Kültür&Sanat

Nesibe Kaş anısına…

güneşin sofrasında seni bekleyenlere

heybeni doldururken hediyeleri,

sessizce sürdürdüğün hazırlığına sadık kalmıştın

başına taktığın karanfillerle,

yürürken adım adım;

ve usulca,

güzeldi;

dikkatimi çekti.

maziye yürüdü gözlerim,

zulamdakilere baktım,

dostumun gözlerinden mektuplar yazarken sana,

                                                aşk adına:

o zamandan başlamıştı seninle…

kararlı,

umutlu;

ve de geleceğe ışık saçan yıldızdık.

özümüz,

sözümüz,

yaşamımızın toplamıydı öğrendiklerimiz

bu yüzden ikna etmek kolay oldu seni.

üç beş kişiydik düğününde, 

daha bir coşkuluydu bugüne dair,

hele de takılarımızı geri alırken.

dillere destan olmuştuk, bu yüzden dilimize takılı kaldı bir zaman…

eylül güllerinden biri oldun.

Bayrampaşa, Davutpaşa, Metris’lerden sordum seni!

köklerine sarmaşık

kapıların önünde çetin ceviz olmuştun,

Gülhane Parkı’nda olduğu gibi.

Bazen Munzur’lardan

Toroslar’dan

başka diyarlardan gelen

rüzgarlar arasında duydum,

bazen de barikatlarda sesini…

gezide,

halayın içinde gördüm

çiçeklerin,ağaçların,

börtü böceklerin arasında seni

Yaşam bu ya!

Dolaşıp duruyordun;

bir ordan, bir burdan

bir o diyardan

bir bu diyara.

daha çok şeyler yapacaktık ya birlikte;

gelecek için; günler daha sıcak olacak diyordun.

dağları şenlendirmek için yeniden,

doğduğumuz yerlere,köyümüze dönmeye

karar vermiştik.

sisli ve puslu bir tabakanın 

bir ormana yorgan olup, sarmaladığı gibi

yıldızların ülkesine yürürken 

inancı sırtlamıştın,yükün ağırdı

tüm bunları tek başına yapmak için 

bizi bırakıp gidişin zamansızdı.

güle güle güneşin kızı,

yeryüzüne filiz olacağın için

sana da bu yakıştı! 

 

Yavuz Deniz

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu