14 Kasım’da vizyona giren Deliha isimli filmi uzun zamandır merak ediyorduk. Zeliha isminde, yeni (Yeşilçam filmlerinden biraz farklı) bir “Erkek Fatma” karakterinin aşık olma macerasını konu edinen Deliha filmine gittiğimizde açıkçası yarısında, molada kendimizi zor dışarı attık.
Bu “zorluk”, gülmekten karnımız çatlayacak noktaya geldiği için değil tabii ki… Aksine ilk dakikadan itibaren abartılı kaba tavırları ve cinsiyetçi esprileri karşısında duyduğumuz hoşnutsuzluk ile “ha şimdi güldük, ha şimdi güleceğiz” beklentisi arasında yaşadığımız zorluktu.
Gülmeye ihtiyacınız varsa sakın Deliha’ya gitmeyin!
Açıkçası gülmeye biraz ihtiyacımız vardı ve zaten cinsiyetçiliğin üretilmediği bir komedi, güldürü vs. bulmak bu kadar zorken; kimi eleştirmenler ve izleyiciler tarafından neredeyse içerisinde “feminist ögeler barındırdığı” iddia edilen Deliha’ya gitmek farz oldu. Hele de filmin başrolünde oldukça başarılı bir kadın oyuncu olan Gupse Özay varsa…
Ama ne yazık ki, hevesimiz kursağımızda kaldı!
Karşımıza her hareketi ile her yanından mide bulandıracak derecede cinsiyetçilik akan Recep İvedik “efsanesinin” kadın versiyonu çıktı. Filmde bahsi geçen “feminist öge”ye biz rastlamadık ama bol bol kadının toplumsal (ama tabii ki de erkek egemenliği tarafından sınırları çizilmiş) rollerini işaret eden ve kadını aşağılayan sözde esprilere muhatap olduk.
Gişe rekoru kırmak için bu kadar kadını aşağılamaya, küçümsemeye gerek var mıydı?
Demek ki gerek varmış, çünkü (yapılan “deli gibi reklam”ların da ciddi etkisiyle) Deliha’nın gişe rekorunu 2 haftadır hiçbir film kıramadı.
Kıramıyor!
Bizi ne rahatsız etti?
Bu arada tepkimiz Zeliha’nın deli-dolu olmasına değil. Ya da “bir kadına yakışmayacak denli kaba saba, küfürbaz” olması değil bizi rahatsız eden… Ya da hoşlandığı erkeğin “peşinden koşarak” kadının toplumsal rolüne aykırı bir hareket tarzına sahip olması da değil filmi katlanılmaz kılan…
Rahatsız edici olan Zeliha’nın “evde kalmış” bir kadın ile sesini bile duymakta güçlük çektiğimiz kendine güvensiz bir kadın ve “kadınsı”, “silik” bir erkek üzerinde bir “erkek” gibi otorite kurmuş olması ve bu erkil otoritenin Zeliha’yı Deliha yapan emel unsur olması…
Filmin ikinci yarısını seyretmeye midemiz elvermedi açıkçası… O yüzden eleştirimiz eksik kalmış olabilir.
Ama nasıl olsa Recep İvedik gibi her şehirlerarası yolculukta seyredilebilecek ucuzlukta bir film olduğu için muhtemelen sık sık karşımıza çıkacak diye düşündük.
Açıkçası verdiğimiz paraya da acıdık, bu yazıyı da aynı acıyı başka kadınlar çekmesin diye yazıyoruz. Ne de olsa kadın dayanışması her alanda gerekli!
Bir YDK’lı
Kaynak: www.yenidemokratkadin.net