Kürtlerle Ruslar arasında sistemli ilişkiler 19’uncu yüzyılda başlıyor. Bu dönemde Rus aydınlar, yazarlar, diplomatlar ve din alimleri, seyahatname benzeri metinlerinde Kürtleri işliyor.
Bu dönemde Rus yayınlarında Kürtlerle ilgili metinler genellikle etnografik, dil ve tarih temelli çalışmalardan oluşuyor.
Örneğin Rus yazar ve şair Aleksandr Puşkin ve Mihail Lermontov gibi yazarların eserleri ile Grigori Gagarin’in tabloları Kürtlere ilişkin veriler sunuyor.
Prens Gagarin’in 19’uncu yüzyılın ortalarında yayımlanan “Kafkas Kostümleri” ve “Pitoresk Kafkasya” adlı albümlerinde Kürtleri konu edinen birçok çizim bulunuyor.
Aynı zamanda Puşkin’in “Erzurum’a Yolculuk” adıyla bilinen eseri bu konuda ilgi çeken metinler arasında. Yazar söz konusu dönemde Ezidi Kürtlere ilişkin gözlemlerini de uzun uzun kaleme alıyor.
K24’ten Adem Özgür’ün haberine göre, yazar Ataol Behramoğlu’nun çevirisiyle İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılan ve söz konusu eserin de içinde olduğu “Bütün Öyküler Bütün Romanlar” adlı kitapta ve aynı yayınevi tarafından yapılan 2021 tarihli 10. baskıda “Ezidi Mezhebi Üzerine Not” makalesinin bilimsel değeri olmadığı ve Puşkin tarafından yazılmadığı gerekçesiyle kitaba dahil edilmedi.
Puşkin, adı geçen makaleyi Jean-Baptiste Rousseau’nun 1809’da Fransızca olarak yayımlanan “Description du pachalik de Bagdad: suivie d’une notice historique sur les Wahabis, et de quelques autres pièces relatives à l’histoire et à la littérature de l’orient” adlı kitabından aldı. Ancak söz konusu kitabın yazarı Jean-Baptiste Rousseau olsa da makaleyi İtalyancadan Fransızcaya çeviren kişi ve dolayısıyla bu satırların yazarı Sylvester de Sacy’dir (Antoine Isaac).
“Candan Badem’e göre makalenin bilimsel değeri yok”
Söz konusu kitabın sunuş kısmında çeviriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan şoven akademisyen Candan Badem, Ezidi Kürtlerle ilgili makalenin bilimsel değeri olmadığı için çevrilmediğini savunuyor.
Badem, şunları yazdı:
“Puşkin’in el yazmaları arasında bulunan Notice sur la secte des Yezidis başlıklı Fransızca makale ise Puşkin’e ait olmadığı için bilimsel veya tarihsel değeri olmadığı için çevrilmemiştir.”
Behramoğlu: Çevirilerimde sansür söz konusu olamaz
Konuyla ilgili k24’e konuşan kitabın çevirmeni yazar ve şair Ataol Behramoğlu, ‘Ezidi Mezhebi Üzerine Not’ makalesiyle ilgili bilgisi olmadığını belirterek, “O makale konusunda bilgim yok. Zaten adı üstünde, makale. Benim yaptığım roman ve öykü seçkisidir (Yüzbaşının Kızı-Bütün Öyküler Bütün Romanlar)” dedi.
Behramoğlu, “Sansür konusuna gelince, benim yaptığım çevirilerde böyle bir şey olmaz. Gözden kaçan, yeni basımlarda düzeltilen şeyler olabilir” şeklinde konuştu.
Sözeri: Ezidi Kürtlerle ilgili kitaba ek olarak dahil ettiği beş sayfalık bölüm kitaba dahil edilmemiş
K24’e konuşan Kürt araştırmacı ve çevirmen Fırat Sözeri’ye göre burada iki türlü sansür var. İlkinde metindeki Kürt ifadesinin çıkarılması söz konusu: Puşkin’in orijinal eserinde “Elinde esnek bir Kürt kargısı” olarak geçen ifade Türkçe baskıda “Elinde esnek bir kargı” olarak kullanılıyor. İkincisinde ise Puşkin’in Ezidi Kürtlerle ilgili kitaba ek olarak dahil ettiği beş sayfalık bölüm kitaba dahil edilmiyor.
Öte yandan Töz Yayınları, Aleksandr Puşkin’in “Erzurum’a Yolculuk” adlı kitabını orijinalinden çevirerek okuruyla buluşturdu.
Yayınevinde bir araya geldiğimiz kitabın çevirmeni Fırat Sözeri ile Töz Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Serkan Akkuş, “Elinizde tuttuğunuz bu eseri eksiksiz ve sansürsüz bir şekilde çevirdik. Yayınevimiz edebi hayatı boyunca sansüre karşı da mücadele etmek zorunda kalan Puşkin’e ve inkar politikalarıyla yok sayılan halkların mirasına saygı gereği bu eseri tam metin olarak yayınlamıştır” dedi.
“Puşkin’in bitmeyen çilesi: Sansür”
Kitabın çevirmeni Sözeri, “Puşkin’in Bitmeyen Çilesi: Sansür” başlıklı sonsözde, sansür konusuna değindi.
“Okur haklı olarak, Puşkin’in bu yolculuğunu konu ettiği ve daha önce Rusçadan Türkçeye çevrilmiş olan 1829 Seferi Sırasında Erzurum’a Yolculuk’u (Zeki Baştımar, 1961 ve Ataol Behramoğlu, 1982) neden yeniden çevirme ihtiyacı duyduğumuzu sorabilir” diyen Sözeri, “Bu soruya kısaca her iki çeviride de bazı tahrifatlar bulunduğu yanıtını verebiliriz. Söz konusu tahrifatlar uzun süre önce dikkatimi çekmiş ve bunu çeşitli mecralarda dile getirmiştim. Töz Yayınlarının eseri sansürsüz ve tahrifatsız olarak yeniden yayımlama önerisi üzerine elinizde tuttuğunuz çeviriyi yapmaya karar verdik” ifadelerini kullandı.
Çevirmen, “Sözünü ettiğimiz sansür ve tahrifat iki kısımdan oluşuyor: Birincisi özgün metinde yer alan Kürt sözcüğünün sansürlenmesi ya da tahrif edilmesiyken ikincisi, Puşkin’in seyahatnamenin kitap olarak basımı için hazırladığı ‘Ezidi Mezhebi Üzerine Not’ adlı kısmının Behramoğlu’nun çevirisinde yer almamasıdır” dedi.
Fırat Sözeri, özgün metinde yer alan cümleler ile çevirideki sansürü şöyle karşılaştırıyor:
“Özgün metinde sözünü ettiğimiz Kürt sözcüğünün geçtiği cümlenin Türkçe çevirilerine baktığımızda;
Zeki Baştımar; ‘Artemi (benim Ermeni’nin adı buydu) bir Türk aygırına binmiş, elinde esnek bir kurtin kargısı, belinde hançer…’
Ataol Behramoğlu ise ‘Artemi (benim Ermeni’nin adı buydu), bir Türk kısrağı üstünde, elinde esnek bir kargı, belinde hançer…’ olarak çevirmiştir.
Söz konusu bölümün çevirisi şu şekilde olmalı;
‘Artemi de (benim Ermeni’nin adı buydu) elinde esnek bir Kürt kargısı, belinde hançeriyle bir Türk aygırı üstünde…’”
“Sansür devam ediyor”
Ataol Behramoğlu’nun çevirisinde söz konusu ifadenin çıkarıldığını dile getiren Sözleri, “Metnin Cem Yayınları tarafından basılan 1982 baskısından, 2013 yılındaki İş Bankası Kültür Yayınları 6. basımına kadar tüm baskılarında bu sansürün devam ettiği görülüyor. Metnin 2021 yılında yapılan baskısına Kürt ifadesinin eklendiğini görüyoruz. Doğrusu kitabın tüm baskılarına ulaşmamız mümkün olmadığından sözcüğün kaçıncı baskıdan itibaren metne eklendiğini belirtemiyoruz” diye konuştu.
“Bilimsel değeri yok” denilerek sansür edildi
Bu arada, ‘Ezidi Mezhebi Üzerine Not’ makalesinin “bilimsel değeri olmadığı” ve Puşkin tarafından yazılmadığı için İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılan 2021 tarihli 10. baskıya dahil edilmediğini kaydeden Sözeri, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu görüş karşısında haklı olarak şu soru akla gelmektedir; Tiflis-Erzurum güzergahında var olan durakları ve aralarındaki mesafeleri gösteren tablonun kitaba eklenmesindeki bilimsel referans nedir? Ayrıca söz konusu güzergâh Puşkin tarafından değil Anton Delving eliyle hazırlanmıştır. Bunlara rağmen Kürt sözcüğünün sansürlenmesi meselesi olmasaydı bu görüşün kabul edilebilir bir yanı olabilirdi. Ancak bu şekliyle sansürün başka bir biçimde sürdürüldüğünü belirtmek gerekir.”
“Ezidi Kürtlere ilişkin not”
Fırat Sözeri’nin çevirisiyle yayımlanan “Erzurum’a Yolculuk” kitabında Ezidi Kürtlerle ilgili makale yer alıyor.
Makalede Kürdistan ifadesinin yanı sıra, Ezidilerin kültürel yaşamlarına dair değerlendirmeler de söz konusu.
Örneğin makalede, “(…) Ezidiler birbirinden bağımsız birkaç milliyet ya da aşirete ayrılırlar. Mezheplerinin en yüksek liderinin dünyevi otoritesi sadece kendi aşiretini kapsamakla birlikte, birkaç aşiret kendi aralarında çatıştığında arabuluculuk yapmakla da görevlidir; bu konudaki çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığı nadirdir. Aşiretlerin bir kısmı Colemerg Prensi’nin topraklarında yaşarlar. Yine Diyarbekir’e bağlı dağarlarda ve Amediya Prensi’nin bölgesinde yaşayan Ezidi aşiretler de vardır. Tüm aşiretlerin en soylusu olarak bilinen Şeyxan Aşireti bu sonuncular arasındadır” ifadelerine yer alıyor.
Makalede şu hususlar da var:
“Mir yani hükümdar olarak adlandırdıkları bu aşiretin reisi Ezidilerin en yüksek manevi lideri ve Şeyh Adi’nin mezarının koruyucusudur. Ancak bütün aşiretlerin en güçlüsü ve en heybetlisi, Musul ile Habur Nehri arasında bulunan Sincar Dağı’ndaki aşirettir. (…) Bütün Ezidiler Kürtçe konuşur; çoğu Türkçe veya Arapça da bilir, çünkü sıklıkla bu dilleri konuşan insanlarla iletişim kurarlar. Ayrıca işlerini çevirmenlerin yardımı olmadan güvenilir bir şekilde yürütmeyi daha kârlı bulurlar.”
Kaynak: K24