Nisan Yayımcılık, yayımladığı Nubar Yalımyan’ın “Vatana Dönüş” isimli Ermenice çevirisinin yapılmasının ardından bastığı kitabın önsözünde,
“Nubar Yalımyan’dan Nubar Ozanyan’a… 24 Nisan 1972’de komünist önder İbrahim Kaypakkaya tarafından temelleri atılan ve bugüne kadar kesintisiz bir şekilde kararlıca mücadele sürdüren Kaypakkaya geleneğinin 50. yılı içerisindeyiz. Zafer ve yenilgilerle dolu 50 yıllık mücadele tarihinde Kaypakkaya geleneği her din, dil, milliyet ve cinsiyete mensup enternasyonal devrimcilerin buluşma ve mücadele noktası olan ender kurumlardan biridir. Kuruluş tarihinin dahi özel anlam ve önemi olan bir gün ile mücadeleye başlamış ve bugüne dek devam eden kanlı İttihat ve Terakki ve Kemalizm zehrine karşı mücadelenin panzehiri olmuştur. 1915 yılında Beyazıt Meydanı’nda idam edilen Ermeni devrimcilerin mücadele geleneğinin de Türkiye şartlarında günümüze dek sürdüren yegane temsilcisi olmuştur.
Bu yüzden bugün İttihat Terakki’nin devamı olan Kemalist ve gerici-faşist rejime karşı mücadelede sayısız Ermeni devrimci şehit düşmüştür. Mayıs ayında kaybettiğimiz Armenak Bakırcıyan (13 Mayıs 1980) ile Hayrabet Honca (5 Mayıs 1980) Ermeni devrimcilerin önde gelen isimleri arasında yer almaktadır. On- 10’ların anısını ve mücadelesini sürdüren Nubar Yalımyan ise yurtdışında her ay düzenli olarak Baykar (Mücadele) dergisini çıkarmıştır.
Bu dergide Ermeni Partizanların mücadelesini konu alan yazılar yayınlamıştır. Nubar Yalımyan bir yandan soykırım acısını ve öfkesini yüreğinde ateşli bir şekilde taşıyıp ülke özlemiyle yanıp tutuşurken diğer yandan her türlü katliam ve baskıya karşı İbrahim Kaypakkaya’nın özgürlük ve kurtuluş fikriyle mücadeleyle savaşılacağına, devrimin gerçekleşeceğine inanmış yılmaz bir savaşçı olmuştur” şeklinde Nubar Yalımyan’ın hayatına dair aktarımlarda bulundu.
Önsözde, “Kalemini ve sözünü, cehalet ve karanlık karşısında eylem yapan Nubar Yalımyan, anavatan topraklarına duyduğu özleme güçlü anlam yüklemektedir. Her halkın ve insanın üzerinde yaşadığı çalıştığı bir toprak parçası bir ülkesi vardır. Ancak söz konusu Ermeniler olunca anavatan, derin bir soykırım acısı tükenmez bir özlemin yanan ateş parçaları olur.
Nubar bunu öylesinde derinden ve yürekten hissetti ki, birkaç kez sürgünü yaşayan yalım bir gencin duygularını şiire döktüğü mısralarda görmek mümkündür. Onun için anavatan, soykırımın acı izleri yaşadığı Van, Botan’ın ata izleri ve son Hollanda göçü genç yüreğini parçalara bölmüştür. Özlemini her bir parçada bırakarak anavatana, Hayastan’a sarılarak özgürlüğünü aramıştır. Tıpkı soykırımı ve acının her türlüsünü yaşamış halkın dağılan, parçalanan yürekleri gibi yüreğinde hissetmiştir. Bunu o kadar güçlü hissetmiştir ki, her sözünde, her mısrasında, her mücadele pratiğinde görmek mümkündür” şeklinde Yalımyan’ın eserinin nasıl ortaya çıktığına dair vurgularda bulundu.
“Nubar ismi Ermeni ve Kürt halkının bağrında açan bir kardelen olur”
Nisan Yaımcılık Yalımyan’ın nasıl yaşamını yitirdiğini anlattığı önsöz yazısının devamında, “Nubar ismi Ermeni ve Kürt halkının bağrında açan bir kardelen olur. Özgürlük arayanların elinde düşmeyen bir meşale olur. Onun tükenmeyen özgürlük ideallerini anavatanına ve halkına olan samimi, içten duygularını dile getiren şiir ve yazılarını ilk defa Ermenice’den Türkçe’ye çevirip yayınlıyoruz. İyi okumalar… “