GüncelMakaleler

PUSULA | Örgütle ve Örgütlü Yaşamak: Kadro Anlayışı Üzerine Eğilelim (3)

"Kolektif tartışmalar kadroların gelişmesine önemli katkılar sağlayacak ve kolektif bilinci güçlendirecektir. MLM bilimininin asgari oranda kavranması ve kazanılacak diğer tüm gerekli özellikler sağlıklı bir temelle olur ve bu sağlam temelin üzerine düzgün bir yapı inşa edebilir."

İlk iki yazıda bulmaya çalıştığımız komünist devrimci olmak, öznelcilik ve tezahürleriyle savaşmak, MLM’yi iyi kavrayarak bilince çıkarmak, rehber edinmek, teori ve pratiği birleştirmek, hayatımızın her alanında örgütlü bir yaşamı örmek… gibi birçok özelliğin birleşerek vücut bulması gereken yerdir kadrolar!

Biz genel olarak saydığımız bu özellikleri, kendi içlerindeki bağ ve eğitim ile olan ilişkileri içerisinde ele alıp açmaya çalışacak olsak da daha çok sonuca odaklanacağız ancak kolektifimiz açısından eğitim konusuna özel olarak eğilme ihtiyacı çok açıktır. Çünkü kadro dediğimiz insanlar kendiliğinden ya da saksı da yetişmez.

Kadro meselesi sadece kadroların değil toplumların tarihsel gelişimi içerisinde varolmuş sınıf ve tabakaların çeşitli örgütlemelerinin her daim konusu olagelmiş, geliştirip uyguladıkları politikalarla kendi ideoloji ve sınıf özelliklerine uygun kadrolar yetiştirmişlerdir.

Günümüzde iki farklı çizgi, iki karşıt ideoloji içerisinden burjuvazi de kendi kadrolarını oluşturur ki en iyi yaptığı işlerden birisi de budur. Burjuvazi, belirli iş kollarında tek yanlı olarak eğitilmiş ve geliştirilmiş, “uzmanlaşmayı” parçalı olarak ele alan, kendisine uygun kadrolar yetiştirir, proleter ideoloji ile donanmamış komünist parti ise bu tek yanlılık ve parçalanmışlığın tam zıttını; kul-köle, amir-memur değil özgür ve sorgulayan kadrolar hedefler. “Uzmanlaşma” anlayışlarımızda temelden farklılık vardır. Proleter anlayışa göre uzmanlaşma; yüzeysellikten çıkılarak konuların, olay ve olguların derinine inerek, iç çelişkileri çözebilmek bütünlüklü kavramaktır.

Biz her bir felsefe konusunun, bilim dalının ve benzeri birbirleri ile kopmaz bağları olduğunu, ayrıştırılarak, kopuk bir şekilde alınırsa asla tam olarak “uzmanlaşma”ların gerçekleşemeyeceğini biliriz. Fakat mevcut sistem ve eğitim anlayışı örneğin; tarihi sosyolojiden, tıp bilimini fizikten ayırır ve parçalar.

Bir uzman; farklı olay ve olgular arasındaki bağları kurabilen, çözebilendir. Bir diğer temel ayrım noktamız ise iş bölümü anlayışımızdaki farklılıktır. Mevcut kapitalist sistemin temeli “iş bölümüne” dayanır. Burjuvazi “uzmanlaşma” konusunda olduğu gibi bunu da parçalı ele alır. Kafa ve kol emeği arasındaki ayrım, herkesin kendi işini bilip başka işlerle ilgilenmeme bilgi sahibi olma ihtiyacı görülmeme anlayışı vb. bizim “iş bölümü” anlayışımızla temelden farklıdır. Biz iş bölümünü taktiksel gerekliliklere veya ihtiyaca göre ele alırız. O halde kadro politikalarımız ve eğitim anlayışımızda bu temel farklılıklardan hareketle doğru ve amaca yönelik olmalıdır.

MLM’de Yetkinleşelim Kolektif Ahengi Yakalayalım

Herkesin her işi aynı anda yapması mümkün ve gerekli olmamakla birlikte her kadronun başka başka konularda en azından asgari bir bilgi ve pratik deneyiminin olabilmesi mümkündür ve gereklidir.

Burada da devreye “iş bölümü” girer. Örneğin, bir alanda yapılması gereken işleri, o alanda bulunan her yoldaşın az çok bilmesi, deneyimlemiş olması gereklidir. Fakat iş pratiğe dökülürken taktiksel veya ihtiyaca yönelik olarak planlamalar yapılır, görevler paylaştırılır. Böylece her yoldaş yaptığı işin önemini ve diğer yoldaşlara verilen görevlerle bağını bilir, işini ana uygun yapar. Böylece ortaya güzel bir sonuç çıkar.

Mesele – Mao yoldaşın benzetmesiyle – aynı anda on parmağın birden piano tuşlarına basılması değil, parmakların belli bir kural, disiplin ve ahenk içinde tuşlara basılmasıdır. Ancak o zaman kulağa hoş gelen bir melodi ortaya çıkar. Parti ve kadronun arasındaki kopmaz bağları, parça – bütün ilişkisini doğru kavrayarak hedeflediğimiz o uyum ve ahengi yakalayabiliriz.

Partinin doğru yönelim ve politikalarıyla, kadroların sağlam ve doğru pratikleriyle, -ki Parti’nin politikalarına yön veren de kadrolardır- zafer basamakları adımlar. Bir komünist parti ideolojisi, örgütsel yapısı, politikası üye ve kadrolarıyla bir bütün olabilmelidir. Burada anlatılmak istenen üye ve kadroların ideolojik – teorik – politik eğitim ve proleter bilinç doğrultusunda birliğidir.

Bu birlik, örgüt bilinci ile tek yumruk halinde hareket edebilmenin kavranmasıyla sağlanır ve uygulanabilir. Yani tek başına politikanın ve yönelimin doğru olması bir işe yaramaz. Burada her üye ve kadronun aynı düşünmesi gerektiği gibi bir kuraldan veya iddiadan söz etmiyoruz. Elbette şunu çok iyi bilmeliyiz ki her insanın farklı düşünceleri savunuları olabilir. Kadrolar farklılıklarını örgüt bilinci çerçevesinde, örgüt disiplini içerisinde savunabilir, ikna etmeye çalışabilir. İki çizgi mücadelesi ve sağlam bir KP’de bunu gerektirir. Tüm bu farklılıkları ve doğru kavranmış örgüt bilinci ile KP; parçalarında ve bütününde ahengi yakalar ve çelikleşir.

Her parti kadrosunun öncelikle asgari düzeyde MLM bilimine hakim olması gerekir. Bu bir KP için ön koşuldur. MLM’yi doğru kavramak, onu anlamak ve içselleştirmek, hayatının her anına ve alanına uygulayabilmek ancak doğru bir MLM eğitim ile olabilir. Kolektife yeni girmiş veya eksiklik olduğu görülen her alan ve yoldaş için bu geçerlidir. Ancak böyle, bahsettiğimiz düşünce ve eylem birliğini oluşturabiliriz. En başta belli klasiklerin (teorik, roman, makale) sistemli bir şekilde okunması ve tartışılmasıyla bu asgari bilgi ve temel atılmış olunacaktır. Bir önceki yazıda vurguladığımız teorik-politik tıkanıklığın ve buradan doğacak sorunların önüne geçmek için MLM biliminin doğru kavranması ve sürekli geliştirilmesi şarttır. Kadrolara verilecek temel eğitim de bu gerekliliğin de iyi kavranmas ve kavratılması çok önemlidir. “Ben öğrendim tamamdır” demek MLM’nin bize şart koştuğu sürekli gelişim ve öğrenme ilkesini reddetmek anlamına gelir. Veya “ha o kitap mı? Hımm o makale mi? Ben onu daha önce okumuştum yaa” tarzında bir okuma-araştırma anlayışı bizi ilerletmez.

Sistemli bir çalışma tarzından bir bütün örgütlü bir yaşamdan söz ediyorsak parçalı anlayışların her türlüsünden uzaklaşmak şarttır. Bu yanlış anlayışlar kişiyi – kadroyu kısıtlı bilgileriyle ve öğrendiği bir kaç şablondan hareket etmeye iter ve dar pratik içerisinde kendiliğindenci bir hale düşürür ki bu öznelciliğin ta kendisidir!

Tek yanlılıktır! Bu şekilde sıkışmış kadronun, somut gerçeklerin yüzüne her çarpışı, her başarısızlık onun bir süre sonra yılmasına ve mücadeleden kopmasına yol açar veya onun bir başka uç noktaya, daha da dogmatikleşmeye, sekterleşmeye savurur. Yani her kadro öğrenmeye-öğretmeye, gelişmeye, ilerlemeye, sorgulamaya, pratiğe geçmeye ve mücadele içerisinde pişmeye istekli ve azimli olmalıdır, sürekli olarak “motoru çalıştırmalıdır” (Mao).

Bu gerekliliği halkımızın işleyen demir pas tutmaz sözünden hareketle ele alalım: Bir demir sürekli işler halde olursa pas tutmaya fırsatı olmaz ne zaman ki durağan konuma gelirse o zaman bir süre sonra oksitlenmeye ve akabinde pas tutmaya başlar. “Motoru çalıştırmak”tan kasıt ise düşünme gücünü ve beyni bir bütün sürekli aktif kılabilmek için işler halde tutmaktır. İnsan beyni ancak bu şekilde zinde kalır ve gelişir. Buna en iyi örnekler Lenin, Mao ve İbo yoldaşlardır.

Onlar Marksizmin bir dogma değil kavranması, içselleştirilmesi ve koşullara, coğrafyaya özgülleyerek geliştirilip, pratiğe geçirilmesi gereken bir eylem planı – klavuzu olarak ele aldıkları için komünist birer önder olmuşlardır. Ancak her kadronun da önderlerden öğrenerek ve daima üzerine bir şeyler koyabilme azmi ile MLM’ye yönelmesi coğrafyasını ve halkını iyi tanıyarak somut gerçeklerin bilgisine varma, bu bilgi ışığında klavuzlarını somut koşullara özgülleye bilme perspektifiyle hareket etmesi gerekir. Aksi taktirde ne “miras yedicilikten” ne de yenilgilerden kurtulmak imkansızdır.

Gerçek birer kadro olalım “çünkü gerçekler devrimcidir”

Komünist devrimci kadroların yaşamın her anını örgütlü kılması ve bu örgütlülüğün gerektirdiği çelik disiplin beraberinde sistemli bir çalışma tarzını getirecektir ve kişi “zaman yok” argümanını üretmekten vazgeçecektir. Eğer kişi sistemliyse, okumaya da yazmaya da spora da koşuşturma gerektiren işlere de fırsat bulabilir.

Kadroların yaşam tarzları devrimcileştirilmeden, proleter düşünceye sahip olmalarının da bir önemi kalmaz. İmkansızlıklardan yakınmayan, onları zorlayarak tüm olumsuzlukların üzerine giden çelik iradeli kadrolar gelişmenin ve yenilenmenin de kapılarını açar. Burada teorik eğitimin yanında eş zamanlı olarak, ikinci sac ayağı olan pratik eğitimin de önemi ortaya çıkmaktadır. Teorinin nasıl anın koşullarıyla birleştirilerek politika üretileceği ve bu politikaların nasıl pratikte vücut bulacağına dair somut yollar, araçlar vs. gösterilmeden, bunların sürekli geliştirilme perspektifi verilmeden, pratiğin içerisinde deneyim kazanmadan; kadro eğitimi yarım kalır.

7Bu da teori – pratik – teori sarmalı kavranmamış demektir ki bizim kadro politikamızın yanlışlığını gösterir. Pratik ve teori asla birbirinin yerine ikame ettirilemez fakat kopmaz bağlarla bağlı iki koldur.

Her alanda bu şekilde içselleştirilmesi gerekmektedir. Öğrenmenin ve gelişmenin bir birini tamamlayan iki yolu vardır; birincisi okumak – araştırmak, ikincisi yapmak – pratiğe geçirmektir. Örneğin, sadece okuma faaliyeti demeyiz, okuma – yazma faaliyeti olarak ele alır ve bunu sürekli uygulamaya çalışırız. Bu teori ve pratiğin birlikte uygulanmasına somut bir örnektir. “Teori devrimci pratiğe uygulanmadığında amaçsız kalır, tıpkı devrimci teori tarafından yolu aydınlatılmayan pratiğin karanlıkta yolunu er yordamıyla bulacağı gibi.” (Stalin).

Bir kadronun halkına, mücadeleye ve Partiye bağlılığı; sürekli gelişme ve geliştirmeye açık olmasıyla, bu kaygıyı her daim taşımasıyla anlaşılır. Kitlelerle bağ kurarken veya kolektif içinde yoldaşlarıyla ilişkilerinde önce öğrenci sonra öğretmen olabilmesi, alçak gönüllü ve dürüst olabilmesi çok önemlidir. Halka doğruyu, gerçeği söylerler ve onları kurtuluşları için mücadeleye çağırırlar. Halkın karşısına dürüst olmayan, üstten yaklaşan kadro kitleleri ikna edemez, halka kendisini kabul ettiremez, mücadeleye çekemez. Yoldaşlarına karşı, Partiye karşı dürüst ve alçak gönüllü olmayan kadrolar ise Parti içinde bürokrasimin, sekterliğin kaynağı, birer öznesi haline gelirler ki bu bir Komünist Parti için oldukça tehlikelidir, içten içe çürümesine sebebiyet verir. Dürüstlük her anımızda değişmez ilkemiz olmalıdır. “Çünkü gerçekler devrimcidir.” (M. Demirdağ).

Teorik – politik çalışmalarımızı da, kitle faaliyetimizi de, kolektif tartışmalarımızı da dürüstçe yapmalıyız ancak o zaman hem kendimizi hem de karşımızdakileri geliştirebiliriz. Gelişme, geliştirme ve dürüstlük istemi bize eleştiri – özeleştiri pratiğini şart koşar. Kitlelere karşı Partinin, yoldaşlara karşı yoldaşların, kolektife karşı Partinin, Partiye karşı kadroların; sürekli samimi, yapıcı ve dürüstçe eleştiri – özeleştiri yapması şarttır. Bundan kaçmak, korkmak değil bir silah olarak kuşanmak gerekir. Eleştiri – özeleştiri hem kadroları hem de doğalında bir bütün P’yi ve mücadeleyi geliştirip dönüştüren, yenileyen bir silahtır. Ne zaman ki dürüstçe yapılmaz, öznel kaygılar devreye sokularak, zarar verici, faydacı tarzda yapılır o zaman yakıp yıkan bir bombaya dönüşür.

Bir eleştiri – özeleştirinin samimiyeti pratikle birleştiğinde görünür. Eleştirilen şeyin eleştiren tarafından yapılması veya özeleştirisi verilen şeyin hala devam ediyor, düzeltilme çabası verilmiyor olması gibi pratik göstergeler bize samimiyetsizliği gösterir.

Eleştiri ve özeleştirinin önemi, nasıl doğru bir şekilde yapılacağı vs. Yine eğitimlerimizin değişmez konularından olmakla birlikte her alanda, hem pratik faaliyet içerisinde hem de eğitim faaliyetlerinde uygulanarak oturtulmasının bir ilke haline gelmesi şarttır. Eleştiri – özeleştiri bilinci kendiliğindenliğe bırakılamayacak derecede önemli ve hayatidir.

Her kadronun görevleri olduğu gibi hakları da vardır. Örneğin eleştiri – özeleştiri hem hakkımızdır hem de yoldaşlara Partiye ve kitlelere karşı görevimizdir. Ya da bir önceki yazı da bahsettiğimiz; kolektifin yazınlarını ve ürünlerini okuma üzerine düşünerek geliştirme perspektifiyle yoldaşlara fikir beyan etme hem görevimiz hem de hakkımızdır. Yani hak görevler asla birbirinden ayrı ele alınamaz.

Sadece görevlere odaklanıp hakları kullanmamak veya tam tersi KP içerisinde olmaması gereken bir anlayıştır. Mesela bazen kadrolar P’yi korumak için P’yi eleştirmek yani P’ye karşı P’yi savunmak zorunda kalabilir. Bu hakka sahiptir ve kullanmalıdır da. Burada asıl mesele, kadronun yalnız kalsa da azınlıkta olsa da bu cesareti göstermesi ve vazgeçmemesidir. Bu, hak ve görevlerinin bilincindeki bir kadronun devrimci irade ve cesaretinin göstergesidir, güdülen kaygı P’yi geliştirmek ve ilerletmektir.

Bir kadro da net olması gereken düşman bilinci de yine devrimci eğitimden kopuk değildir. Düşman bilinci, düşmanla aramızdaki kalın çizgi kafasında net olmayan kadrolar istem dışı da olsa P’ye zarar verebilir.

Düşman gerçekliğinin kafalarda silikleştiği yerde Parti saldırılara açık hale gelecektir. Yaptığımız her eğitim kolektif içerisinde bir bilinci geliştirecektir. Bunun dışında salt düşmanı tanıma ve bu bilinci edinme üzerine alınacak eğitim konuları da çok faydalı ve iyi olacaktır. P’yi, ideolojisine, ilkelerine, bir bütün Parti değerlerine bağlı birer kadro yetiştirmek tüm bu özelliklerin oluşmasını hedefleyen doğru eğitim politikalarıyla mümkün hale gelecektir.

Son olarak değinilmesi gereken önemli bir konu da her kadronun her koşula, aksiliğe vs. hazır olması gerekliliğidir. Bu, her bir kadronun önderlik yapmaya da hazır olması gerektiği anlamına gelir. Unutulmamalıdır ki mücadele içerisinde her an bir sıra neferimizi kaybedebiliriz.

Böylesi durumların büyük sorunlara, zararlara yol açmaması için sağlam bir Parti, her daim yitirilen veya pratik anlamda engellenen kadrolarının yerini doldurabilecek yeni kadroların hazır olmasını sağlamalıdır. Kadrolar inisiyatif almaktan, sorumluluk yüklenmekten kaçmayan yönetme ve yönlendirme kabiliyetleri gelişmiş insanlar olmalıdır. Zafer anında sarhoşluğa, yenilgi anında umutsuzluğa kapılmamalıdır. Çelik disiplin, irade, sorumluluk bilinci ve önderlik vasfı kadrolarımızda oluşmalıdır.

Yaşam hücrelerimizi besleyelim

Eğitim ancak örgütlü bir şekilde, pratik içerisinde ve kişinin özel çabalarının katkısıyla sağlıklı bir şekilde yürür. Kişi öğrenmeye, gelişmeye kapalıysa verilecek eğitimin yapılacak eleştirilerin de çok faydası olmayacaktır.

Bu açıdan her alanda sistemli ve süreklileştirilmiş eğitim çalışmaları ve gözlemler yapılması gereklidir. Kolektif tartışmalar kadroların gelişmesine önemli katkılar sağlayacak ve kolektif bilinci güçlendirecektir. MLM bilimininin asgari oranda kavranması ve kazanılacak diğer tüm gerekli özellikler sağlıklı bir temelle olur ve bu sağlam temelin üzerine düzgün bir yapı inşa edebilir.

Yoldaş Mao’nun kadronun özellikleri arasında vurguladığı, “tek başına kalsa dahi yolunu bulabilmek”de bu sağlam temelle olacaktır ancak. Kadrolar KP’lerin can damarları, yaşam hücreleridir. KP’nin de bu önemin farkında olarak doğru, berrak bir kadro ve eğitim politikasına sahip olması gerekir verilecek çok yönlü ve yüzeysel olmayan eğitimler sayesinde Parti gelişecek, ilerleyecek, güçlenecektir, bu da bize zaferi getirir.

“İnsan yetmiyor, insan yetmiyor. Durmadan bunu tekrarlıyorlar…

İnsan çoktur ancak, onları kendi örgütlerimizde, grev ve gösteriler sırasında çeşitli işçi kitle örgütlerinde birleşik cephe organlarında ortaya çıkartmak gerekir, kendilerine çalışmalar ve mücadele sürecinde büyümelerine yardım etmeliyiz, onları işçilerin davasına gerçekten yarar sağlayacak bir duruma getirmeliyiz.” (Dimitrov – Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Ekim Yayınları sf:248-249). Dimitrov yoldaşın önümüze koyduğu bu kadro perspektifiyle kolektifi ileri daima ileri taşıyalım. (Bitti)

PUSULA | Örgütle ve örgütlü yaşamak -1-

https://ozgurgelecek16.net/pusula-orgutle-ve-orgutlu-yasamak-1/

PUSULA | Örgütle ve örgütlü yaşamak -2- Öznelcilikle savaş, teori ve pratiği birleştir!

https://ozgurgelecek16.net/pusula-orgutle-ve-orgutlu-yasamak-2-oznelcilikle-savas-teori-ve-pratigi-birlestir/

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu