Bir halkı yenilmez, gelişkin ve güçlü kılan üretilen silahlar değil, o halkın yetiştirdiği sanatçı ve aydınlardır. Ermeni halkı, tarih boyunca sayısız ozan, yazar, şair ve sanatçılar yetiştirdiği gibi hünerli elleriyle demire, bakıra, altına, taşa, tahtaya, ipliğe şekil vermiş; işleyerek onlara can ve ruh katmıştır. Yazılı eserlerine bakıldığında gelişkinliğin ve zenginliğin sayısız örnekleri görülür.
İttihatçı-Kemalistler tıpkı ataları olan Osmanlılar gibi tarihe işgal ve ilhaklarıyla isimlerini yazdırmış, geçtikleri ve yaşadıkları yerlerde kan ve zulüm izleri bırakmış, yerli halklara korku salmıştır. Adaletlerini kan ve korku, zulüm üzerine yazan İttihatçı-Kemalistler adlarını tarihe, halkların hafızalarına Barbaros olarak yazdırmışlardır. Tarihin ve uygarlığın utanç olarak kabul ettiğini İttihatçı-Kemalistler övünç olarak algılamışlar.
İmha ve yok etmeye dayalı işgal ve ilhak ettikleri topraklar üzerindeki zenginlikleri talan etme siyasetinin utanç verici ırkçılığını, inkarcılık ve din kisvesiyle korumaya çalışmışlar. Beşikte uyuyan Yunanlı çocuk, okula giden Ermeni çocuk, stran söyleyen Kürt çocuk Kemalistler hakkında korku ve zulüm algısıyla büyümüştür.
Faşist şef, her fırsatta inkarcılıkla Ermeni halkının bu topraklarda “göçebe” olduğunu ifade etmeye çalışmıştır. Bu topraklarda yıkıntı ve kalıntı haline dönüşüp tek sütun üzerinde kalsa da Ermeni ustalarının hünerli elleriyle yapılmış binlerce kilise, okul, cami, çeşme, inanç mekanları vardır.
Sanat tarihinde ve yazarlar arasında özgürlüğe tutkulu saygın Ermeni kadın öncüler yer almıştır. Hem silahı hem de kalemi, özgürlüğün bir sembolü gibi ustaca kullanmışlardır. Bunların önemli bir yerinde Üsküdarlı Zabel Yesayan yer alır. 4 Şubat 1878 tarihinde İstanbul/Üsküdar’da doğan Zabel Yesayan, soykırım zulmüne tanıklık etmiş, cesur bir yazar olduğu kadar sayısız Ermeni yetim çocuğu kurtaran, onlara sahip çıkan onurlu bir hak ve adalet savunucusudur. Çok yönlü yeteneklerini özgürlük mücadelesiyle birleştiren ve geliştiren Zabel Yesayan, aradan yüz yıldan fazla bir zaman geçmesine karşın kadın özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden biri olmaya devam ediyor. Feminizm hareketinin güçlü öncülerinden, kadın hakları savunucusu yazar, şairler arasında Zabel Yesayan, Hayganuş Mark, Zabel Asadur gibi saygın şahsiyetler yer almıştır. Kadın özgürlük mücadelesinin ilk kıvılcımını çakanlar, ilk uyanışı gerçekleştirenler olmuştur.
Ermeni edebiyatının saygın kadın ismi Zabel Yesayan, birçok kitaba, çeviriye imza atmıştır. Yaşam ve mücadele yolculuğu Paris, Bulgaristan, Bakü olmuş. Gittiği her yerde üretken ve yaratıcı çalışmalarından geri durmamıştır. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde edebiyat ve felsefe eğitimi almış, yazın dünyasında Fransız romantizminden etkilenerek kendine özgü üslubuyla Ermeni edebiyatına olduğu kadar kadın özgürlük mücadelesine mal olacak değerli eserler geride bırakmıştır.
30 bin Ermeni’nin katledildiği 1909 Adana Katliamı’nın izlerini sürüp gerçeklerin açığa çıkarılmasında büyük rol oynar. Ermeni soykırımın ilk ayak seslerini iyi algılayan Zabel, 6 yıl sonra gerçekleşecek 1915 yılının büyük felaketi ve yaşanacak vahşetin nasıl bir boyut alacağını gözler önüne serer…
Mısır, Lübnan, Kafkasya, Anadolu’da binlerce yetim göçmen çocukları ve kimsesiz kadınları toplamaya ve yeniden yaşama bağlamaya çalışır.
Ne tanıklık ettiği 1909 Adana (Glikya) Katliamı ne de bir tesadüf sonucu kurtulduğu 1915 Büyük Felaketi zaman geçmesine karşın yüreğinde açılan derin yaranın kapanmasını azaltmamıştır.
Özgürlüğün her şeyden daha değerli olduğunu söyleyen Zabel Yesayan, soykırım sızısıyla yaşamaya çalışarak sarıldı özgürlük mücadelesine.
(Yeni Özgür Politika – 6 Şubat 2024)