GDO’lu tohumların tekeli olan Monsanto şirketi dünya kimya ve ilaç devlerinden biri olan Bayer tarafından satın alınmak isteniyor. Bayer’in Monsanto’yu almak istemesine ilişkin açıklamaları aylardır devam ediyor. Mayıs ayında Bayer, Monsanto’ya hisse başına 122 dolar teklif etti. Fakat Monsanto bu teklifi kabul etmedi. Eylül ayı başında Bayer teklifini 127,5 dolara yükseltti. En nihayet hisse başına 128 dolar üzerinden el sıkıştılar. Sonuç olarak Almanya’nın kimya ve ilaç tekeli Bayer, tohum ve tarım ilaçları üreticisi ABD devi Monsanto’yu 66 milyar dolara satın almış oldu.
Bayer gibi insan sağlığına ilişkin üretim yapan bir şirketin, insan sağlığını hiçe sayan bir şirketi almasının esas nedeni ne olabilir? Bugün zirai ilaç pazarının yüzde 75’ini altı şirket kontrol ediyor. Syngenta yüzde 20’lik pay ile birinci, Bayer yüzde 18 pay ile ikinci durumda.
Basf yüzde 13, Dow AgroSciences yüzde 10, Monsanto yüzde 8, Dupont yüzde 6’lık pay ile bu ikilinin ardında sıralanıyorlar. Tohum pazarında ise Monsanto yüzde 26’lık pay ile başı çekiyor. Monsanto’yu Dupont (Pionner) yüzde 21, Sygenta yüzde 8, Limagrain yüzde 5, Dow AgoSciences yüzde 4, KWS yüzde 4, Bayer CropScience yüzde 3’lük pay ile takip ediyor.
İşte dünya tohum pazarındaki sonuncu Bayer birinci sıradaki Monsanto’yu satın aldı. Buraya kadarki bölümü özetleyecek olursak Bayer bu satın almayla, basamakları hızla tırmandı. Dünya ilaç ve tohum pazarının en tepesine çıktı. Dünyanın tohum ve ilaç tekeli oldu. Dolayısıyla gelişme tekelleşme ve rekabet sürecinin en yalın ifadesi anlamına geliyor. Monsanto’nun AB’ye girme yönündeki çabaları bu şekilde aşılabilecek ve bu durum açık bir şekilde “insan sağlığını” merkezine alan bir şirket tarafından Monsanto AB pazarı içinde güç kazanacak. Bugüne kadar AB’ye girmekte zorlanan GDO’lu tohum devi Monsanto, Bayer adı altında bu süreci tamamlayacak.
Bayer’in Monsanto üzerinden piyasada hâkimiyet sağlama çabası açık bir şekilde kapitalizmde “insan sağlığı”nın sermaye ile dolaylı ilişkisini ortaya seriyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Bayer, GDO’lu tohumların insan sağlığına etkide bulunmayacağını ileri sürüyor. Ayrıca GDO’lu tohumlar üzerinde yaptıkları incelemelerde verimliliği artıracak bulgulara ulaştıklarını ileri sürüyorlar. Ancak şu bir gerçek ki GDO’lu tohumlarla verimlik artmayacak. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) üniversitelerinde yapılan testlerde GDO’lu soyanın diğer soyalara göre yüzde 5,3 daha az verimli olduğu tespit edilmiştir. Nebraska Üniversitesi bitki bilimcileri 2001’de yaptıkları çalışmalarda benzer düşük sonuçlar elde etmişti. Kansas Devlet Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarda ise GDO’lu soya verimliliğinin yüzde 9 oranında daha düşük olduğu sonucuna varmıştı. Sonuç olarak GDO’lu tohumlar kıtlığı engellemek yerine kıtlığa giden yolları asfaltlıyor aslında.
Bayer bir yandan insan sağlığı ile oynarken bir yandan da buna uygun ilaçlarıyla, ilaç pazarında hakimiyet sağlamak istiyor. GDO bileşiminden oluşacak hastalıklara ilişkin Bayer şimdiden ilaç üretiminde yeni projeler hazırlıyor. Anlaşılan sermaye, dünya halklarını Monsanto ile öldürüp Bayer ile diriltmeye niyetli!