AKP hükümeti bir kamu kuruluşunu daha özelleştirmek için yasa çıkardı. Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı, Meclisten geçerek yasalaştı. Böylece posta hizmetlerinin de tekellere peşkeş çekilmesinin önü açıldı.
2001 kriziyle birlikte IMF ve DB gözleminde TC ekonomisi yeniden yapılandırıldı. Ekonomide; kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi temel kriterdi. AKP hükümetinin son on yılda, kamu hizmetlerini tekellerin kâr alanı haline getirmesi bu kritere dayanıyordu. Bu gün sağlıktan eğitime bir çok kamu hizmeti ticarileşti. Hemen her biri için yasal düzenlemeler yapıldı. Posta Hizmetleri Kanun Tasarısı’nın yasallaşması bu nedenle hiç şaşırtıcı değil. Zira AKP’nin on yıl boyunca hükümette kalması, IMF ve DB ekonomik politikaları uygulaması ve emperyalist tekellere yeni kâr alanları açmasıyla mümkün oldu. AKP de bu görevini ya da koşulu kendisinden işletildiği gibi istikrarlı bir şekilde yerine getirdi. Çok uluslu şirketleri için kar alanı açtığı, her kamu hizmetindeki dönüşüme “reform”, “devrim” adını verdi. Başka hangi yalan-dolanla ülkeyi karış karış satabilirdi ki?
Artık kamu hizmeti olarak PTT dönemi sona erdi. Kapitalist sermayenin azami kâr hırsıyla, “paran kadar posta hizmeti” dönemi başladı. Yani PTT işçileri üzerinde baskı, işten atmalar ve daha pahalı posta hizmeti dönemi başladı.
AKP hükümeti on yıldır halka değil emperyalist tekellere hizmet etti, etmeye devam ediyor. Emekçi yoksul halkın değil, patronların, kodamanların cebini kolluyor ve dolduruyor.
Bir Tutsak Partizan
