Hindistan devleti, Maoistlere dönük haksız savaşında kirli yöntemler kullanmaya devam ediyor. Çünkü Maoistler, Hindistan egemenleri tarafından sömürülen, yeraltı ve yer üstü kaynakları talan edilen, yok sayılan yoksul ve çeşitli milliyetlerden yoksul halk adına ve onlarla birlikte mücadele ediyor.
Hindistan devleti hem bunu kırmak hem de bilinçlenen işçi ve köylü kitlelerini bastırmak adına 2009 yılında Yeşil Av adıyla acımasız bir operasyon süreci başlatmıştı. Emperyalistlerle işbirliği içerisinde planlanan ve yürütülen bu operasyonda Maoist gerillalar dışında silahsız köylü kitleleri ve çeşitli milliyetlerden kesimler de hedef alınarak katliamlar gerçekleştirilmişti.
Adivasiler bu konuda Hindistan devletinin en önde gelen hedeflerinden biri oldu. Dün de, bugün de…
Katledilenler gerilla değil, köylüler
Yeşil Av operasyonlarının başladığı dönemden bu yana gerçekleştirilen katliamlara bir yenisi de geçtiğimiz günlerde eklendi. Chhattisgarh eyaletine bağlı Gollapali’de binlerce askerin katıldığı bir operasyon sonrası Hindistan devleti, “Çatışmada 16 Maoist gerilla ölü olarak ele geçirildi” diyerek propaganda yaptı. Cenazeler ve çatışmada ele geçirildiği iddia edilen silahlar sergilendi.
Ancak insan hakları savunucuları Chattisgarh ormanlarında bir çatışma yaşanmadığını, katledilen 16 kişinin gerilla değil Adivasi köylüsü olduğunu belirterek harekete geçtiler.
“Çatışma değil, katliam”
İnsan hakları örgütlerinin soruşturma sürecine dahil olması devlet tarafından engellendi. İnsan hakları örgütleri; Hindistan ordusunun sık sık bu ormanlara girdiğinin, ormanlarda yaşayan kabilelere saldırdığının ve Adivasi gençlerini kaçırıp işkence ederek öldürdüğünün çok sayıda örnekle sabit olduğunu belirtiyorlar.
Dolayısıyla son yaşanan katliamın da devletin köylülere dönük bir saldırısı olduğunu ve devletin bunu örtmek için bunun “büyük bir çatışma” olduğu intibası yaratmaya çalıştığını söyleyen insan hakları örgütleri, bunların çatışma değil, katliam olduğuna inanıyorlar.
“İnsan hakları örgütleri soruşturmaya etkin katılabilmeli”
Bu konuyla ilgili açıklama yapan örgütlerden Sivil Haklar Komisyonu, Yeşil Av operasyonlarından bu yana Adivasilere dönük katliamların ve kadın cinayetlerinin arttığını vurguladı. Devletin kast sistemini sürdürebilmek için yerli halkın yaşam hakkını kendi tekeline aldığını vurgulayan Sivil Haklar Komisyonu, hükümete, insan hakları örgütlerinin soruşturmaya dahil olmasına ve bölgede serbestçe gezerek tarafsız soruşturma yürütmesine izin verme, engel olmama çağrısı yaptı.
