GüncelManşet

PANEL | “Kaypakkaya Türk devletinin kimyasını bozmuştur”

İstanbul: Yaşam Ağacı Derneği komünist önder İbrahim Kaypakkaya nezdinde Mayıs ayı şehitleri için bugün bir panel düzenledi.

Taksim’de bulunan TMMOB Mimarlar Odası’nda gerçekleşen ve dernek başkanı Hikmet Şenses’in moderatörlüğünü üstlendiği panele dernek adına Zeynel Demirçivi, araştırmacı-yazar Ahmet Kaya, araştırmacı-yazar Erdoğan Aydın ve Teori ve Politika dergisi yazar ve editörü Metin Kayaoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Başta Kaypakkaya olmak üzere devrim şehitleri adına saygı duruşu gerçekleştirilmesinin ardından ilk sözü Yaşam Ağacı Derneği adına Zeynel Demirçivi aldı.

 

Demirçivi: “Kaypakkaya Türk devletinin kimyasını bozmuştur”

Mayıs ayı şehitlerini anan Demirçivi Kaypakkaya’yı anlatmanın oldukça zor ama aynı zamanda oldukça kolay olduğunu belirtti. “İbrahim’i anlamak bugünü anlamaktır. Bugüne Marksist bir değer taşımak istiyorsak İbrahim’i anlamak gerekmektedir” dedi.

Mustafa Suphi’nin katledilişinden Koçgiri İsyanı’na ve onun önderlerine değinen Demirçivi tarihte birçok önderin devlet tarafından kandırıldığı ve katledildiğini belirtti. “Osmanlı’nın TC sürecine kadar 51 yıllık süre zamanında belli önderlerin belli bir baş eğmişliği söz konusudur. Ancak 71  devrimci hareketiyle bu konuda bir değişim söz konusudur. Mahir Çayan ve arkadaşlarının Kızıldere’de direngenliği, Denizlerin sehpayı kendisinin tekmelemesi ve boyun eğmemesi söz konusudur. İbrahim Kaypakkaya’ya geldiğimizde ise büyük direngenlik söz konusudur. Kaypakkaya Dersim’de yakalandığında karlı yollarda yürütülerek işkence edilmiş, Diyarbakır’a geldiğinde ayak parmaklarının kangren olmuştur.”

Mahir, Deniz ve İbrahimlerin devrimci dayanışmasına değinen Demirçivi, devrimci önderlerin silahlı savaştaki kararlılığının bugüne ışık tuttuğunu belirtti. Bu önderler arasında İbrahim’in kopuş sağladığına ve ülkede komünist partisini kurduğuna dikkat çeken Demirçivi “Kaypakkaya patron ağa devletinin kolonlarına, Kürt meselesi ve Kemalizm’e darbe vurmuştur. Bu durum Türk devletinin kimyasını bozmuştu” dedi.

İbrahim’in kişiliğine değinen Demirçivi, İbrahim’in asi biri olduğuna vurgu yaptı, yazılarına ve tezlerine değindi. “İbrahim’in yaptığı çalışmalarda kitlelerle samimiyeti söz konusudur” dedi. Demirçivi İbrahim’in okuma ve yazmaya önem verdiğini ve yaşamında tasarrufa dikkat ettiğini anlattı ve onda ekletizm olmadığını belirtti. Bilimsel analizlerinin de oldukça ayrıntıcı olduğunu belirtti.

 

Kaya: “İslamiyet ve sol için esas olan ortak zalime karşı mücadeledir”

İslamcı bir kimliğe sahip olan araştırmacı-yazar Ahmet Kaya ise panele bu kimliğiyle katıldığını, aslında İslamcılık denildiğinde çok farklı franksyonların bulunduğunu ve bunun içinde de çok farklı siyasal akımların olduğunu belirtti. Kaypakkaya ile İslamcı düşünür Fidan Güngör’ün* benzeştiğine değinen Kaya “Kaypakkaya Kürt meselesinde ve Kemalizm konusunda bir çıkış yapmıştı” dedi.

“Birçok açıdan Kaypakkaya tespitlerinde Kürt meselesine ve Kemalizm’e dair tespitleri ile ülkenin geri kalmışlığını tespit etmektedir” diyen Kaya birçok hareketin Kürt meselesini anlamak konusunda hala niyetli olmadıklarına, “Kürt kökenli” gibi kavramlar kullandığına değindi ve “Bu yaklaşım sol camianın İslamcılara dediği gibi tam bir gericiliktir” dedi.

İslamcı camia ile sol camianın yakınlaşması gerektiğini belirten Kaya, etki edinilen alanlarda gençlerin ağırlıkta olduğu bir demografi yaratmak gerektiğine vurgu yaptı.

“Gözümü İslami camia içinde açtım ve sol camianın bizi cehenneme götüreceğini öğrettiler. Sol camia içinde ise İslamcılara yobaz ve gerici deniliyordu. Egemenlerin bu yarattığı tablo ile mücadele edilmelidir. İslamiyet’in ortaya koyduğu tarihsel mücadelenin önemle incelenmesi gerekmektedir” diyen Kaya İslamiyet ve sol için de esas olanın ortak zalime karşı bir mücadele olduğunu vurguladı. Lübnan Hizbullah’ının ehli kitap olan Yahudilere karşı komünistlerle işbirliği yaptığı örneğini verdi.

 

Aydın: “Kaypakkaya’nın taklit edilmesi değil, kavranması gerek”

Konuşmasından ötürü Kaya’ya teşekkür ederek konuşmasına başlayan araştırmacı-yazar Erdoğan Aydın panel salonunda gençlerin sayıca az olmasına dikkat çekti ve bunu artırmak gerektiğine değindi. “Toplum içinde gençlerin mücadeleye katılımın daha da azalma ihtimali söz konusudur. Bu noktada Kaypakkaya’nın kurmuş olduğu hayallerin yerine getirilmesi ve bunların sorgulanması gerekir. Bu noktada Kaypakkaya olsaydı kuşkusuz bu soruları sorardı ve sorgulardı. Ve hatta buna uygun bir mücadele perspektifi koyardı” dedi ve bu konuda Kaypakkaya yoldaşın oldukça nesnel tespitler yaptığına değindi.

Kaypakkaya’nın tarih içindeki önemini kavramak ve onu geliştirmek gerektiğine değinen Aydın “Tarihsel isyanların bugünkü suretidir devrimci önderler. Onların yapmak konusunda ısrar ettikleri yaklaşımları bizim de yapmamız gerekiyor” dedi. Bu konuda Kaypakkaya’nın inceleme yöntemlerinin kavranması gerektiğini belirten Aydın konuşmasını “Kaypakkaya’nın kavranması onun taklit edilmesi değil, onun kavranması anlamına gelir” diyerek sürdürdü.

Bu toplumsal mücadele içinde Kaypakkaya’nın kopuşunun teyit edilmesinin kitle hareketi yaratmakla mümkün olduğunu belirten Aydın bu noktada istenilen bilimsel pratiğin söz konusu olmadığını söyledi. Kaypakkaya geleneğine düşenin sorgulama olduğuna dikkat çeken Aydın, Kaypakkaya hareketi içinde yeni bölünmelerin olmasının bu geleneğin Kaypakkaya’yı anlama noktasında sorun olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.

 

Kayaoğlu: “Kaypakkaya burjuvazinin bütün ahengini bozdu”

Son olarak konuşan Teori ve Politika dergisi yazar ve editörü Metin Kayaoğlu Kaypakkaya ve Mayıs ayı şehitlerine değindi. Mayıs ayına eklenen son şehidin ise Ulaş Bayraktaroğlu olduğunu vurgulayan Kayaoğlu, Bayraktaroğlu’nun direngenliğinden bahsetti.

“Kuşkusuz şehitlerimiz arasında bir sevgi ayrımı yapamayız” diyen Kayaoğlu; işlev bakımından ayrım yapmanın gerekliliğinden bahsetti. “İbrahim’in çakır gözüne hayran değilim. Benim İbrahim’de gördüğüm muazzam bir tespitin olduğu ve hatta İslami harekete ait olan bir arkadaşı bile buraya taşıyacak bir çeperi olduğudur” dedi. Kaypakkaya’nın burjuvazinin bütün ahengini bozan bir yerde durduğuna dikkat çeken Kayaoğlu, Kaypakkaya’nın devrimciliği, tarihi ileri taşıma misyonunu burjuvazinin elinden aldığını vurgulayarak “Kaypakkayacılar Kaypakkaya’yı izledi ama onu anlamadı” dedi.

Panel soru ve görüşlerle sona erdi.

 

* Fidan Güngör: Amed’de yaşamış olan İslamcı düşünür Güngör, İslamiyet’in Türkiye’deki sağcı ve milliyetçi anlayışlardan sıyrılması gerektiğini savunmuştur. Güngör, 1994’te kaçırılarak devletin “kayıp” politikası ile katledilmiştir.

 

{gallery}yasam agacindan panel{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu