“Emperyalist Hesaplaşma, İşgal ve İlhak Saldırılarına Karşı Suriye Halkının-Rojava Devriminin Yanındayız!” başlıklı açıklamada, son günlerde cihatçı çetelerin Halep ve diğer kentler ile Rojava’ya yönelik saldırılarına dikkat çekildi.
“Kasım’ın son günlerinden bu yana IŞİD artığı selefi-cihatçı çeteler, Suriye’de Halep başta olmak üzere birçok kente saldırarak katliamlar gerçekleştirdi. Cihatçı çeteler aynı zamanda eş güdümlü bir şekilde Kuzey Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesine de saldırıya geçti. İktidar medyası tarafından “özgürlük savaşçıları” olarak lanse edilen cihatçı çetelerin gerçek kimliğini gerek Suriye halkı gerekse de Türkiye-T. Kürdistanı halkı büyük acılar yaşayarak öğrendi. IŞİD’in farklı versiyonları olan cihatçı çeteler, girdikleri her yerde kendilerinden olmayana; Müslüman, Hristiyan, Ezidi, Hristiyan kesimlere karşı kitle katliamlarına girişti, kadın ve çocuk köleliği, yağma ve tecavüz bu bölgelerde adeta sıradanlaştı. Cihatçı çeteler; 10 Ekim’de Ankara’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta, Amed de, Antep’te ve daha birçok yerde devrimci, ilerici ve yurtseverlere; Kürt halkına yönelik çok sayıda katliam gerçekleştirdi.” sözlerine yer verilen açıklamada cihatçı çete saldırılarının arkasındaki gücün ABD emperyalizmi ve TC devleti olduğunun altı çizildi.
“Rojava Devrimine sahip çıkmak adalet, özgürlük ve demokrasi isteyen herkesin görevidir.”
Açıklamada cihatçı çetelerin Rojava Devrimine yönelik TC destekli saldırılarına da dikkat çekilerek şunlar kaydedildi:
“Cihatçı çeteler, daha öncede Rojava Devrimini boğmak amacıyla R.T. Erdoğan’ın “Kobane ha düştü ha düşecek” sözleriyle duyurduğu güçlü desteğiyle kapsamlı bir kuşatmaya girişti. Ne var ki yurtsever güçlerin, devrimci-sosyalistlerin direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.
Bugün karşı karşıya olduğumuz cihatçı çete taarruzu, ABD’nin Suriye’nin işgal edilerek parçalanması politikasının bir parçasıdır. Cihatçıları eğiten, her türlü silahla donatan ABD emperyalizmidir.
Öte yandan cihatçı çeteler, sahada doğrudan Türk devletinin sevk ve idaresi altında gerek Suriye’nin kentlerine gerekse de Rojava’ya saldırmaktadır.
Suriye’de yaşanan; Esad iktidarını devirmek ve Suriye’yi parçalamak için ABD/İsrail tarafından devreye sokulan planın izdüşümüdür.
Diğer yandan Türk devletinin Rojava’yı işgal ederek devrimi boğma hedefinin bir yansımasıdır.
Gelişmeler, ABD’nin Ortadoğu’da İran’ın etkinliğini kırmak ve çevreleme stratejisinin koç başı olan Siyonist İsrail’in önünü açma hamlesidir. Suriye ve Ortadoğu halkları bir kez daha emperyalistler arası hesaplaşma ve saflaşmanın bedelini ödemektedir.
Trump’ın daha koltuğa oturmadan “Ortadoğu’yu başınıza yıkarız” tehditleri, Netanyahu’nun “Ortadoğu’da çok sayıda ülkenin sınırları değişecek” sözleri ve faşist MHP’nin başı Bahçeli’nin “Halep bir Türk yurdudur” demeçleri; emperyalistler ve yerli uşaklarının, Suriye özgülünde bölgeye yönelik işgalci, ilhakçı politikalarının birer yansımasıdır.
Bir kez daha ifade etmek gerekir ki Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar vermelidir.
Ortadoğu’nun kalbinde demokratik-ilerici bir mevzi durumundaki Rojava Devrimine sahip çıkmak adalet, özgürlük ve demokrasi isteyen herkesin görevidir.
Ortadoğu’nun geleceğine Ortadoğu halkları karar vermelidir!
Yaşasın halkların birliği ve mücadelesi!
Emperyalistler, işbirlikçiler elinizi Suriye’den çekin!
Yaşasın Rojava devrimi!