Her türlü faaliyet, direniş, mücadele, eylem ya da kampanyada sergilediğimiz pratik, her ne olursa olsun hem genel duruma hem de özeldeki halimize ilişkin gerçekliğimiz konusunda en güçlü aydınlatıcıdır.
Görevlerimizi yerine getirmemiz ve kolektifimizi daha ileriye taşımamız için çalışmalarımızın somut getirilerle yürümesi gerekir. Başarılar, ilerlemenin motorudur. Başardıkça sağlanan özgüven, başardıkça büyüyen etki gücü, yeni başarıların teminatıdır. Gücümüzü ve kapasitemizi göstermenin, her şeyden önce bu sağlamayı kendimize yapmamızın ne kadar önemli olduğunu pratik testten çıkarmak hiç de zor değildir. Buna ihtiyacımız vardır.
Bundan bir süre önceki noktada olmayışımız yalnızca bu yönlü politikaların değil ama sınıf mücadelesinin bizzat değiştirici ve dönüştürücü gücü sayesindedir. Bu alanda kat etmemiz gereken daha çok mesafe bulunduğu, her yeni pratiğin bize yolladığı çarpıcı mesajlardan birisi olmaktadır.
Bundan sonra da yürüteceğimiz çalışmalarda dikkati toplamamız gereken nokta, çatışma ve çelişkinin odağıdır. Bu merkezde devrim mücadelesini besleyip ileriye taşıyacak bütün unsurların kendini bir biçimde var ettiği görülmelidir. Mücadelemizi ileriye taşıyacak bu unsurların eksik ve sorunlu yanlar barındırmakta olduğu, takılıp kalacağımız bir yön değildir. Uzun vadede çözülecek sorunlara öncelik verilmesi halinde esas halkayı kaçırmamız söz konusu olacaktır ki günün ihtiyaçları aksi yönde kendini göstermektedir.
Ama bunlar için de pratiğe bakmaktan geri durmamak ve bir bütün olarak elde edilen sonuçlar üzerinden de sorgulama yapmak gerekir. Bu sorgulamanın çeşitli başlıklar altında sergilenen ama toplamda bir yaklaşıma karşılık gelen sonuçları ise çözümlemenin vardığı nokta olarak kabul edilmelidir.
Kolektifimizin öncelikleri, mücadele ve örgütlenme biçimleriyle kendini ifade eden bir zeminde yürümesi, nesnel olguların geçirdiği değişim ve harekete bağlı olarak konum alması ve sınıf mücadelesinin dinamikleriyle ilişki kurarak ilerlemesi gerekir. Bunun için nesnel dünyaya, başka bir deyişle sınıf mücadelesinin sürecini etkileyen bütün etki ve devinimlere yönelik değerlendirmelerin olabildiğince sağlıklı biçimde yapılması gerekir. Zira sınıf mücadelesi, kendisiyle doğru biçimde kontak kuramayanlar karşısında acımasız ve tavizsizdir. Çalışmalarımızda ne zaman akan gündem ya da takvimsel süreçlerle ilişkilenmişsek verimli olma kapasitemiz yükselmiştir.
Bir başka potansiyelin transferinden dolayı değil, kolektifimizin bütün bu faaliyetler, bütün bu sorunlar için var olduğu gerçeğine temas etmiş olduğumuz için böyledir. Bir süreç ile güven oluşturduğumuz, büyük bir hamle ve atılım gerçekleştirdiğimizi düşünmemeliyiz tabi. Ancak geçirdiğimiz sürecin artılarını çıkış noktası yaparak yürümeyi başarmalıyız.
Açıktır ki, çalışmalarda belli bir mesafe alınmıştır ama bunların atılım yapacak ve sıçrama yaratacak bir birikim sağladığı söylenemez. Bu noktaya gelmek için sınıf mücadelesiyle kurduğumuz ilişkinin gerçekçi bir temele oturması ve kitlelerin dinamizmiyle buluşması gerekir. Süreci devrimci kılacak bu yolla bizi de ileri taşıyacak formül, sınıf mücadelesinin çeşitli alanlarında uç veren direniş noktalarının doğru biçimde tespit edilmesiyle bulunabilir.
Gündemle bağı doğru kurulursa verim alma şansımızın oldukça yüksek olduğu bir süreçten geçiyoruz. Daha ciddi adımların habercisi sayılabilecek kitle eylemleri, yayılma eğilimi gösteriyor. İşçi sınıfının, kadın ve LGBTİ+ların, emekçiler ve gençliğin hareketi dalgalar yaratıyor; alttan alta kaynamayı gösteren işaret fişeklerimiz oluyor. Bu dalgaların faşizmin kalelerini sarsacak boyuta ulaşması, giderek gedikler açması ve kalıcı mevziler yaratması, iktidarı hedefleyen bir içeriğe kavuşturulmasından geçiyor.
