H. Merkezi: İstanbul’da 16 Mart günü sabah saatlerinde polis tarafından yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi 7 avukatın da aralarında bulunduğu 27 kişi dün gece mahkemeye çıkarıldı; savunma yapmayacaklarını belirten avukatlar, “Yaptığımız her şeyi sahipleniyoruz. Cezaevi ile terbiye olmayacağız” dediler.
İstanbul’da 16 Mart Çarşamba günü 16 ilçede 32 adrese yapılan baskınla aralarında Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi 9 avukatın da bulunduğu 31 kişi gözaltına alınmıştı. Dün, savcılık işlemlerinin ardından gözaltına alınan ÖHD’li avukatlardan Mustafa Rüzgar, İrfan Arasan ve İlkin Bulut ile Ahmet Kapçan adlı kişiler sorgu hakimliğinden adli kontrol isteminin reddiyle serbest bırakıldı.
Dün gece ise ÖHD’li İrfan Arasan, Ayşe Acinikli, Hüseyin Boğatekin, Şefik Çelik, Adem Çalışçı, Ayşe Başar, Tamer Doğan ve Ramazan Demir’in sevk edildikleri nöbetçi mahkemede duruşması görüldü. İstanbul Adalet Sarayı’nda görülen duruşmada, ÖHD ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin yanı sıra CHP’li Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP eski milletvekili Hasip Kaplan, T. Kürdistanı’ndaki baro başkanları ve meslektaşları hazır bulundu.
“Başvurularımız devleti rahatsız etti”
Kimlik tespitinin ardından savunmaya geçen avukatlar, savunmaya geçti. Mahkemede ilk savunmayı avukat Ramazan Demir yaptı. Sokağa çıkma yasağı sırasında yaralanan ve bodrum katlarında mahsur kalanlar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulunan Demir, “Bu başvurularımız devleti rahatsız etti. Ancak yine olsa yine yaparım” dedi. Kendi aralarında telefon görüşmelerinde yaptıkları maç sohbetlerinin şifreli konuşma sayılıp kendilerine sorulduğunu söyleyen Demir, “Bize isnat edilen suçlamalar bizim için şereftir. Yüz akıdır. KCK ile ilgili davalara ilişkin avukatlık faaliyetlerimiz soruldu. Doğrudur. Yine olsa yine yaparım” diye konuştu.
“ Asla ve asla uslanmayacağım”
13 Mart Ankara Kızılay’daki Güvenpark’ta bomba yüklü araçla saldırıda bulunan Seher Çağla Demir’in Balıkesir’de okuduğu sırada bir davada avukatlığını yaptığı için hükümete yakın gazeteler tarafından hedef gösterilen Hüseyin Boğatekin de, “Hedef haline getirildim. Tahir Elçi gibi naif bir insan öldürüldü. Benim başıma da gelebilir” dedi. Tutuklamanın bir uslandırma amacı olduğunu söyleyen Boğatekin, “Asla ve asla uslanmayacağım. Avukatların tutuklanması ilk değil, onlar zindanlara atılırken biz çok şey öğrendik” şeklinde konuştu.
“Yaptığımız her şeyi sahipleniyoruz”
Avukat Tamer Doğan ise, davanın politik bir dava olduğunu ve bu gerekçeyle politik savunma yapacağını belirterek, “Yeryüzündeki bütün lanetli olanları, öteki olanları savunmayı görev bilirim. Saray’dan hukuk beklemiyoruz” dedi. Kendisine yöneltilen suçlamaları bilmek istemediğini söyleyen Doğan, şöyle konuştu: “Biz savcılara hâkimlere çok onaylamasak da burjuva hukukunu hatırlatıyoruz. Saraydan hukuk beklemiyoruz biz devrimci avukatlar olarak her şeyin tutanaklara geçmesini önemseriz. Çünkü tarih bunları ortaya çıkaracak. Yeryüzündeki bütün lanetli olanları, öteki olanları savunmayı görev bilirim. Biz mağdur edebiyatı yapmıyoruz. Aksine yaptığımız her şeyi sahipleniyoruz.“
“Kürtlerin, devrimcilerin avukatlığını yaptım”
Avukat Ayşe Acinikli ise, “Ben Kürtlerin, devrimcilerin avukatlığını yaptım. Burada olmamın tek nedeni budur” dedi. Ardından Avukat Adem Çalışçı savunmasını yaptı. 13 saat devam eden duruşmaya 20 dakika ara verildi.