Dört bir yandan faşist kuşatma altında olan Arstakh, var olmak istiyor. Her gün, her saat açlık, soğuk ve dermansızlıkla sınanarak var olma mücadelesi veriyor ve kırılmayan direnişini sürdürüyor. Ermeni halkı “Artsakh” kalmak istiyor.
Kalbini dinliyor, kara bakışlı-kara gözlü ilkokul çocukları, soğukta ders sıralarından duyarsız dünyaya sesleniyor. Seslerini duyan olur diye bakıyorlar etraflarına: “Ben Artsakh’ım”, “Ben barışım”, “Ben toprağımda özgürce yaşamak istiyorum”, “Biz varız, olmaya devam edeceğiz!” diyorlar.
Soykırım ve işgalin bir şeklidir abluka. Arstakh’a yönelik işgal ve abluka kuşatması, yaklaşık bir aydır sürüyor. Ermenistan’la Artsakh arasındaki tek bağlantı yolu olan Laçin Koridoru, Azerbaycan devleti destekli faşistler tarafından ulaşıma kapatılmıştır. Ağır kış koşullarında enerji yokluğuyla birlikte gıda, ilaç, tıbbi malzeme yokluğu halkın yaşamını daha ağır hale getiriyor.
Bu ağır faşist kuşatma fırtınası bittiğinde Arstakh’ın kara gözlü çocukları artık aynı çocuklar olmayacaktır. Her Karabağlı çocuk, hafızasında asla silemeyeceği soğuk günlerin ağırlığıyla, bilinç ve öfkesini kuşanarak büyüyecektir. Faşizm, zulmünden daha büyük öfke ve direnç büyütüyor. Karşılarına dikilip hesap soracak çocuk savaşçılar büyütüyor.
Ekmek ve şarap üreten, bilim ve sanatla uğraşan halk, insansız uçak üretmekle övünen bir ülkenin muktedirlerine karşı direniyor. İnanç ve üşüyen elleri, buruk kalplerinden başka bir şeyleri olmayanların direnişi sürüyor.
Artsakh da özgürlük arayanları en iyi başka topraklarda özgürlük arayanlar anlar. Özgürlük arayanların talep ve mücadeleleri istek ve çabaları ortaktır. Aynı ihtiyacın çocuklarının, kaderleri ve dertleri birdir. Hüzün ve acıları ortaktır. Direniş ve mücadeleleri de ortaklaşmalıdır.
Orta-Doğu’nun, Kafkas halklarının dile getirecekleri o kadar çok acıları var ki hiçbir dil bunu tek başına söyleyemez. Acıların ortaklaştığı yerde dillerin, öfkelerin, yürek ve bilinçlerin de birleşmesi gerek. Direniş ve mücadelenin de ortaklaşması gerek.
Artsakh halkından bahsederken Şexmeksud, Eşrefiye, Halep halkından bahsediliyor aslında. Artsakh halkının yaşadığı sorunlardan, çektiği sıkıntı ve zorluklardan bahsedilirken Şêx Meqsûd, Eşrefiye, Şehba, Halep halkının yaşadığı sorun ve sıkıntılarından bahsediyoruz.
Ortadoğu ve Kafkas halklarının başına bela olan yayılmacı, gerici, sömürgeci kapitalist-emperyalist sistem ve onun bu coğrafyalarda büyütüp, besleyip, desteklediği gerici faşist iktidarların yaratıp şekillendirdiği yaşam ne kadar benzerlik ve aynılık taşıyorsa; özgürlük ve direniş türküleri de aynı benzerlikleri taşıyor.
Katliamların, yağma ve çalmanın merkezi durumuna gelen “Cumhuriyi Türkiye” Ermeni, Kürt, Pontus, Asuri, Êzîdî, Alevi halklarının stratejik düşmanıdır. Bir asır önce gerçekleştirdiği sayısız soykırıma doymayan faşist Türk devleti, intikam alırcasına geride kalan “kılıç artıkları”nı da yok etmek istiyor. Kimyasalla, SİHA’larla, abluka ve kuşatmayla stratejik zulmüne devam ediyor. İnsan olmayı bir kenara bırakan Kimyasal Erdoğan, Oligark Aliyev’in askerleri ortak tatbikat yapıp, yeni bir saldırı hazırlığı yapıyor.
Erdoğan’la Aliyev Kafkaslar’da Ermenileri yok ederek Turan hayallerini gerçekleştirmek için el ele verirken, Ortadoğu da restleştiği Esad ile de ele ele vererek Kürt halkını yok etmeye çalışıyor.
Yeni kırımlar gerçekleştirmek isteyen Erdoğan ve Aliyev diktatörlüğüne karşı Artsakh halkının yanında olmak, özgürlük fikrini taşıyan her insanın görevidir. Artsakh halkının, okul sıralarında “Ben Artsakh’ım” diye haykıran çocukların yanında olmak, zulme ve soykırım saldırılarına karşı durmak, onur ve vicdan sahibi herkesin görevi olmalıdır.
Duyarsızlık, umursamazlık insanlığın öldüğü yerdir. Zulmün sahiplerinin fena aldanacakları günleri onlara yaşatmak hepimizin görevi olmalıdır. Faşizmin soykırım saldırıları, kuşatma ve ablukaları karşısında kazanmak için direnmek, direnişleri güneş gibi toplayarak biriktirmekten başka bir yolumuz yok.
Bugün ARTSAKH! Bugün hepimizin direniş olma zamanıdır!
(Yeni Özgür Politika – 10 Ocak 2023)