılarına rağmen mücadelde ısrarlı olan bir gençlik örgütü olarak gençliğe nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?

– Yukarıda ifade ettiğimiz şekliyle, biz yaşadığımız saldırıları politik mücadelenin bir gerekçesi olarak ele alıp, her saldırı karşısında daha kararlı ve istikrarlı mücadele örgütlemeyi zorunluluk olarak görüyoruz. Bu açıdan tarihimizin faşist diktatörlüğün her türlü saldırısı karşısında gençlik kitlelerinin dinamizmine yaslanan, gücünü idelojik kararlığımızdan ve haklılığımızdan alarak yürümenin örnekleriyle dolu olduğunu görüyoruz ve bu bilinçle andaki görevlerimize odaklanıyoruz.

Bu açıdan her bir yoldaşımızın daha fazla insiyatif alma sorumluluğu bulunurken sizin aracılığınızla genç okurlarınızı YDG Komisyonlarında örgütlenmeye, sorunları karşısında eylem ve etkinliklerimizi bir mücadele zemini olarak görmeye, yayınlarımızı takip ederek idelojik-politik görüşlerimizi paylaşmaya, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi her alanda yaymanın sorumluğunu paylaşmaya çağırıyoruz. Dünün bizim, bugünün bizim, yarının da bizim olacağına olan inancımızla Özgür Gelecek emekçilerine teşekkürlerimizi sunarak iyi çalışmalar  diliyoruz.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu