Hatırlayacak olursanız; AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ile Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan arasında geçen hırsızlıklarının dinlendiği ses kaydında, “Meclise gelirse duman oluruz” dedikleri Sayıştay raporlarında dikkat çeken noktalardan bazıları şunlardır:
10 elektrik şirketi özelleştirildi. 301 madencinin iş cinayetiyle katledildiği Türkiye Kömür İşletmesi’nin rödovans* karşılığında devletin hesaplarındaki 171 milyon TL‘si “unutuldu”! İşletilen kömür sahalarında devletin zarara uğratıldığı ortaya çıktı ve buna yönelik rapor hazırlayan denetçi M.K. enerji grubundan çıkarıldı ve denetçinin suç duyurusu talebi de yine yönetim tarafından uygun bulunmadı.
Sayıştay’ın TBMM’ye sunduğu raporun en önemli noktalarından biri de 2013 yılı hesaplarına göre Ziraat Bankası toplam 3.7 milyar TL kredi batırdığı bilgisi…
Bu rakam öyle az buz bir rakam da değil hani!
Bankacılık sektörünün amiral gemisi olarak bilinen Türkiye Ziraat Bankası’nın brüt tasfiye olunacak alacaklar tutarı, 2013’te 1.7 milyar TL artmış. Bu rakam, banka kurmak için aranan 300 milyon dolarlık sermayenin yaklaşık dört katı!
Peki bu para nasıl batmış olabilir?
Kuvvetle muhtemel ihtimal bu “batık” kredilerin birçoğu yandaş şirketlere kullandırıldı. Normalde bu krediler şirketlere kullandırılırken teminat istenir ve bu teminatın da alacağı karşılaması beklenir. Bu durumda bu krediler bu yandaş şirketlere kullandırılırken teminatların alacağı karşılamayacağı halde verilmiş olması yani bu şirketlerin dolaylı yoldan zengin edilmiş olması demek oluyor.
Yani emekçi halkın 1-2 bin TL’lik kredi borçları nedeniyle tepesine binen Ziraat vb. bankalar ve şirketler tarafından bu yolla planlandığı gibi kredi batırılacak, dolayısıyla şirket aldığı krediyi geri ödemeyecek, böylece şirket geri ödemeksizin gelir sağlamış olacak ve banka da bu krediyi tasfiye olarak gösterecek. Aslında açık ki bu bir çeşit “hibe”!
Ayrıca, Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody’s, Nisan 2014’te verdiği banka notlarında da Ziraat Bankası’nın Mali Güç notunu (BFSR) negatif olarak belirlemişti.
Geçtiğimiz günlerde hırsızlıklarını AKladıkları Yüce Divan oylamasının ardından hemen bu Sayıştay raporunu açıklamalarının nedeni görünen o ki “duman olmayacakları” konusundaki rahatlamaları. Nasıl olsa kendilerini her durumda Aklayacak bir Yüce Divan bulurlar. Ama bakalım zamanı geldiğinde halkın yüce divanından kurtulabilecekler mi?
*(Rödovans sözleşmesinde ruhsat sahibi olan madenci işletme iznini devretmekte ve bunun karşılığında rödovans bedeli denen pay almaktadır.)
Bir ÖG okuru
