Mülteci ölümleriyle gündeme gelen Van’a giden 10’u aşkın kurum ve bağımsız aktivistlerden oluşan Mülteci Dayanışma Ağı, kentte 3 gün boyunca çeşitli temaslarda bulundu. Programın son günü sabah gazetecilerle bir araya gelindi. Daha sonra kimsesizler mezarlığına geçen heyet buradan mültecilerin anısına Van Gölü’ne karanfil bırakarak programını tamamlamak istedi. Ancak 2016’da ilan edilen OHAL’den bu yana devam eden etkinlik ve eylem yasağı gerekçe gösterilerek Dayanışma Ağı’na izin verilmedi.
Bunun üzerine heyet, İnsan Hakları Derneğine (İHD) giderek burada açıklama yaptı.
Mülteci Dayanışma Ağı adına basın metnini okuyan Serhat Göç Araştırmaları Derneği Eş Başkanı Hanife Güzel, uzun yıllardır dünyada bir mülteci gerçekliğinin olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Özellikle Van ilimizde artan mülteci ölümlerinin ardından geçtiğimiz ekim ayında bir araya gelen STK ve demokratik kitle örgütleri olarak yürüttüğümüz tartışmaların ardından Mülteci Dayanışma Ağı’nı kurduk. Donarak hayatını kaybeden ve cenazeleri bir mevsim sonra karların erimesi ile ortaya çıkan, Van Gölü’nü geçmeye çalışırken batan teknede hayatını kaybeden onlarca mültecinin durumuna dikkat çekmek, yaşanan mülteci ölümlerini yerinde incelemek, bu ölümlerden yola çıkarak, yaşanan mülteci sorununu gündemleştirmek amacıyla ilk çalışmamızı Van ilinde yapmayı kararlaştırdık”
Güzel sözlerine şöyle devam etti:
“Ne acı bir tesadüftür ki Van’a geldiğimiz ilk gün, içinde 40 mültecinin olduğu bir minibüsün kaza geçirmesi sonucu iki mültecinin hayatını kaybettiği, bazıları ağır olmak üzere 38 mültecinin de yaralandığı haberini aldık; yine Van Gürpınar yolu üzerinde bulunan Kurubaş Geri Gönderme Merkezinde ikisi güvenlik görevlisi üç kişinin İranlı bir kadın mülteciye tecavüz ettiğini öğrendik” diyen Güzel, “Yaşanan bu iki olay mültecilerin yaşadıklarının ne boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koymuştur”