Maraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Sivrice Höyük (Terolar) köyünde 3 bin alevi Kürt’ünün yaşadığı bölgeye 27 bin kişilik mülteci kampı kurmak düpedüz provokasyondur. Bu tür demografik yapıların değiştirilmesi suretiyle yapılan göçertme ve yok etme girişimleri geçmişten günümüze Aleviler ve Kürt halkı üzerinde oynanan kirli devlet politikalarıdır.
1978 de Maraş’ta günlerce devam eden ve Alevilere yönelik saldırılarda 105 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliamın korkusunu henüz üzerlerinden atamamış olan Alevilere yönelik, bu kez yeni bir katliam girişimi için zemin hazırlanıyor. AKP iktidarının Sünni merkezli tekçi zihniyeti farklı inançlara olan tahammülsüzlüğü bizlerce bilinen bir gerçektir. Terolar köyünün yanıbaşında 27 bin kişilik mülteci kampının kurulmak istenmesi bölgede yaşayan Alevileri göçe zorlamak ve demografik yapıyı değiştirmeye yönelik bir girişimdir. Terolar da yapılmak istenen mülteci kampına karşı bölge halkı başta olmak üzere Alevi dernekleri, HDP ve CHP milletvekillerinin de desteğiyle yürütülen bir direniş var.
Gösterilen bu direniş emperyalist güçlerin kirli savaş emelleri uğruna yapılan bu savaşta, yerinden yurdundan edilen Suriye halkına karşı değil. Savaş mağduru halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi elbette her koşulda ezilenlerden yana tavır almış biz devrimcilerin en büyük görev ve sorumluluğudur. Gösterilen direniş tahammülsüzlükte sınır tanımayan bulduğu her fırsatta Alevilere, Kürtlere, farklı etnik ve dinsel topluluklara saldıran AKP iktidarının son derece kirli ve düşmanca politikalarına karşıdır. Geçmişte defalarca kıyımdan geçirilen, yaşadıkları yerlerden göç ettirilen Alevilerin, Kürtlerin tarihlerinin tekerrür etmemeleri içindir bu direniş.
“Aleviler evsiz kalmanın acısını iyi bilirler”
Aleviler yaşadıkları topraklardan sürgün edilmenin ne demek olduğunu iyi bilen, buna defalarca maruz kalan bir toplumdur. Bu anlamda sürgün edilmenin acısını iyi bilirler. Farklı koşullar söz konusu olsaydı eğer savaşta evsiz kalmış insanlara kucak açacaklarını ve misafirperverliklerini de bizler iyi biliriz. Fakat daha önce de kurulan mülteci kamplarındaki İŞID ve El-Nusra gibi radikal İslamcı grupların varlığı göz önüne alındığında, Alevilerin kendilerine yapılan katliamların travmalarını yıllarca atlatamamaları, gösterdikleri tepkinin haklılığını ortaya koyuyor.
“Alevi öldürmek vaciptir”
Daha önce gündeme gelen İŞID’in mülteci kamplarında, örgüte eleman yetiştirmek amacıyla kurslar düzenlendiği, kamplarda yaşayan bazı mülteciler tarafından doğrulanmıştı. AKP’nin her fırsatta açık çek verdiği “Alevi öldürmek vaciptir” gibi alçakça bir anlayışa sahip olan İŞID terör örgütü ve bu örgütün cirit attığı kamplardan birinin alevi köylerinin ortasına kurulmak istenmesi olası bir Alevi-Sünni mezhep çatışması başlatmak ve alevileri yurtlarından etmek amacına sahiptir.
Halkımız şunu iyi bilmelidir ki; Terolar’da yürütülen bu direnişle beraber gösterilecek her türlü tepki Alevilere, Kürtlere ve farklı etnik ya da dinsel topluluklara karşı her geçen gün tahammülsüzlüğünü artıran AKP’ye “biz senin dayatmacı ve tekçi zihniyetini kabul etmiyoruz” anlamında cevap olacaktır. Bu açıdan gösterilen direniş son derece değerlidir ve herkesçe sahiplenilmelidir. (Bir okur)