Zorbalıktan başka yasa bilmeyen AKP-MHP iktidarı; son bir yılda bekçi yasası, sosyal medya yasası, barolar yasası vb. el uzatmadığı; denetimine ve tehdit altına almadığı hiçbir alan bırakmadı.
Son süreçte de HDP’yi kapatmak için her türlü yol ve yönteme başvurması, Gergerlioğlu’na karşı uyguladığı zulüm, bu ırkçı-şoven zihniyetin ömrünü uzatma amaçlı pratiklerdendir. Bu yol, kirli ve paslıdır.
Hemen her dönem, attığı her adımla doğrudan kendi kitlesini konsolide etmeye çalışan diğer yandan dipten gelecek dalganın önünü önceden kesmek için asker-polis örgütlenmesine ek olarak cihatçı-çeteleri örgütlemeye giden Saray sultanının halk düşmanı yüzü daha iyi açığa çıkmaktadır.
Soykırım, katliam, işkence ve baskıdan başka bir şey bilmeyen İslamcı maskeli İttihatçı-Kemalist zorbalara karşı verilecek mücadelenin yegane yolu bellidir.
“İlk seçimde gidecekler”, “kan kaybediyorlar” söylemlerine pirim vermeden kitlelerin sisteme karşı öfkesini büyütmek ve bu öfkeyi sistemin nefes borusunu tıkamaya yöneltmek önemlidir. Bunun için de birleşik mücadeleyi daha iyi örgütlemek gerekmektedir. Faşizmin korkusu ancak bu mücadeleye ağırlık verilerek büyütülebilir.
Bu adımlar güçlü atılırsa, gelişecek kitle hareketleri karşısında geride kalınmaz. Bu gerçeklik öngörülerek hazırlık yapılmalı, konumlanma ve mevzilenme güçlendirilmelidir.
AKP-MHP faşist kliği ile CHP-İYİ Parti kliği arasında söylem dışında özde bir fark olmadığı gibi ikisinden birinin arkasına yedeklenme siyaseti de izlenmemelidir.
Alternatif siyaset ve örgütlenme mevzisi, birleşik devrimci güç safları ve mücadelesi olmalıdır. Kabul etmek gerekir ki; daha önce ayrı ve parçalı duran ve hareket eden devrimci güçler, şimdi bir yandan kendi öz-bağımsız siyasetini yaratmaya çalışırken diğer yandan da ortak faaliyetler ile toplumda belli bir karşılık bulmaktadırlar.
Gerçekliğin yasalarını ve gelişim yönünü keşfeden her siyaset, doğru uygulandığında sonuç alacak etkili bir doğrultuda ilerleyebilir. Yeter ki, bu doğrultuda ilerleme iradesinde ortaya çıkacak zorluk ve sorunları çözmeye odaklanmaktan vazgeçmeyelim.
Garê Direnişi’nin irade ve kararlılığı, 8 Mart’ın öfkesi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme açıklamasının ardından sokakları dolduran öfke, Newroz’un kitleselliği ve renkliliği 1 Mayıs alanlarına mutlaka yansıyacaktır. Şimdiden Nisan’da adımları sağlamlaştırıp büyüterek 1 Mayıs çalışmalarına hazırlanılmalıdır.
Genç yürümenin gücü her tarafa yayılmalı etkisi artırılmalıdır. Devrimci kararlılık ve cesaret kuşanıldığında alt edilmeyecek zorluk, aşılmayacak engel yoktur.
Özgür ve onurlu yaşamı yaratma ve yaşatma mücadelesini güçlü benimseyen, bunu yüreğinde hisseden hakikat devrimcileri, nefsine ve kibrine yenilmiş sultanları ve paşaları altedebilirler/altedeceklerdir.
Soykırım ve katliam yaşamış halklar sadece kendi acılarına ağladıkları, sadece kendi yaşadıklarını anlattıkları, herkesten kendilerini anlamasını bekledikleri için zulüm devam etti. Bugün işçiler, köylüler, kadınlar, Aleviler, aydınlar, öğrenciler sadece kendi sorun ve talepleri için mücadele edip dururlarsa mücadelenin muzaffer başarısına ulaşamayacaklar.
En güçlü etkili ve sonuç alıcı yol, birleşik-ortak mücadele yoludur. İnce derelerin nehir olmasına, nehirlerin denizlere ulaşmasına ancak bu yol izlenerek varılır. Bugün işçilerin, köylülerin, kadın ve gençlerin, Kürt ve Alevilerin, farklı inanç ve dillerin yanyana, omuz omuza birlikte ortak yürümesine ihtiyaç vardır.
Farklı anlayış ve fikirlere sahip devrimciler hiçbir grupsal hesaba düşmeden, hiçbir kaygı gütmeden sadece dünyayı değiştirmeyi hayal edecek bilinçle hareket ettiklerinde özgürlük hayali gerçek olur. Biliyoruz; bu manifestoyu anlamak, anlamlandırmak, bunun gerekliliğini ve zorunluluğunu kavramak, bu kavrayışa uygun ortak yürümek zor olsa da imkansız değildir.
Zorluklar ve engeller ancak büyük bir amaca sahip olunarak çözüme kavuşturulur.
2016 yılında fikir olarak olgunlaşarak örgütlenen birleşik devrimci mücadele programı, yeni yeni anlamlandırılmaya ve bu yönde güçlü adımlarla yürümeye başladı. Daha yürünecek çok yol vardır.
Dağlara uzanan patikalar, şehirlerin meydanlarına çıkan sokaklar adımlanmaya devam edilecektir. Zamanın ve pratiğin öğreticiliğinin, büyük bir öğretmen ve etkili bir çözüm olduğu bir gerçektir.
Ortak yürüyüş ve mücadele adım adım anlamlanıyor ve büyüyor. Çünkü gerçeği en ileri derecede, ona en yakın şekilde doğru okumaya çalışan fikir etkili olma potansiyeline ve değiştirme gücüne sahiptir.
Aynı devrimci aklı, aynı ortak devrimci irade ve kararlılığı biraraya getirenler sultanların ve paşaların korkulu rüyası haline gelecektir. Sadece özgürlüğü düşleyen ve zaferi kazanmayı hesaplayanlar büyük kazanabilir. Çünkü bu topraklarda farklı ve direngen aykırı sesin, yıkıcı sözün, ağıtların, acıların, türkülerin zalimlerde büyük korku yarattığı bir gerçektir.
Bu ülkede Kürt ıslığı bile düşmanda ürküntü yaratıyorsa devrimci öfkenin yıkıcılığını tahmin etmek zor olmasa gerek. Yaratılması ve başarılması gereken yegane görev, birlikte-ortak mücadele fikrini ve iradesini korkusuzca, yüksek inançla örgütlemektir. Paranın efendisi sultanların ve zulmün paşalarının en büyük korkusu burada gizlidir.
Korku neredeyse cesaret tam da orada yatmaktadır. Cesareti açığa çıkarıp özgürlüğü büyütmek, birleşik mücadele güçlerin ellerindedir.
Ancak o eller, o büyük muzaffer günün yaratıcıları olabilir.
(Yeni Özgür Politika. 5 Nisan 2021)