GüncelManşet

Ötekilerin Postası haber hakkıdır, yargılanamaz!

İstanbul: Devletin, kendi medyasıyla gizlediklerinin alternatif medya tarafından teşhir edilmeye başlanması üzerine açılan davaların haddi hesabı yok. Özellikle Gezi İsyanı sürecinde, sokakları dolduran milyonların can suyu haline gelen bu haberleşme ağı; egemenleri o kadar zora sokmuş olmalı ki hem milyonları yargılıyor hem de onların haberleşme ağlarını, haber alma haklarını.

Ötekilerin Postası da bu mecrada oldukça güçlü ve yaygın bir iletişim ağı olarak “cadı avı”ndan nasibini alıyor. Devlet, birçok medya ajansında çıkan bir haberi yayınladığı için, TCK 216/1’den yani “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme” gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılıyor. Üstelik müşteki kısmına dönemin başbakanı R. Tayyip Erdoğan konularak.

Halkın haber alma hakkını savunan ve her zaman devletin hedefinde bulunan özgür basın yargılanmaya devam ediyor. İlk olarak “Radikal Aktivist” ismiyle yayın yapan ancak daha sonra “Ötekilerin Postası” olarak yayın hayatına devam eden haberleşme ağının editörlerinden birine dava açıldı. Ancak iddianame ve soruşturma sürecine bakılacak olursa asıl yargılanmak ve cezalandırılmak istenen Ötekilerin Postası oldu.

 

Ne olmuştu?

4 Haziran 2013’te Erzingan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği çağrısıyla, hem devlet şiddeti hem de 3. Köprünün isminin Yavuz Sultan Selim olarak konulmasına karşı eylem yapılmıştı. Yapılan eylemde yaşanan polis saldırısı üzerine birçok gazete ve ajansta haber olmuş; Ötekilerin Postası da bu haberi kaynak kullanarak yayınlamıştı.

Devlet tabi, boş durur mu? Hiç yaşanmamı olanları yaşanmış, yaşanmış olanları ise hiç yaşanmamış göstererek yürüttüğü yargılamalara bir yenisini ekledi. Söz konusu eylemin yaşanmadığını belirterek; Ötekilerin Postası’nı “Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etme”,”Alevi halkı ile Sünni halkını karşı karşıya getirme” gerekçesiyle yargılıyor.

Her ne kadar dava, bu haberi paylaşan 20 kişiye birden açılmış olsa da, 19 kişi hakkında verilen takipsizlik kararı sonucunda yargılanan sadece Ötekilerin Postası oldu. Ayrıca dosyada yer alan ve delil yetersizliği sonucu düşürülmek zorunda kalınan “Erdoğan’a hakaret” soruşturmasının boşluğunu TCK 216/1 maddesine monte ederek hukuk tarihinin en usülsüz iddianamelerinden biri hazırlanmış oldu. Bu maddeden yapılan yargılamalarda, kamu davası ile yapılırken müşteki kısmına “halk” konulmalıyken; Ötekilerin Postası iddianamesinde ise müşteki kısmına R. Tayyip Erdoğan konulmuş.

Ayrıca iddianamede dikkat çeken bir diğer tuhaflık ise; mahkemenin soruşturma süreci içerisinde yayınlanmış haberlerin incelenmesi için görevlendirdiği bilirkişinin, soruşturma süresinin sonrasındaki paylaşımları da inceleyerek mahkeme heyetine sunmasıdır. Bu da açık olarak gösteriyor ki, soruşturma sonrası yapılan paylaşımlar hedef gösterilerek kapsamı genişletilmek isteniyor.

 

Yargılanan şahıs değil, halkın haber alma hakkıdır

Konuyla ilgili Radikal Aktivist adına yapılan açıklamada ise “Bu dava aslında bana açılmış bir dava değil. Bu dava aslında Ötekilerin Postası’na açılmış bir dava… Ötekilerin Postası’na yurttaş gazetecilik yapıyor şeklinde bakmayan savcı, Radikal Aktivist’in rumuzu Ötekilerin Postası’dır şeklinde iddianameyi hazırlamış.

Sanmayın ki daha önce benimle hiç uğraşmadılar. Tehditler de aldık, iş yerlerimizi de aradılar, işsiz de bıraktılar. Ama yaptığımız şeyin ezber bozan bir davranış olduğunu zamanla anlamıştık. Belki de en büyük motivasyon kaynağımız bu olmuştu, şimdi daha iyi anlayabiliyoruz” denilerek, asıl yargılananın “yurttaş gazeteciliği” olduğu belirtildi.

Evet, yargılama süreci nasıl ilerler, bilinmez. Çok açık biçimde usulsüz ve asılsız delillerle hazırlanan iddianame nasıl bir biçime büründürülür orasını da tahmin etmek zor değil aslında. Emin olduğumuz tek nokta, devletin özgür basını yargılama hamlesidir ve dayanışma halinde olunmasının gerekliliğidir.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu