DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Artshak

"İşgal ve soykırım en büyük insanlık suçudur. Yakan, yıkan, bozan, çürüten çarpıtan, çirkinleştiren zihniyetin kendisidir. Ortadoğu’nun, Kafkaslar’ın en kıyıcı, yıkıcı çürütücü, bozucu, talancı yağmacı düşman TC faşizmidir."

19-20 Eylül Ermeni halkı için ikinci bir soykırım günüdür. Artshak’ın (Karabağ) İngiliz, İsrail, Türk faşist destekli Azeri petrol ve savaş baronları tarafından işgalin yıldönümündeyiz. Türk faşizminin amacı sadece Karabağ’ı işgal değildi. Parça parça Ermeni halkını yeni bir vatansızlığa; sürgüne, bilinmezliğe ve ikinci bir soykırıma sürüklemekti.

Türk faşistlerinin Ermeni-Rum-Kürt-Alevi düşmanlığı bakidir. Hükümetler, yöneticiler değişebilir. Ancak değişmeden kalan ve TC devleti var oldukça devam edecek olan yegane şey Ermeni düşmanlığıdır. Bu bitmeyen düşmanlığın altında korku ve zorbalıkla çöktükleri Ermeni toprakları ve zenginlikleri vardır. Harami bir devlet olan Türk- Müslüman komprador burjuva ve askeri generallerin çıkarlarını savunan TC devleti, bir zulüm ve soykırım devleti olduğu kadar bir harami devlettir.

Türk generalleri bugün Başûr Kürdistanı’nda, Medya Savunma Alanları’nda izlediği işgal politikası ve savaş stratejisinin bir benzerini Artshak’ın işgali sürecinde uyguladılar. Önce Artshak’la Ermenistan arasındaki her türlü iletişim koparılarak halkın beyaz bayrak sallandırması amaçlandı. Aylarca süren abluka altında Artshak halkı nefessiz ve susuz bırakılmak istendi. Bu gerçekleşmeyince öncelikle Artshak yöneticilerinin teslimiyeti kabul etmesi karşılığında halkın topluca göçe zorlanmasının yolu açılacaktı. Zorla bir vatansızlaştırma değil, gönüllü bir vatansızlaştırma görüntüsü verdirilmek istendi. Bunu büyük bir zafer gibi kutlayan faşist R.T. Erdoğan’ın eğitip terbiye ettiği Aliyev, gücünü Ermeni halkına göstermiş oldu.

Kürt, Filistin soykırımlarında olduğu gibi “uygar” diye bilinen başta Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünya, Ermeni halkının yaşadığı vatansızlaştırma soykırımı karşısında sessiz kaldı. Barış gücü diye bölgede konumlanan Rus askerleri ise Ermeni halkının bir an önce bölgeyi boşaltması için yardımcı oldu.

Yetersiz, öngörüsüz, iradesiz Karabağ Ermeni yöneticileri ne dünyayı ne de bölge gerçekliğini doğru okuyabildi. Ne de ciddi bir toplumsal, örgütsel, askeri hazırlık yaptılar. Sanki etraflarında faşist işgalci devletler, Osmanlıcı yayılmacı zihniyet besleyen düşmanlar yokmuş gibi hareket ettiler. Unuttular tarihte yaşanan soykırımı ve cellatların kim olduğunu? Soykırım ve katliamlar yaşamış halkların unutmak gibi bir gaflete düşmeye hakları yoktur. Bilinir ki, unutmak en büyük ihanettir. Tarihini, geçmişini, yaşanmışlıkları unutan yeni bir soykırımı yaşamaktan kurtulamaz.

İşgalciler hem kalabalık hem de ekonomik, politik ve askeri olarak iyi hazırlanmışlardı. İngiltere, İsrail, Türkiye başta olmak üzere Batılı kapitalist ülkelerin tümü Azeri burjuvazinin arkasında durdu ve yanında oldu. Özellikle yeminli Ermeni düşmanı olan faşist AKP-MHP iktidarı, Karabağ’ın işgalinde oynadıkları rolü “Karabağ’a, Libya’ya nasıl girdikse İsrail’e de aynı şekilde gireriz” sözleriyle itiraf etti.

Bu sözler her ne kadar İsrail bağlamında gerçeklikten kopuk olsa da boşuna söylenmiş sözler değildi. TC faşizminin fırsatını bulduğunda ve koşullar elverdiğinde işgalci ve ilhakçı olduğunun beyanıydı.

Azeri baronları işgal suçlarını, Artshak’ta gerçekleştirdikleri tarihsel ve kültürel soykırımla bugüne dek devam ediyorlar. Devrimin ve sosyalizmin önde gelen öncüleri olan Istepan Şahumyan’ın, Monte Melkonyan’ın anıtlarını, Karabağ sembollerini, kültür ve inanç merkezlerini yıkarak, kiliseleri camilere dönüştürerek, büyük bir yıkım ve kırım suçlarını işlemeye devam ediyor.

İşgal ve soykırım en büyük insanlık suçudur. Yakan, yıkan, bozan, çürüten çarpıtan, çirkinleştiren zihniyetin kendisidir. Ortadoğu’nun, Kafkaslar’ın en kıyıcı, yıkıcı çürütücü, bozucu, talancı yağmacı düşman TC faşizmidir. Bugün defalarca soykırım zulmü yaşayan, katliamlara uğrayan, Ermenilerin, Rumların, Kürtlerin, Asurilerin, Ezîdîlerin, Alevilerin özgürlük bilincine sahip olması ve halkların birleşik devrim mücadelesi içinde mücadele etmelerinden başka bir kurtuluş yolları yoktur.

Ancak o zaman Aliyev gibi faşistlerin Ermeniler için sarf ettiği “Cehenneme gönderdik” sözleri kendisine geri iade edilebilinir. O zaman idam sehpaları yalnızca mazlumlar için kurulmaz; insanlık düşmanları, halk düşmanları duvar diplerinde hak ettikleri cezayı alırlar.

(Yeni Özgür Politika – 24 Eylül 2024)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu