Komutan cephede komutandır. Görev alanında ve görevinin başında savaşçılarıyla birlikte olmayan komutanlık yapamaz. Bugün her zamandan daha fazla kitlelere öncülük (komutanlık) yapılmasına ihtiyaç vardır.
Eksik olan öncülük ve önderlik göreviyse bunun hangi tarzda nasıl yapılması gerektiğine en ileri yanıt “Komutan cephede komutandır” anlayışına uygun hareket etmektir.
Eğer en ileri düşünce, en ileri mücadele ve müdahale iradesini temsil eden komutan ise onun görev alanında görevinin başında olmaması düşünülebilinir mi? Cephede, savaş alanında yoldaşlarıyla birlikte olmadan, düşmanı imha etme amaçlı bir konumlanma ve mevzilenme içine girmeden, düşmana etkili ve sonuç alıcı darbeler vurulabilinir mi? Halk ve yoldaşları örgütleyebilir mi? Umut olabilir mi? Güven verebilir mi?
Hem en ileri fikir, kararlılık ve iradeden bahsedilecek, en etkili müdahale pratiğinden söz edilip kararlar alınacak hem de en geride durulacaktır! Özgürlük ve kurtuluş ihtiyacı, görevi ancak hesapsız ve çıkarsız bir şekilde kitlelere ve yoldaşlarına güven veren bir öncülük pratiği ve yürüyüşüyle yerine getirilir. Devrimciliği sadece okumak ve yorumlamak göreviyle daraltan ya da oturduğu yerden karar verip emirler yağdıran, bunların uygulanmasını yoldaşlarından beklemekle sınırlandıranlar çevresini değiştiremez. Örgüt yaratamaz. Kitlelere ve yoldaşlarına güven veremez.
Süleyman Cihan, Armenak Bakır, Mehmet Demirdağ, İsmail Oral, Hüseyin Çakıroğlu, Barbara Anna Kistler, Sefagül Kesgin ve sayısız şehit yoldaşlarımız öncülük rolünün tartışılmaz özneleriydi. Parti tarihinde sayısız yoldaşlarımız kabul görmüş ve benimsenmiş öncülüğün özneleri oldular. Kitleler ve yoldaşları tarafından güven duyulan, sevilen, sayılan öncüler olarak bilinir ve hatırlanırlar. Devrimci yaşamın tüm anlarında örnek bir duruş, güven veren bir pratik sergilediler.
Sınıf mücadelesinde etkin ve görünür rol oynamak, kitleleri ve partiyi örgütlemek için öncüler ileri bilince sahip olarak, kararlı duruş, gelişkin müdahale pratikleri sergileyerek görevlerini başarabilir. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir tarihinde kabul görmüş benimsenmiş öncüler pratiğin içinde devrimcilik yapmadan, bunun yolunu açmadan ne devrimci örgüt ne de devrimci savaş sürdürebilmiştir.
Öncülük yani komutanlık yaşamın ve savaşın yasalarına kurallarına ve anın ihtiyaçlarına uygun tarzda müdahale ve ona değiştirici tarzında yön vermesiyle başarılır. Bunun yapılmadığı, başarılamadığı yer ve anda Kendiliğindenciliğin, oportünizmin ve liberalizmin çeşitli renkleri yaşanır. Örgütsüzlüğün ve dağınıklığın sayısız biçimleri ortaya çıkar. Bu zayıf zeminde tasfiyecilik ve darbecilik kendini örgütler. Onların da temel hedefinde “komutan (öncü) cephede olmadan öncülük yapabilir” ilkesini hayata geçirme çabası ve yöneliminde olan anlayışlar yer alır. Yalnızlaştırma, görevini yapamaz hale getirme, saygınlığını zedeleme gibi pratiklere girişmeleri yakın tarihte görülen kimi örneklerdendir.
Proletarya partisi tarihinde olumlu örnekler olduğu gibi buna benzer olumsuz örneklere rastlamak mümkündür. ancak bizlerin yapması gereken olumsuz örnekleri yaratan anlayış ve zemini çözümlemek, bununla mücadele ederek ortandan kaldırmaktır. Görevimiz olumlu örnekleri yaratan anlayış ve zemine sahip çıkmak, bunun temsilcisi şehit yoldaşlarımızı her fırsatta anarak, onların bize bıraktığı mirasın canlılığını sağlamaktır. İşte bunların bu yoldaşların başlıcalarındandır geçtiğimiz yıl ölümsüzlüğe uğurladığımız Komutan Martager!
Nubar Ozanyan yoldaş 60 yaşını geçkin haliyle bir gerilla komutanıydı. Uzman bir sabotajcı, yetenekli bir savaşçı, denenmiş öngörülü bir komutandı. Kullanmadığı ve kullanamadığı silah yoktu. Onun yaşında halen komutanlık ve silah elde savaşçılık görevini yapan çok az devrimciye rastlanır. Onun bu gerçekliği hareket ve manevra kabiliyetinin yüksek düzeyde olma gerçekliği onu yaşıtlarından önemli oranda farklı ve ayrı kılıyordu.
Komutan Martager’in DAİŞ faşistlerine karşı savaşma isteği o kadar güçlü ve netti ki yoldaşları bile bu durdurulamaz istek ve kararlılık karşısında bazen geride durup onun isteğine boyun eğiyordu. Savaş alanında yoldaşlarının yanında görevinin başında olma isteği ve kararlılığı Nubar Ozanyan yoldaşta tamdı. O yaşamının her döneminde güvenilir bir görev insanı olarak kabul görmüş bir komutandı. O “cephede olan, gerçek anlamda layıkıyla komutanlık görevini yapabilir” anlayışının tartışmasız öznesi oldu. “Komutan cephede komutan”dır denildiğinde akla gelen yoldaşların başında gelir, her daim gelecektir. Anısına saygı ve özlemle!