İstanbul: Basına dönük baskı ve saldırıların arttığı, binlerce gözaltı ve onlarca tutuklamanın yaşandığı bu süreçte birçok gazeteci de bu tutuklamalardan payını aldı. Ama belki de bu dönemde gazeteciler açısından yaşadıklarının görünmeyen bir yönü de işsizlik… Gazetecilik namına gerçeğin peşine düşen kadınlar ise söz konusu olan, bu işsizlik kabusuna karşı daima yapılacak bir şeyler vardır hissiyatını güçlendiren örneklere mutlaka erişirsiniz. İşte örneği: Gazete Yazıyor!
İşsiz kalan beş kadın gazetecinin yollarının keşistiği yer oldu Gazete Yazıyor. Kadın gazeteciler “Gazete Yazıyor” isimli haber sitesi ile dijital ortamda gazetecilikte ısrarcı olduklarını duyurdular. Gazete Yazıyor emekçilerinden Zülal Koçer ile iki kadın gazeteci olarak bir araya geldik. Beş gazetecinin nasıl bir fikirle bir araya geldiğini, bu sitenin diğerlerinden farklı olarak yoğunlaşacağı alanların neler olacağını konuştuk.
Zülal “Tabii beş kadın gazetecinin bir araya gelmiş olması tesadüfi değil ya da hiçbir şey ifade etmiyor değil. Bizim beş kadın olarak bir araya gelmemiz aslında hayatın her alanında olduğu gibi erkek egemenliğinin yarattığı bir şeydi, bizi sürüklediği bir yerdi burası” diyor ve erkek egemen baskının her yerde kadınların karşısına çıktığını ve buna karşın kadınların da bu mücadelede yan yana gelerek dayanışma içerisine girdiğini anlatıyor.
– Bu fikir nasıl ortaya çıktı, beş kadının yolu nasıl kesişti?
– İlk olarak nasıl Gazete Yazıyor fikri oluştu. Mesela ben Hayat TV’de çalışıyordum, KHK ile kapatılınca buralar, işsiz kaldım. Ardından üç arkadaş ile yolumuz Jinnews’te kesişti, Jinnews’te bir süre sonra devam edemez noktaya geldik. Bunlar ekonomik nedenlerdi, bunu şu yüzden söylüyorum: İktidarın kendisine muhalif gördüğü medya üzerine baskıları sadece KHK ile işten çıkarmak, gözaltı ve tutuklamalar ile olmuyor. Çeşitli baskılar var, ekonomik yanı var bunun.
Basın ilan kurumuna ilan vermediği gibi çeşitli yöntemlerle de ekonomik kıskaca almaya çalışıyor gazetecileri. Bizler de işsiz kaldık ve başka işlerde yapmak istemiyorduk, gazetecilikte bir ısrarımız vardı. Gazetecilikte ısrarımız da, gerçek bir gazetecilik ısrarıydı, yani merkez medyada yer almak, salt mekanik bir iş yapmak değil gerçek habercilik.
Şimdiye kadar doğru bildiğimiz işi yapmak, halka gerçeği ulaştırmak üzerine ne yapalım diye düşünürken, ilk başta alternatif olmayı önümüze koyduk. İktidarın muhalif medya üzerinde müthiş bir baskı kurduğu, kendisine yakın gördüğü ve kendisinin biçimlendirdiği ana akım medyanın da üç maymunu oynadığı bir dönem malum, içinde yaşadığımız günler. Gerçekleri görmeyen, duymayan, bilmeyen ve 3 maymunu canlandırmakla birlikte halka da bu şekilde giden bir medya var, biz de buna karşı çıkıyoruz: Görüyoruz, biliyoruz, duyuyoruz ve bunu halka aktaracağız.
“Bir araya gelişimiz tesadüfi değil”
– “Beş kadın gazeteci gerçeğin yükü yola düştük” şiarıyla bir araya gelen kadın gazeteciler, Gazete Yazıyor’a aynı zamanda bir kadın sitesi diyor mu?
– Bize sıkça şu soru soruluyor, kadın haberciliği mi? Bilinçli bir tercih mi? Aslında biz beş kadın gazeteci bilinçli olarak bir araya gelmedik. İşsiz kalan bir grup arkadaş olarak bu işe giriştiğimiz zaman baktık beş kadın olmuşuz, aslında temelde 3 kadın, 2 kadın da destek oluyor. Tabii beş kadın gazetecinin bir araya gelmiş olması tesadüfi değil ya da hiçbir şey ifade etmiyor değil.
Bizim beş kadın olarak bir araya gelmemiz aslında hayatın her alanında olduğu gibi erkek egemenliğinin yarattığı bir durum, bizi oraya sürüklediği bir yer. Örneğin bir görüntü almak istediğin zaman bir erkek kendi fiziksel özellikleri itibariyle bir şekilde senin önüne geçebiliyor. Her ne kadar var olduğu kurum eşitliği savunuyor olsa da sonuç değişmiyor. O egemenliğin kendisine sağladığı kolaylığı kullanıyor ve buna benzer pek çok sıkıntı yaşıyor, bu anlamda tesadüfü bir biraraya geliş değil bizimkisi.
Diğer yandan sadece kadın gazeteciliği yapmak istemem, diğer arkadaşlar için de geçerli bu durum. Kadın haberciliği yapacak mıyız noktasında ise, özel olarak kadın haberciliğine yoğunlaşmamız olmayacak yani bu site kendisini kadın haberciliği üzerinden var etmeyecek ama bizim kadın bölümümüz var ayrıca ve belki daha önceki deneyimlerimizden de öğrenerek, haberlerimizde cinsiyetçilikten uzak, o alışa gelmiş dilden uzak bir yol çizeceğiz. Bu noktada aslında bir kadın haberciliği çabası olacak.
“İnsanlar sözünü söyleyemeyecek durumda”
– Gazete Yazıyor diğerlerinden farklı olarak, alternatif ne koyacak ortaya? Mesela sitenizde özgün bir bölüm olarak Çocuk Bölümü var. Oldukça zor bir iş ve ciddi emek isteyen bir alan burası. Neler düşünüyorsunuz?
– Aslında bugün muhalif saydığımız pek çok basın kuruluşu tarif ettiğimiz bir haberciliğe, bizim yola çıkarken saydığımız saiklerle başlamış pek çok basın emekçisi var. Evet biz bunu yapacağız, gerçek habercilik yapacağız, olabildiğince bunu gerçekleştireceğiz. Ancak biz bir adım da önde olma durumu oluşturmak istiyoruz. Bugün kendimizi bu şekilde var ettiysek, basın kuruluşlarından bir adım önde söz söylemek, bugüne kadar söylediğimizi ama aslında kendimizi aşmak istediğinden bu.
İkincisi çocuklara dair habercilik yapacağımızı söyledik. Basın emekçileri olarak bu ülkede çocukların durumu bizi kaygılandırıyor. Özellikle önceki gazetecilik deneyimlerimize baktığımız zaman çocuklar ciddi anlamda istismara uğruyor, öte yandan gelecek yok çocuklar açısından. Çocukları biraz daha öncellemek istedik, ebeveynler açısından da. Bir yandan bu kadar kirli bilginin ortaya çıktığı bir dönemde daha sağlıklı bilgiler sunmak gibi derdimiz var. Çocukların ve ebeveynlerin dönüp bakacağı, kitap, tiyatro önerilerinin olduğu yazılar olacak.
Bir de öykü bölümümüz var, daha önce pek çok sitede olmayan bir bölüm. Orada da şöyle bir fikir öne çıktı, öyle bir dönemdeyiz ki insanlar kendini ifade edecek, sözünü söyleyemeyecek durumda. Kültür-sanat-edebiyat-bilim alanında sözler gizli gizli yürütüldü aslında. İnsanların seslerinin içine gömüldüğü bir zamanda belki öykü ile olacak bu ama biz insanlar söz söyleyebilsinler gayesindeyiz bu bölümle.
– Son olarak kadın gazetecilere nasıl bir çağrınız olur?
– Biz gazetecilik ısrarımızdan vazgeçmedik, bugün hala çeşitli şekillerde baskılanan pek çok gazeteci arkadaşımız var. Birincisi onların bir şekilde devam etmesi, bu noktada dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. İkincisi kadınların üzerine düşen yük daha fazla. Bugün hala kadın haberciliğini, o eşitlikçi söylemi öğretmemiz gerekirken, belki yan yana olduğumuz, çalıştığımız arkadaşlara öğretmemiz gereken, törpülememiz gereken pek çok şey var, bu anlamda onlara seslenmiş olalım…