Ermeni Sosyal Meclisi Başkanı Areef Qasabian 15 Eylül Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Ermeni Sosyal Meclisi’nin Kuzeydoğu Suriye’deki Ermenilerin sayısını belirlemek ve Ermeni dilini canlandırmak için çalıştığını söyledi.
Qasabian’ın North Press’e verdiği demeçte, “Osmanlı devletinin onlara karşı yaptığı katliamların ardından 1915’te Suriye’ye gelen Ermeniler için bir nüfus sayımı yapıyoruz” dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kontrolündeki bölgelerde Ermeniler
Ermeni Meclisi Başkanı Areef Qasabian şunları ifade etti:
“Konsey, 24 Nisan 2020’de kuruldu. Bundan önce, Nubar Ozanyan ismiyle askeri bir birlik, askeri konsey oluşturulmuştu, 24 Nisan 2019 tarihinde. Askeri Konsey’in kurulması, bizim de Ermeni Sosyal Konseyi kurmamız için için bir fırsat oldu.
İlk olarak istatistik çalışmalarına başladı ve hala da 1915 katliamı esnasında buraya zorla yerlerinden edilmiş nüfusa dair istatistik çalışmaları bitmiş değil. 1915’te soykırımın çocukları zorla göç ettirildiler. Biz de yeniden bu istatistikleri belgelemeye başladık. Biz Ermeni toplumu olarak Özerk Yönetim içerisinde tanınmadık; rejim altındaki Suriye devleti içinde de tanınmadılar, sadece kilise içinde biliniyorlardı. Bu şekilde tanınan sadece 25-50 aile vardı. Dinleri değişen, dilleri değişen, tarihleri değişen, kültürleri değişen bu insanlar hiçbir zaman tanınma hakkını elde edemediler. 24 Nisan 2020’de Konsey kurulduğu zaman, biz değerlendirme yaparak başladık. Bu değerlendirmeler sonucu yüzlercesi tanınmış oldu. Bu aileler Kürt, Arap ya da Suriyeli aşiretler tarafından büyütülmüşlerdi. Bu insanlar Özerk Yönetim içinde tanınmaya başladığında dini olarak tanımlanıyorlardı. Örneğin Ermeniler Süryanilerle birlikte anılıyorlardı, Süryani olarak kabul görüyordu. Biz kararımızı verdik ve Özerk Yönetim’e yeni bir rapor yazdık. Hıristiyan, Müslüman ve Yezidi Ermenilerin haklarını kazanabilmeleri için nüfus sayımı yapılmasını istedik. Özerk Yönetim de bizi destekledi ve onay verdi. Biz de bu yeni sistemi oluşturduk. Meclis içinde bazı çabalarımız oldu, anadil eğitimi için. Anadil çok zor ancak imkansız değil. Ermeni dili öğretimi alanında uzmanlaşmış öğretmenimiz ve 7 yaşından 50’ye kadar her yaştan öğrencimiz var.
En büyük kazanımımız nedir? Biz Meclisi merkez olarak Heseke kentinde kurduk. İkinci olarak, Qamişlo’da bir toplantı var, bazı üyelerimiz orası için hazırlanıyorlar. Aynı zamanda Deir ez-Zor’da bir meclis kuruldu. Bunların hepsi Heseke’deki merkeze bağlı. Destek olarak, biz hala hiç kimseden bir destek almıyoruz. Ermeni Sosyal Meclisi’nde yirmi üyemiz var. Tüm üyeler işlerini yapıyorlar, fakat destek olarak, hiç destek almadık. Birisi Serekaniye’den zorla göç ettirildiğinde aileler olarak bir araya geliyoruz ve Özerk Yönetim’le görüşüyoruz. Tüm üyelerimiz görevlerini yapıyorlar, ev buluyoruz, onları kampa yerleştiriyoruz. Fakat ekonomik destek olarak, bu konuda Meclisimiz hiçbir desteğe sahip değil.
Serekaniye’deki savaşta Ermeniler ikinci ve üçüncü soykırıma tanıklık ettiler. 1915’ten bu yana, Ermeniler üç soykırım gördüler, Karabağ’da, Serekaniye’de, Afrin’de biz birçok mücadele ve baskıya tanıklık ettik. Bu sadece Ermenilere yönelik değildi, bu tüm topluluklara yönelikti ve halka karşı bular tekrarlanıyor. Biz Serekaniye’deki ailelerimizi görmeye gittiğimizde biz sadece Ermenileri görmüyoruz, tüm halkı görüyoruz.”
Kaynak: https://armenian-rojava.org/category/news/
