Emek

Mülteci kadın işçiler ağır sömürü altında ve tacize uğruyor

Topraklarında çıkan haksız savaşlardan kaçarak, başka ülkelere sığınan mültecilerin yaşama tutunma mücadelesi ağır sömürü altında sürüyor. Suriye’de devam eden savaştan kaçarak İzmir’e yerleşen mülteciler arasındaki işçi kadınların tacizden tutalım da ağır çalışma koşulları altında emek sömürüsüyle karşı karşıya.

H. Merkezi: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, Evrensel’in Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Kadın Örgütlenme Sorumlusu Kordistan Mahmmud’la gerçekleştirdiği söyleşide, İzmir’deki mülteci işçi kadınların sorunlarının başında daha uzun çalışma, daha düşük maaş, maaşı alamama ya da aylar sonra alma, kayıt dışılık, baskıya uğrama, diğer işçiler tarafından dışlanma ve taciz bulunuyor.

Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Kadın Örgütlenme Sorumlusu Kordistan Mahmmud, çözüm olarak özel düzenlemelerin yapılması, denetimlerin artması ve karşılıklı olarak entegrasyon çalışmalarının artması gerektiğini vurguladı.

 

“Çalışan kadın sayısı artıyor”

Her sene Suriyeli mülteci kadınların çalışma yaşamına katılımının arttığını belirten Mahmmud “Mülteci kadınlar geldiklerinde yeni bir hayat, yeni bir dil, yeni bir kültür sorunu yaşıyorlardı ve bunu yavaş yavaş aşıyorlar. Mülteci erkekler de çalışma yaşamına katılırken zorlandı ama bu kadınlar için daha da zorlu oldu. Kadınlar şu anda tekstil atölyelerinde ip temizleme, restoranlarda aşçılık ve temizlik, tarlalarda ürün toplama işlerinin yanı sıra sivil toplum örgütlerinde tercümanlık, psikologluk ve öğretmenlik işlerinde çalışıyorlar. Sivil toplum örgütlerini bir kenarda tutarsak kadınlar hem daha uzun saatler hem de daha düşük ücretlere çalıştırılıyorlar erkek işçilere göre. Çoğu zaman maaşlarını ya alamıyorlar ya da 3-4 ay gecikmeli alıyorlar. Derneğimize gelip çalışırken yaşadıkları sorunlarını dile getiriyorlar ve yardım istiyorlar” dedi.

 

“Dışlama işyerlerinde de devam ediyor

Suriyeli kadınların çoğunun kendi mesleğini de yerine getiremediğini anlatan Mahmuud şunları söyledi: “Doktor, mühendis ve avukat kadın arkadaşlarımız dil ve hukuki problemlerden dolayı meslekleri dışında çalışıyor. Bir avukat arkadaşımız restoranda bulaşık yıkıyor, eczacı bir kadın arkadaşımız tatlı dükkanında çalışıyor. Günlük yaşamın birçok noktasında olan dışlama işyerlerinde de devam ediyor. Entegrasyon sürecinin olmaması durumu daha da zorlaştırıyor. Hala artan işsizliğin ve düşen maaşların sebebi mülteci işçiler olarak gözüküyor. Maalesef bunu Türkiyeli kadın işçiler de yapıyor. Bizim ortak çalışmalarımız oluyor, çözüm de oluyor ama eksik kalıyor. Daha çok yapılması lazım. Değişim ve uyum iki taraftan da olmalı. Bizim savaştan dolayı geldiğimizi anlamaları gerekiyor. Bu maaşlara çalışmak bizim tercihimiz değil. Zorunda kaldığımız için çalışıyoruz. Bu patronların suçu.”

 

“Taciz patlama noktasına getiriyor”

Karşılaştıkları sorunların başında tacizin geldiğini dile getiren Mahmmud, “Bu hem patron hem de oradaki diğer erkek işçiler tarafından yaşanabiliyor. Bu durum Suriyeli kadınları patlama noktasına getiriyor. Telefon mesajları ve sözle başlayan tacizler fiziki tacize kadar varabiliyor. İlk başlarda söylemekten çekiniyorlar ama durum tekrarlandığında bunu bize anlatıyorlar. Atölyede çalışan bir kadın arkadaşımız dayanamayacak bir noktaya geldi ve ‘bana dokunma’ diyerek patronuna saldırdı. Olay karakola taşındı ancak taciz eden patron hakkında bir işlem başlatılmadığı gibi arkadaşımız suçlandı. Bu birçok işyerinde yaşanıyor” dedi.

 

“Atılan adımlar yetersiz kalıyor”

Mahmmud, çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Devletin atmış olduğu adımlar ama yetersiz kalıyor. Daha çok adım atılması gerek. Arap ülkelerindeki mültecilere göre durumumuz daha iyi, bunu kabul ediyoruz. Çalışma izninin hayata geçtiğini söyleyemeyiz. Patronlar bunun için yanaşmıyor. Denetimler de yapılmıyor. Kadın işçiler için özel düzenlemeler getirilebilir. Kadınlara derneğimizde özel eğitimler veriyoruz, hukuk, sağlık ve eğitim alanına ilişkin. Haklarını anlatıyoruz. Entegrasyon çalışmalarının daha çok artması, özellikle kadınların daha çok bir araya gelmesi gerekiyor. Vatandaşlık verilmeye başlanması kısmen çözüm de sağlıyor.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu