*Partizan tarafından Murat İzol’un yaşamını yitirdiği olayla ilgili yapılan açıklamayı güncelliğinden dolayı olduğu gibi yayınlıyoruz
Murat İzol’un Katili Devlettir
Türk devletinin Kürt halkına, gençliğine yönelik saldırı ve katilamları aralıksız bir biçimde devam ediyor.
27 Mart günü polisten kaçarken Dicle nehrine kendini attığı iddia edilen 19 yaşındaki Murat İzol’un cenazesi 8 Nisan günü bulundu.
Cenazenin bulunmasıyla birlikte; dostları, arkadaşları ve kamuoyunun İzol’un akibetine dair sorularını bugüne kadar yanıtsız bırakan, derin bir sessizliğe gömülerek kendini nehre attığı açıklamaları yapan devletin cinayetteki rolü de açığa çıkmış oldu. Zira kendini nehre attığı öne sürülen İzol’un kafasında bir kurşun mermisinin izi vardı. Bugüne kadar olayı araştırmak için kılını bile kıpırdatmayan, İzol’un akibetini soranlara saldıran devlet, cenazenin bir an önce defnedilmesi için aile üzerinde de baskı yapmıştır. Tüm bunlar devletin İzol’un yaşamını yitirmesindeki sorumluluğuna işaret etmektedir. Devletin Murat İzol’un evine yürümek isteyen arkadaşlarına yönelik saldırısı da bunun kanıtıdır.
“Hesaplaşma değil helalleşme zamanı”, “Çözüm süreci” adı altında barış mesajlarının verildiği bugünlerde Murat İzol’un katledilmesi AKP hükümetinin, devletin ikiyüzlülüğünü de açıkça göstermektedir.
AKP hükümetinin Roboski’de katledilen 34 Kürt gencini suçlayan, katliamı aklayan raporu barıştan ve çözümden ne anlaşıldığını da açıkça göstermektedir. Savaş uçaklarıyla 34 Kürt gencinin üzerine bomba yağdıran devlet ve onun sözcüsü AKP hükümetinin bu katliamdaki net duruşu onun ne kadar “değiştiğini” ve nasıl bir “çözüm”den yana olduğunu açık etmektedir. Rapor, operasyonun sorumlularına madalya veren, “terörist de nihayetinde sivildir” anlayışıyla katliamı alenen savunan AKP’de bir değişim olmadığını göstermektedir.
Devlet, bir yandan “müzakere süreci işliyor sorunu çözeceğiz” derken öte yandan Kürt ulusunun temel taleplerine yönelik esasta hiçbir şey söylememekte, geleneksel imha, inkar ve asimilasyon politikasında kararlı olduğunu ilan etmektedir. Devletin çeşitli kademelerinden yetkilileri ağzıyla dile getridiği “Amacımız terör örgütünün silahsızlandırılmasıdır” sözleri yeterince açıktır.
Roboski raporu ve Murat İzol’un katledilmesi örneğinde açığa çıkan gerçek, devletin Kürt Ulusal Sorunundaki katliam, ret ve inkar yaklaşımının değişmediği, aksine bunun sinsi bir biçimde hem de sorunu kabul edip çözüyormuş gibi yapılarak sürdürüldüğüdür.
Ancak bugüne değin sergilediği direnişle, ödediği ağır bedellerle faşist diktatörlüğe adeta diz çöktüren, geri adım attıran Kürt halkı devleti çok yakından tanımaktadır. Türk hakim sınıflarına karşı bugüne kadar onurlu bir mücadele veren, vermeye devam eden Kürt halk gençliği bu gerçeği yaşayarak öğrenmiştir.
Kürt ulusunun, imha, inkar ve asimilasyona karşı bugüne taşıdığı direniş kuşku yok ki bundan sonra da sürecektir.
Murat İzol, Kürt halkının mücadelesinde, direniş halaylarında yaşayacaktır. Kürt halk gençliğinin özgürlük türküleri artık onun için de söylenecektir.
Murat İzol’u kavgamızda yaşatacağız!
Şehîd Namirin!
PARTİZAN
