Proletarya devriminde işçi sınıfının, bütün çalışan kitlelerin görevleri ve rolü, burjuva devrimindeki görevlerinden ve rollerinden ilke olarak ayrılmaktadır.
Şöyle ki; burjuva devriminde emekçilerin rolü, sosyal yaşamın feodal, zamanını doldurmuş biçimlerinin ortadan kaldırılmasına indirgenmiştir; ekonominin yeni, burjuva biçimlerini yaratan burjuvazidir.
Sosyalist devrimde ise, büyük emekçi kitleler, bir yandan eski biçimleri, ekonominin burjuva biçimlerini ortadan kaldırırken; öte yandan ekonomik yaşamın yeni, sosyalist biçimlerini bizzat kendileri yaratır, bu proletarya devriminin en önemli ve çetin görevidir.
Emekçi kitleler, ekonominin yeni biçimlerini bizzat kendileri yaratmaktadırlar; işte, emekçilerin faaliyetlerinin, bilinçlerinin, ekonomi yaşamındaki yaratıcı girişkenliklerinin hayati önemi buradan kaynaklanır.
Lenin, aynı zamanda gerek emekçilerin öncüsü, gerek halkın faaliyetini örgütleyen ve yönlendiren büyük güç, gerekse sosyalizm ve komünizmin kurucusu olan Komünist Partisi’nin muazzam rolünü de kanıtladı. Burada önemle altı çizilmesi gereken husus, Sosyalizm ve Proletarya Diktatörlüğü için savaşım verdiğini iddia eden revizyonistlerin aslında hiç de proleter ve sosyalizme sevdalı olmadıklarını görmek önemlidir.
Brejnev-Kruşçev-Gorbaçov bunlar SBKP Merkezi düzeydeki kadrolardır. Yani yeni yaşamın örücü, geliştirici ve dönüştürücü unsurlarıdır. Lakin M-L tezleri, özellikle ekonomi üzerine olan ekonomi-politiği nesnel koşullara uyarlamadan, öznelcilik hatasına düşüp, Partinin içindeki liberal kanatla birleşerek ekonomiyi “Kâr hamlesine çevirdiler. Bunun yanı sıra Perestroyka ile yani Yeniden Yapılanma adı altında işçiler ile partide üst kademede yer alanlar arasında hem konum olarak hem de parasal açıdan makas açıldı. “Herkesten emeğine göre, Herkese ihtiyacına göre” ilkesi, bilimsel çalışma yürüten teknik kadrolar ile atölye veya kırdaki köylünün emek ilişkisi ve ücretinin değişmesini getirdi.
Kitaptan bir pasaj alarak bitirelim.
“Yeryüzünde özel mülkiyete dayalı düzenler yok edilmedikçe devrimler yok edilmez, Stalin’in söylediği gibi, “işçi sınıfı var oldukça, işçi sınıfının çıkarlarının bilimsel ifadesi olan çınarlarının bilimsel ifadesi olan Marksizm Leninizm yok edilemez.”
**
“İnsanlığın mutluluğunu sağlayan koşulları kapitalizm sağlayamaz. Ancak devrimler bu mutluluğa giden yolu açabilir. Bu yol, sınıfsız, sömürüsüz ve baskısız bir çağa açılan yoldur. Bu yolda yol gösterici pusula devrimci Marksizm’den başka ne olabilir ki? İnsanlık o altın çağı yakalamasını elbette öğrenecektir. Yenilgi ve yanılgılardan ders çıkararak, geri dönüşlerden öğrenecek, revizyonizmden ders çıkararak ve ağır bedeller ödeyerek de olsa öğrenmesini bilecektir. Düşecektir, kalkacaktır, umutsuzluğu yaşatacaktır ama sonunda öğrenmesini ve uygulamasını bilerek o altın çağı yakalayacaktır”