Mayıs ayının son günlerinde başlayan ve yaz ayları boyunca forumlarla devam eden, Eylül ayıyla yeniden ısınan direniş günlerinden geçiyoruz.
İsyan Eylül’ün ilk günlerinde Antakya’da Ahmet Atakan’ın yine polisin yakın mesafeden, hedef gözeterek attığı gaz bombası kapsülüyle yaşamını yitirmesiyle 6 şehit vermiş bulunuyor. İşte “hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı”nın kanıtlarının en önemlilerinden biri budur.
…
İşte isyanın sıcak günlerine döndüğümüz bu süreçte, isyanın birinci periyodu olarak adlandırabileceğimizi Mayıs-Haziran sürecinde isyana katılanların dilinden, isyanın yaratıcılarının çeşitli kesimleri üzerine yazılarla hazırladık Partizanın 2. sayısını.
Yazıların hepsinin bu kesimleri birebir ve eksiksiz değerlendirdiği iddiası taşımamakla birlikte bu yazıların isyanın kimyasını doğru analiz edebilmek için son derece değerli notlar olarak görmek gerekir.
“Gezi İsyanı Dosyası” dışında “çözüm” süreci adı altında yürüyen Kürt Ulusal Sorunu çerçevesinde yararlı olacağını düşündüğümüz İbrahim Kaypakkaya’nın “Ulusların Kaderini Tayin Etme” Hakkı üzerine fikirlerini inceleyen bir yazıya da yer veriyoruz.
Dosya kapsamında objektifimizi çevirdiğimiz konu başlıkları şöyle:
* Başıbozuklardan” çapulculara Sf:3
* İktidar-mekan/çevre-rant diyalektiği üzerine Sf: 15
* Geleceksizliğin ve güvencesizliğin patlaması Sf: 35
* Bu kez yazılı tarih kadını atlayamayacak Sf:47
* Gençlik “Gezi”nin izini takip edecektir. Sf: 55
* İsyanla Sosyalleşen: Sosyal Medya Sf: 65
* Gezi’de devlet/polis terörü Sf: 77
* Soykırım üzerine inşa edilen devlet ve Gezi İsyanı Sf:89
* Gezi Ayaklanmasının sınıfsal kültürel görünümlerine dair Sf:93
* Gezi’de İstanbul Güncesi Sf:99
İsyanın en güzel sözlerini söyledi onlar Sf:111
Halkın Kinetik enerjisi; DEVRİM İÇİN DEVİNİM VE MÜCADELE Sf:133
*Taksim’le Tahrir, Direnme ve Devirme Sf:143
Dosya Dışı:
İbrahim Kaypakkaya’nın ulusların kaderi üzerine teorisi
