GüncelKadın

Rojava’dan izlenimler | Savaşın “eksik” yanını tamamlamak için değil savaşçı olarak cepheye gidenler…

Savaş hikayelerinin erkek üzerine kurulu dünyasında direnişte halk ordusu savaşçısı olarak yer alan Sefagül Aslan'ın izlenimlerini sunuyoruz.

Rojava: Rojava’da 9 Ekim’den bugüne, her yerde direniş sürüyor. Devrimin topraklarında işgalci TC ordusunu ve onların çetelerini istemeyen savaşçılar, muazzam bir irade ile direniyor.

Örgüt ayrımı yapmadan söyleyebiliriz ki, tek hedef direnmek… Diğer yandan savaş hikayelerinin erkek üzerine kurulu dünyasında direnişte TKP-ML TİKKO savaşçısı olarak yer alan Sefagül Aslan’ın izlenimlerini sunuyoruz.

Burada savaş muazzam bir irade ve yaşamın kendisi olarak sürüyor. Direniş cephelerinde cephanesinin sonuna kadar direnen savaşçılar sohbetler eden, tartışmalar yürüten ve hatta şakalaşan insanlar…

Savaşın “eksik” yanını tamamlamak için değil bizzat bir savaşçı olarak cepheye giden KKB’li Sefagül Aslan’ın cümleleri ile Til Temir köylerindeki bir mevzideki üç gün…

***

Eğitim ve direniş bir arada

“Merhaba yoldaşlar bugün cephedeki ilk günüm. Erişa’ya gelmek için çok geç bir saatte yola çıktık. Yolculuğa çıkarken yoldaşlarla vedalaştık. Her sefer cepheye, hamleye gidişte yoldaşlarla vedalaşılır. Bu vedalaşmalarda yoldaşlarınla son görüşme olabilir düşüncesi ile karşılıklı sımsıkı sarılırsın. Cepheye giden de geride kalan yoldaşlar da aynı şekilde düşünür.

Til Temir merkezden çıkarak ilerlerken yol boyunca rejim askerlerini gördük, ateşler yakmış kalabalık gruplar halinde bekliyorlardı. Normalde bugün aldığımız bir habere göre rejim askerleri birçok yerden geri çekilmişti. Zaten bu şaşırtıcı değildi. İşgalin başladığı günden bugüne rejim, bütün saldırı süreçlerinde geri çekiliyordu.

Ama bu durum, savaşta direnenler cephesinden çok olumsuz karşılanmıyor. Hatta “iyi ki çekildiler, en azından cephaneleri bize kaldı” diyerek olumlanıyor bile. Konumlanacağım mevziye geldikten sonra bizden önde olan cephedeki arkadaşlarla biraraya gelerek genel duruma dair sohbetler ettik.

Genel olarak söylenen “teknik ve taktiği birleştirmek gerektiği”, bu sebepten dolayı birkaç gündür çatışmalarda havan, doçka, bisving vb. kullanıyor. Eğitim ve direniş bir arada.”

Direnişle gelişen mizah

“Benim olduğum köyde trajikomik bir olaydan bahsediyorlar. Bu tarz olaylar direnişin bir parçası olarak hep yaşanıyor. Bir arkadaş cephedeyken bir aylık cephanemiz var diye tekmil veriyor.

Sonrasında arkadaşlar düşünüyor ve ‘muhtemelen abartıyor ve eğer abartıyorsa en azından yarısı vardır’ diye düşünüp 15 gün yeter diye ikna oluyorlar. Tekmil verdikten bir saat sonra arkadaş arıyor bizim cephanemiz bitti diyor.

Direniş ve savaş aslında yaşamdan bağımsız şeyler değil. Devrimcileri, özgürlük savaşçılarını bilen bilir, onlar keyifli, gerektiğinde işine kilitlenen insanlardır. Ama mizah mutlaka vardır yaşamlarında.

Til Temir’in köylerinde hava saldırılarına rağmen şakalaşan özgürlük savaşçıları muazzam bir irade ile direniyor. Bir adım dahi geri adım atmıyor.

Bugün sabah bir komutan arkadaş içten ve samimi bir şekilde kendisiyle ilgili bir olayı anlatıyor. Dün sabah erken saatte oldukları bölgede sis varmış ve sisli havada operasyon yapacaklarmış. Komutan arkadaş bir saat istirahat etmek için operasyonu bir saat sonra yaptırıyor. Sonrasında özeleştiri verirken de ‘ben sisin o kadar erken kalkacağını hiç düşünmedim‘ diyor.

Zaten sisli havalarda, sis kalktığı anda operasyon durmak zorunda.

Sisli havalarda ve geceleri çeteler daha da korkuyor. Genelde de operasyonlar geceleri ve sisli havalarda yapılıyor. Biz bunu Türkiye Kürdistanı’ndan da biliyoruz.

TC askerleri sisli havalarda her taraftan savaşçıların çıkacağı korkusuyla bekliyorlar. Genelde yağmurlu, sisli hava gerillanın ya da savaşçının düşmanı yok etmesinin en büyük zemini oluşuyor.

Bulunduğum cepheye dair bir iki bir şey söylemek istiyorum. 15 gündür burada bir direniş var ve bu cephedeki direnişte arkadaşlar sadece iki köyü kaybetmişler. Ciddi bir direniş var.”

 

Barış güvercini gibi oldun!”

“Özgürlük savaşçıları direnmenin tadını aldıktan sonra onun için direniş, cephe, mevzi hep gidilmek istenilen yer olur.

Merhaba yoldaşlar bugün cephede 2. günüm. Normalde arkadaşlar Erişya köyünde sabah 9.00-10.00 gibi çetelerin saldırıya başladığını ve akşama kadar da saldırının sürdüğünü söylüyorlardı. Ben de büyük bir heyecanla sabah erken saatte gelerek bekleyenler arasında idim. Saat 11.00-14.00 arası herhangi bir saldırı olmadı.

‘Barış güvercini gibi oldun, sen geldin saldırı yok’ diye arkadaşlar bana şakalar yapıyorlar. Bizim bulunduğumuz yerin sağ tarafında birkaç kilometre Aziziye tarafına dün çok ciddi yoğun saldırı oldu.

Oradaki cephe birkaç köy geri çekilmek zorunda kaldı. Akşam üzerine kadar operasyonlar devam etti.”

“…Ben ilk geldiğimde noktada bir tane daha kadın yoldaş daha vardı. Özel olarak onun yanına gelmek istedim. Çoğu zaman bir yerde tek kadın kalmanın çok sıkıntıları, zorluğu olabiliyor. Bunu bende daha önce yaşadım.

Cephede tek kadın olmak çok sıkıntı olmuyor ancak kadın arkadaş tek olunca onu operasyona çıkarmama gibi durumlar olabiliyor bu da onun ‘korunduğunun’ düşünmesine yol açabiliyor. Ben gelmeden önce burada benzer bir durum yaşanmış. Bunun üzerine komutan arkadaşla konuştuk.

Konuşmamızdan ve Çiçek Kobane’nin videosunu izledikten sonra kadın arkadaşı tek olduğu için operasyona göndermediğini ve bunun feodal bir yaklaşım olduğunu kabul etti.

Kadın devriminin hanesine yazılan bu durum farklı farklı örneklerle karşımıza çıkıyor.”

“Cephede gayet normal bir gün. Daha önce burada olan yoldaşlar yeni katılım yapanlara köyün mayınlı olan bölümlerini gösterdiler.

Bugün cephede üçüncü günüm. Dün akşam iki grup arkadaş daha geldi. Bir grup da enternasyonal anarşist arkadaşlar hem savaşçı hem de sağlıkçı olarak mevzilendiler ve son katılımlarla 5 kadın olduk.

Bugün sabah Erişya köyündeki tüm mevzilerdeki yoldaşları sanırım 8 noktaya 10 kişilik bir grupla ziyaret ettik. Birçok noktada genelde Rojavalı yoldaşlar vardı. Grup komutanı arkadaş, ziyaretlerimizde cephedeki yoldaşlara ‘Kanadalı, Rus, İspanyol; bütün dünyayı buraya topladım’ diyerek espri yaptı. Gerçekten bu ziyaretler genel olarak hepimize büyük moral oldu. Moral olması çok anlamlı ancak bizim buradaki esas amacımız mevzileri tanımak durumlarını öğrenmekti.

Nerede konumlandıklarını görmek için gittiğimizde tüm yoldaşlar birbirinden güç aldı. Noktaları gördüğümüzde güçlü olduğumuzu daha iyi hissettik ve anladık. Aynı zamanda enternasyonallerin de bizimle birlikte olması dayanışmanın gücünü gösteriyor. Enternasyonal katılımlar, yaratılan büyük bir değer.

Bugün öğlen saatlerinde mevzideki yoldaşlarla bulunduğumuz köyün güvenliği ve mevzinin etrafındaki boş mezralar üzerine tartışmalar yürüttük. Düşmanın oradan girme ihtimalinin olduğu düşünerek hesaplamalar yapıldı ve sabotajcı arkadaşları çağıralım diye konuştuk.

Enternasyonal Özgürlük Taburu’nun da bir sabotaj timi var biz o yoldaşları önerdik. Ancak her cephenin ayrı sabotaj birim timi olduğu için bizim bölgeye bakan yoldaşlar çağrıldı.”

“Vedalaşarak da ayrılsalar savaşçıların da duyguları var ve aldıkları kötü haberden etkilenip duygusallaşabiliyorlar.

Bugün içimizi acıtan kötü bir haber aldık. Dün bahsettiğim Aziziye tarafındaki şiddetli çatışmaların olduğu bölgede DKP/Birlik savaşçısı Ceren yoldaşın yaralandığını ve komada olduğu haberini aldık.

Bu haber Enternasyonaller ve Türkiye devrimci hareketindeki onu tanıyan tüm yoldaşlar için kötü bir haberdi. Ceren yoldaş hepimizin çok sevdiği bir yoldaştı. 3 yıla yakındır cephedeydi, çok hamlelerde birlikte kaldığımız, kadın yoldaşlığını en yakın hissettiğim, birbirimizle çok güzel ve devrimci zaman geçirdiğimiz bu yoldaşın yaralı olduğu haberini almak gerçekten bizi çok üzdü.

Ceren yoldaş iyileştiğinde bu ses kaydını onun dinleyeceğine inanmak istiyorum.  Bütün yoldaşlar Ceren yoldaşın hızlı bir şekilde ayağa kalkıp görevinin başında yer almasını istiyoruz.

Ceren yoldaş seni çok seviyoruz.”

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu