Yazılı bir açıklama yapan ve tkpml.com isimli sitede yer alan haberde TKP-ML Avrupa Komitesi, yaptığı açıklama ile “Faşist TC devleti, Osmanlı’dan devraldığı geleneği, yeni katliamlarla sürdürdü/sürdürüyor.
28 Aralık 2011’de Roboski’de F-16 uçaklarıyla yaptığı bombalama sonucu 34 Kürt köylüsünü katletti. Katledilen 34 kişiden çoğu çocuk yaştaydı. TC devleti bu katliamla Zilan, Koçgiri, 33 Kurşun ve Dersim katliamının devamcısı, sürdürücüsü olduklarını bir kez daha ortaya koydu” dedi.
Yapılan açıklamada, “AKP-MHP faşist iktidarı, Kürt halkını katletmeye devam ediyor. Kuzeydoğu Suriye toprakları işgal edildi. Rusya ve ABD emperyalistlerinin onayıyla başlatılan işgal ve savaşta yüzlerce yurtsever, devrimci katledildi. TC devleti IŞİD artığı çeteleri Kuzeydoğu Suriye’de, Rojava’da Kürtlerin kazanmış olduğu demokratik hakların yok edilmesi için kullandı.
Efrîn’i, Serêkaniyê’yi, Girê Spî’yi işgal etti. Sadece Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmak için saldırmakla da kalmadı; içeride ve sınır ötesinde, Kürt halkının bulunduğu tüm alanlara/bölgelere saldırdı/saldırıyor. ‘İçeride’ gerillanın barındığı dağları uçak, İHA ve SİHA’larla bombalarken; Rojava, Irak Kürdistanı ve Şengal de faşist iktidar tarafından savaş alanına dönüştürülmüş durumda. Faşist iktidar, ‘Şengal ikinci Kandil olmamalı’ demagojisiyle Şengal’i hedef alıyor; Kandil’e işgal amacıyla bir saldırı başlatıp Zap ve Kandil bölgelerinde gerilla alanlarını bombalıyor” denildi.
Açıklamanın devamında,
AKP-MHP iktidarı altında katliamlar, gözaltında ve hapishanelerde işkenceler, Kürt ulusuna karşı saldırılar hızından hiçbir şey kaybetmeden devam etmekte. Hapishaneler adeta birer işkencehaneye dönüştürülmüş durumda. Yasaklar, tutuklamalar, işkenceler ve ölümler gündelik olaylar halinde devam etmektedir. 15 binin üzerinde Kürt siyasetçi, HDP’nin iki Eşbaşkanı ve 9 milletvekili tutuklu.
PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasının kaldırılması ve hapishanelerdeki korona virüs sürecinde “tedbir” adı altında uygulamayan konulan hak ihlallerine karşı 27 Kasım’da açlık grevleri başladı. Tutsaklar bedenlerini açlığa yatırdılar. Hapishanelerde salgına yakalananlar tek kişilik hücrelere konularak, tedavileri yapılmayarak ölüme terk ediliyorlar. Hasta tutsakların tahliyeleriyle ilgili bütün çağrılar karşılıksız kalıyor.
TC rejimi içeride ve dışarıda yaşadığı çıkmazı kendisine muhalif olan tüm güçlere saldırarak aşmak istiyor. Bizler faşizmin ortak ve birleşik mücadeleyle yenileceğini biliyoruz ve “Faşizmi Yıkacağız, Özgürlüğü Kazanacağız” şiarıyla faşist diktatörlüğün saltanatına son vermek için mücadeleyi yükselteceğiz!” denildi.
