10. İstanbul Trans Onur Haftası Komitesi ve 10. 32. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi üyeleri, İstanbul Yenikapı’da 17 Mart’ta düzenlenen Newroz’da LGBTİ+’lara yönelik transfobik ve homofobik saldırılara ilişkin, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde açıklama yaptı.
YDK ve Yeni Demokrat Gençlik’in (YDG) de katıldığı açıklamanın yapıldığı salonda, “Bizim olmadığımız hiçbir halay özgür değildir” ve Kürtçe olarak, “Esir bir ülkede esirdir lubunya” yazılı dövizler bulunduruldu.
“Taleplerimiz dikkate alınmadı”
Basına açıklama yapan Yusuf ve Jiyan, Tertip Komitesi’ne ilettikleri taleplerin yerine getirilmediğine dikkat çekerek, “Sahneden yaşanan saldırının kınandığı ve Newroz’un bir arada yaşamı savunan herkesin bayramı olduğu yönünde bir açıklama yapılmasını talep etmemize rağmen hiçbir açıklama yapılmadı.”
Açıklamada, “Kawa’nın yaktığı özgürlük ateşiyle gelen baharın bayramı olan Newroz’da, başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklar ve ezilenler olarak, eşit ve özgür bir yaşamı örme iradesi ile 17 Mart günü Yenikapı’da bir araya geldik.”
Alana girmek üzere buluştuğumuz ilk noktadan itibaren Newroza katılan bazı kişiler tarafından sözlü olarak taciz edildik. Alana girdikten kısa süre sonra gökkuşağı ve trans bayraklarımız elimizden alındı, yuhalandık ve fiziksel şiddete maruz bırakıldık. Newroz Tertip Komitesi’nden az sayıda görevlinin, feministlerin, BDSP, EKA, Halkevleri, Partizan, SMF, SYKP, YDG’de örgütlü kişilerin ve yurtseverlerin de yer aldığı bir güvenlik çemberinin içinde alandan çıkarıldık.” denildi.
Açıklamanın devamında, “Başlangıçta tertip komitesinin güvenliğimizi sağlaması ön koşuluyla alanda bulunmayı ve Newroz’u kutlamayı istesek de saldırıların ciddi boyuta ulaşması nedeniyle alanda kalmak istemedik. Komiteye yalnızca LGBTİ+’ların böyle bir talepte bulunmuş olması nedeniyle LGBTİ+’lar için ayrıca bir güvenlik önlemi alınmasını veya alınabilecek önlemlere dair birlikte düşünmeyi önemsediğimizi ilettik. Öncesinde komiteyi haberdar etmemize ve önlem alınması gerektiğini söylememize rağmen tertip komitesinin yaşanan saldırıyı öngöremediklerini söylemesini kabul etmiyoruz. Yaşananların ısrarla yalnızca AKP ve HÜDA PAR’ın politikalarıyla ve sağın yükselişiyle ilişkilendirilmesine itiraz ediyoruz.
Ayrıca alanda yaşadığımızın da bir provokasyon değil, linç olduğunu vurguluyoruz. Saldırının yalnızca Kurdên Nasyonalîst grubu tarafından gerçekleştirilmediğinin ve kısa sürede genişleyen bir kitle tarafından linç edildiğimizin bilinmesini istiyoruz.
Diğer yandan saldırıyı gerçekleştiren kişilerin etnik kimliği ile saldırıyı gerçekleştirme saikleri arasında doğrudan bir ilişki kurulamayacağı için saldırıdan bir bütün olarak Kürt halkının sorumlu tutulmasını da kabul etmiyoruz! LGBTİ+’lara yönelik gerçekleştirilen saldırıların hangi gerekçelerle yapıldığının farkındayız.
Bu noktada beklentimiz saldırılarının gerekçelerine ilişkin analizler değil, ayrımcılık ve nefretten beslenen saldırıların önünü alacak politikaların hayata geçirilmesidir.
Kapalı kapılar ardında verilen öz eleştirileri ve yapılan açıklamalarda LGBTİ+’lardan adeta sembolik bir şekilde bahsedilmesini kabul etmiyoruz. Alanda bulunan gruplara yönelik gerçekleştirilen saldırıların farklı arka planları olması ve DEM partinin toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan perspektifi nedeniyle, LGBTİ+’lara yönelik saldırılara ilişkin ayrıca bir açıklama yapılması gerektiğini savunuyoruz.
“Takipçisi olacağız”
Açıklama, “Ayrıca şiddete maruz bırakılan kişilerle iletişim kurulabilecek tüm kanallar açık olmasına rağmen alanda bulunan LGBTİ+’larla hiçbir şekilde iletişim kurmayıp yalnızca politikaları gereği bir açıklama yayınlamalarını kabul etmiyoruz.
Bu yıl İstanbul Newrozu’nda yaşananlarda, 2012 yılında HDP parti tüzüğünde LGBTİ+’ları politik mücadele aktörü ve paydaşı olarak gören partinin, bugün parti tüzüğünden LGBTİ+’ları çıkarması ve LGBTİ+ mücadelesinden söz etmemesinin payı olduğunu biliyoruz.
LGBTİ+ mücadelesi yalnızca “cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim farklılıklarının eşitliği” temelinde yürüyen tartışmalara indirgenerek hem LGBTİ+ politikaları konusunda geriye düşülmüş hem de bugün yaşanan saldırıların önü açılmıştır.
LGBTİ+’ların varlığına ilişkin tartışmaların güvenlik eksenli bir zeminde ilerlemesi bunun en açık göstergelerinden biridir.
21 Mart Amed Newrozu’nda ‘Kurdên Nasyonalîst’ grubunun alandan çıkarılmasını ve gökkuşağı bayrağıyla alanda bulunan LGBTİ+’ların herhangi bir saldırıya uğramadan Newroz’u kutlamalarını tertip komitesinin eleştirileri dikkate aldığı şeklinde okuyoruz.
Yaşamın her alanında ayrımcılığa, yok sayılmaya, nefrete, erkek ve devlet şiddetine rağmen var olan biz LGBTİ+lar, ortak mücadele alanlarımızda ne homofobiye, transfobiye ne de ırkçılığa geçit vereceğiz. Biliyoruz ki bize yönelik saldırı ortak mücadele değerlerimize yöneliktir. Bu bilinçle dayanışmayı büyüteceğiz ve seneye İstanbul Newroz’unda bu sene çekemediğimiz halayları çekmeye geleceğiz!
İstanbul Newroz Tertip Komitesi’nin de alanda yaşanacak LGBTİ+ fobik saldırılara karşı önlem alınacağı yönündeki beyanlarını hatırlatıyor, ilerleyen yıllarda atacağı adımların takipçisi olduğumuzu bildiriyoruz!” şeklinde sona erdi.