Emek

ÖZEL HABER | Maltepe Belediye İşçileri: Bizim Derdimiz Seçim Değil Geçim!

Maltepe Belediyesi’nde 8 ay önce Toplu İş Sözleşmesi’nin(TİS) imzalanması ancak imzalanan şartların yerine getirilmemesiyle başlayan sorunların ardından DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nda örgütlü olan işçiler iş yavaşlatma eylemine başladı.

Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak belediyede çalışan bir işçi ile belediyeyle emekçiler arasında TİS ile ayyuka çıkan hak gasplarını, sömürüyü ve mobbingi konuştuk.

Belediyede çalışan işçi baskı ve mobbingin çok yoğun olduğunu belirterek isim yazmamamızı rica etti. Konuştuğumuz işçi; CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın işçilere yaklaşımından kaynaklı, temizlik ve farklı alanlarda çalışan işçilerin iş kaybetme korkusuyla sessiz kalmak zorunda olduğunu belirtti.

Konuşmasında sıklıkla “ ‘Her şey çok güzel olacak’ dediler. Aksine her şey daha da kötü oldu” dedi. Maltepe Belediyesi işçilerinin TİS görüşmelerinin tıkanmasıyla başlayan süreci ve Başkan Ali Kılıç’ın işçilere dönük pratiklerini konuştuk.

– Merhabalar. Öncelikle belediyede TİS görüşmesiyle başlayan bir süreç var. TİS görüşmelerinin tıkanmasının ardından, sendikanızın aldığı bir grev kararı da mevcut. Ama tabii tek sorun TİS değil bildiğimiz kadarıyla?

– Biz TİS olayından önce KHK ile geçiş yapanlardanız. Önceden biz taşeronda çalışıyorduk. Geçen yılın 2 Nisanı’nda biz taşerondan kadroya geçtik. KHK ile geçişlerimizden sonra TİS ile ilgili toplantı yaptılar bizimle, maaşlara zam da olacaktı. MATAŞ müdürümüzle de bu toplantıda sözleşme imzaladılar. Ancak bu imzalanan sözleşme ile ilgili hiçbir şey yerine getirilmedi. Biz de seçimler var diyerek bu yerine getirilmeyen sözleşmeyi dile getirmedik, partiye(CHP) bir zararı olmasın diye. Ama artık bizim derdimiz seçim değil geçim.

Biz bu KHK’den sonra full çalışıyoruz. Cumartesi, pazarımız yok. O günlerin parasını da alamıyoruz. Benim bu şartlardan sonra ailevi hayatım bitti. Borçlarım birikti, ödeyemiyorum. Birçok arkadaşım bu durumda. Birçoğumuz kredilerini, kredi kartı borçlarını ödeyemeyecek durumda ve hacizli. Sözde hepimiz çalışıyoruz, çalıştığımız halde borçluyuz. Benim borçlarım yüzünden evliliğim sonlandı, yine birçok arkadaşın hayatı çok olumsuz etkilendi, bunların hiçbirisi söylenmiyor.

Önceden işçilere çeşitli dönemlerde yardımlar yapılırdı. Ramazan ayında erzak kolisi, çalışanlar için giyim vb. gibi. Bunlar dahi kesildi son süreçte. Hiçbirisi yapılmıyor. Yine günlük 14 TL olan yemek ücreti de 7 TL’ye indirildi. Bir insan günlük 7 TL’ye karnını nasıl doyurabilir?

Bütün gün temizlik yapıp 7 TL’ye karnımızı doyurmamızı bekliyorlar. Gerçekten gelip yerime 2 gün çalışsınlar, dayanabilirlerse bütün tazminatımı onlara hibe edeceğim. Mesela temizlik işçileri normalde bir bölgeye bakarlar. İki bölgeye bakamazlar.

Ben bugün beş bölgeye kadar bakıyorum tek başıma. Bu şartlar resmen kölelik şartları. Bizler de insanız. Ama sanki insan değil, bir motormuşuz gibi çalıştırılıyoruz. Biz sadece insanca yaşamak istiyoruz o kadar. Düşünün ki ben işe yürüyerek gidip geliyorum yol parasından kısmak için. Durum işte bu kadar ağır.

Bir de durum sadece biz temizlik işçileri açısından değil, belediyenin her biriminde neredeyse böyle. Yol bakımda, park-bahçelerde, veterinerlikte çalışan işçiler için de durum aynı.

KHK ile geçişlerden sonra hak gaspları daha fazla yaşanmaya, şartlar daha da ağırlaşmaya başladı. KHK’den sonra değişmesi gereken ücret de değişmedi. KHK ile geçen 1200 işçi için durum bu şekilde.

-Peki kaç aydır sözleşmeden gelmesi gereken ücreti alamıyorsunuz?

-Normalde TİS ile birlikte gelmesi gereken zamlar ve cumartesi-pazarlar da dahil olmak üzere bizim toplamda 9 aylık alacağımız var. Bunların hiçbirisi ödenmedi. Biz de bu alacaklarımız için sendikamızla birlikte mücadele etme kararı aldık.

-Sendikanın bu süreçte grev kararı da oldu. Grev kararı sonrasında belediyeden doğru herhangi bir adım atıldı mı?

Hiçbir adım atılmadı. Canan Kaftancıoğlu ile bir görüşme olacak dediler, kendisini görmedik. Büyükşehrin de haberi var ama oradan da bir şey çıkmadı. Biz ilk başlarda sabırla bekledik. Seçim dönemi de bu şekilde geçti. Ki zaten biz; normalde vermeleri gereken ücreti talep ettik. Kanunda da bu var. Bunlar da gerçekleşmedi. Onların bir mantığı da var ki, “bunlar zaten ilkokul mezunu hakkını arayamazlar”.

Seçimden öncede bunun gibi bir şey söylenmişti zaten. Burada ilkokul mezunu çöpçü bile 3500 lira maaş alıyor şeklinde. Ama tabii yalandı. Biz kimseyi de karalamıyoruz yalan atmıyoruz. Elimize geçen, geçmeyen para bellidir. Zamla gelecek denilen ama daha hiç görmediğimiz para da bellidir. Bizim belediyeden aldığımız para 2100-2200 TL civarı bir para.

Bir de bu paranın içinden vergi kesintileri yapılıyor. Bu kesintilerle birlikte cebimize giren para 1900 lira civarı oluyor. Kim bu parayla geçinebilir? Durumun böyle devam etmesinin ardından “bir şeyler yapma zamanıdır” dedik ve daha sonra “sendika ile artık bir şey yapma zamanıdır” dedik, görüşmeler oldu ve grev kararı da asıldı.

Bunu dedikten sonra şartlar daha da ağırlaştı. Üzerimizde çok büyük bir baskı kurulmaya çalışılıyor. Çalıştığımız her saniye bizi izliyorlar. Ve bunu yapan insanlar da çevrede demokrat denilen, işçi haklarını savunuyor denilen insanlar. Ama hiçbiri öyle değil. Belediye başkanının altında çalışanlardan bizim amirlere kadar hepsi aynı adamlar zaten. Biz zaten grev kararını da astık. Bu kararı aldıktan sonra bizi ve arkadaşlarımızı işten atmakla tehdit etmeye başladılar. Hatta duyduğumuza göre 160-170 kişilik bir liste bile oluşturulmuş.

Bu da bir çeşit yıldırma politikası. Bu arkadaşları tazminatsız bir şekilde işten atma derdindeler. Bize de bu şekilde gözdağı vermeye çalışıyorlar. Ama ben işçiyim emekçiyim, üretenim. Ben varım diye o, koltuğunda oturuyor. Benim sırtımdan geçiniyor. Ben hakkımı sonuna kadar arayacağım, biz sadece insanca yaşamak istiyoruz. Örgütlü mücadeleyle de kazanacağız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu