Parti ve Devrim Şehitleri Haftası kapsamında başlayan çalışmalar, şehit ailelerinin ziyaretiyle devam etmektedir. Merkezi Dersim toplantımızda kararlaştırdığımız çalışmaların bir ayağı da Ovacık’taki şehit ailelerine yaptığımız ziyaretlerdi. 20.01.2015 tarihinde tüm Parti ve Devrim şehitlerini anma adına şehit ailelerini ziyaret ettik ve yakınlarından görüşlerini aldık. Bizi gayet sevecen sıcak karşıladılar. Çalışmalarımız çok olumlu ve çalışmalara devam ediyoruz.. Ailelerle, şehitlerimiz üzerine yaptığımız söyleşilerle de çalışmalarımızı pekiştirdik.
Muharrem Atik’i (kod adı Gırso) yakını anlatıyor: Çok sevilen ve iyi bir insandı. Benim amcamın oğlu 2008 de vuruldu. Yaralıyken örgüt tedavisi için bize teslim etti. Ayağı kırıktı. Bir yıllık tedavisi sonucunda iyileşti. Abisi “bir daha gitme” dedi ve Gırso da “Tamam” dedi. İstanbul’a gidip çalıştı. Sonra duyduk ki yine örgüte katılmış. İnanmıştı bu yola ve vazgeçmesi mümkün değildi.
Genel anlamda bugün şehit ailelerini sahiplenme konusunda partilerimiz çok eksik kalıyor.
Erol Güngör’ü (MKP Şehidi) yakını anlatıyor: Çok iyi ve cana yakın biriydi. O bu mücadele de şehit düştü. Kurumlar birçok konuda eksik, yeterli çalışmalar yapılmıyor. Köy sorunlarımız var; dışlanıyoruz bu konu da bize destek olunmuyor. Başka bir yakını anlatıyor: Çok seviyordum bazen sevgimi onu döverek gösteriyordum. (Gülerek anlatıyor.) Köyler yakılmadan önce gitmek istedi. Ailesi bırakmadı ve sonra köyler yakıldı ailesiyle İstanbul’a yerleşti. Oradan mücadeleye katıldı ve bu yolda şehit düştü.
Ümit Dinler’i (Ünal Zinhar) yakını anlatıyor: Sadece şehitler haftası diye aileleri ziyaret etmekle yetinmeyin, ara ara zamanlarla da olsa gelip gitmeniz ilişkileri daha iyi tutar. Halkla her zaman iç içe olun bağlantıyı koparmayın. Daha çok çalışın daha iyi şeyler olsun.
Onur Sal’ı (PKK) yakını anlatıyor: Halkımızın yeterince devrim şehitlerine değer vermediğini düşünüyorum. Yapılan çalışmalar yeterli olmuyor. Bu mücadelede halktan yeterli desteği aldığımızı düşünmüyorum.
Orhan Gezici’yi (DHKP-C) yakını anlatıyor: 16-17 yaşlarında İstanbul’a gitti. Simit satma gibi çeşitli işlerde çalıştı. Orada mücadeleye katıldı. Bir arkadaşını cezaevinden kurtarmak için bir çatışmaya giriyor ve burada yaralanıyor. Bir süre sonra büyük bir ihtimalle kan kaybı nedeniyle şehit düşüyor.
Erol Güngör’ü bir başka yakını anlatıyor: Çiftçilik yapıyordu. İstanbul’a gitti ve buradakilerle iletişim içindeydi. Köyler yakıldığında mücadeleye katıldı. İstanbul’dan gelirken toplu bir şekilde silahsız oldukları halde katledildiler. Şehit aileleri çok üzgün bunun için sürekli ziyaret edilmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Özgür Göğnek’in (MKP) bir yakını anlatıyor: Devrimi sadece lafla değil; çok çalışarak, emek vererek yapılacağına inanıyorum. Yapılan hatalara müdahale etmek gerektiğini ve bunun insanların hatalarını farkına varmalarını sağlayacağına inanıyorum. Şehitlerimiz var ve biz yaşlı insanlar olduğumuz için kendimizi belirli alanlarda gösteremiyoruz. Yürüyemiyoruz ama biz bu mücadelenin sonuna kadar arkasındayız. Sizden beklentilerimiz var. Devrimciyim diyip çıkar peşinde olan insanlar var. Böyle insanları aramızda istemiyoruz. Dürüst insan nerde varsa devrimciler oradadır. Bizi ziyaret ettiniz çok mutlu olduk. Başımızın üzerinde yeriniz var. Gönülden destekliyoruz.
Ovacık Partizan