Kalbi viran evlere benzeyen Gomidas, sesleri acıları müzik notasına ve ezgisine çeviren bir dehadır. Oldukça trajik bir yaşamın taşıyıcısı olan Gomidas Ermeniler tarafından bilinmesine karşın Ortadoğu halkı tarafından bilinmezliği yaşıyor. Tozlu sayfalar arasında aydınlatılmayı bekleyen Gomidas, tanınıp bilindikçe müziğin notaları daha da zengin olacaktır.
Soykırım kurbanlarının aydın sembolü olan Gomidas, varolan ve yaşayan Ermeni müzisyenler içinde en ön sıralarda yer alır. Gomidas Vartabed besteci, koro şefi, şarkıcı olmakla beraber aynı zamanda önemli bir etnomüzikologdur.
Gerçek ismi “Soğomon Kevork Soğomon” olan Gomidas Vartabed’in sanatçı kimliği ve çalışmaları her zaman daha önde ve ilerde olmuştur. Varbed (usta) Kütahyalı yetim bir Ermeni çocuğudur. 12 yaşındayken Ermenistan’ın Eçmiyadzin şehrine Ermenice öğrenmesi ve din eğitimi alması için yollanır.
Gençlik yıllarında oldukça yetenekli bir öğrenci olan Gomidas kısa sürede öğretmenlerinin dikkatlerini üzerine çeker. Dini eğitimini tamamlayarak “Vartabed” rütbesini alır. Müzik yeteneği ve her türlü sesleri algılama ve yorumlama duyarlılığı sayesinde kilisenin koro kadrosuna alınır. Daha yüksek müzik eğitimi alması için dönemin Ermeni kilisesinin en yüksek dereceli din insanı olan Gatoğigos Xrimyan Hayrig tarafından Almanya’ya gönderilir. Bir yandan müzik eğitimi alır diğer yandan Avrupalılara Ermeni müziğini tanıtmaya çalışır.
Ermeni müziğinin geliştirilmesi ve öğretilmesi için yoğun bir çaba yürütür, koro kurar. Eçmiyazin şehrinde din eğitimi sürecinde aşırı muhafazakar din insanlarının kötü muamelesinden kurtulmak, Ermeni müziğini daha geniş çevrelere tanıtmak için 1910 yılında İstanbul’a döner. Bazı aydınlar onu “Ermeni müziğinin kurtarıcısı” olarak niteler. Ermeni sanatının ana sembolü olarak tasvir edilir.
Anadolu müziğini Batılılaştıran ilk müzikolog olan Gomidas Vartabed yaşamı boyunca köy köy dolaşıp köylerdeki müzik parçalarını ve ezgileri toplar. Kürtçe, Ermenice, Türkçe parçaları derler ve düzenler. Yoğun bir çalışma yürütür. 1903 yılında hazırladığı “Les Melodis Kurdes-Kürt Ezgileri” adlı eseriyle Kürt müziğine önemli bir katkıda bulunur. Kürt türkü koleksiyonu yayınlar.
Batı-Ermenistan’daki köyleri dolaşarak 4000’den fazla Ermeni-Kürt-Türk halk müzik parçaları toplar. Notalaştırır ve kopyalar. Sonradan bunların yarısından fazlası kaybolur.
Otantik müzik çalışmalarını yürütmek, araştırma yapmak isteyenler için yeni bir yol açar. Ermeni, Kürt müziğini ve seslerini evrenselleştirmenin yolunu açan Gomidas müzik tarihine büyük bir katkı sunar.
Mez Yeğerni (Büyük Soykırım) sürecinde yüzlerce Ermeni aydınıyla birlikte 1915 yılında tutuklanır. Sürgün yollarında görüp tanıklık ettiği barbar işkenceler karşısında zihinsel bir çöküntü ve ciddi bir travma yaşar. Ve kendini dünyaya ve en çok ilgilendiği müziğe, seslere ve notalara kapatır. Gördüklerini unutamaz.
Sürgünden dönen Gomidas evindeki piyanosunun kırıldığını, notalarının yırtıldığını görür. Yıllar içinde hazırlayıp yarattığı tüm değerler sanki başına yıkılmış gibi olur. Müzik binası yıkılan Gomidas derinden etkilenir. Çocukları öldürülen bir dünyaya daha fazla tahammül edemez. Yıkıntılar arasındaki yaşama dayanamaz. Hastaneye kaldırılır. Sonra Paris’te bir hastanede 18 yıl hiç konuşmadan, bir koroya katılmadan, bir eser yazmadan ve okumadan yaşar. Müzik dünyasının derin insanı sessiz bir yaşamın hapishane koridorlarında yalnız başına dolaşır. Dünyayla ilişkisini bitirir. Müzik dünyasından suskunluk dünyasına göçer.
Soykırımın müzik ustası 20 Ekim 1935’te yalnızlık ve sessizlik içinde yaşama ebediyen gözlerini kapatır.
(Yeni Özgür Politika. 1 Kasım 2022)