Kars’ta 17 Şubat’ta çıkarıldığı mahkeme tarafından “Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, devletin birliğini bozmak, devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak, devletin bağımsızlığını zayıflatmak” iddiasıyla tutuklanan Kürt siyasetçi ve yazar Mahmut Alınak’ın iddianamesi tamamlandı.
Hakkında müebbet hapis cezası istenen Alınak’ın dosyası Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 300 sayfalık iddianamenin büyük bir bölümü Alınak’ın yaptığı açıklamalar, telefon görüşmeleri ve yazdığı kitaplarda yer alan ifadelerden oluşuyor. Soruşturmanın Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bir ihbar üzerine başlatıldığı ve alınan karar üzerine Alınak’ın uzun bir süre telefonlarının dinlendiği ve takip edildiği ortaya çıktı. İddianamede, teknik takip sonrası Alınak hakkında gözaltı kararının verildiği belirtilirken, Alınak’ın iki aile arasında yaşanan kavga sonrası aranması, yazdığı Mehmet Tunç ve Bêkes kitabının gelirini Tunç ailesine bağışlaması ve Kürtçenin resmi dil olması için Birleşmiş Milletlere (BM) başvurma girişimleri de “ağır suç” olarak yer aldı.
HDK ve DTK ‘illegal’ sayıldı!
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; dinleme ve teknik takip sonrası hazırlanan Araştırma ve Tespit Tutanağı da dosyaya konuldu. Tutanaktaki iddialar ise şöyle sıralandı: “Hendek operasyonlarında etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarıyla ilgili yazdığı kitabın gelirini destek amaçlı PKK içerisinde bulunan ‘Değer ailesi’ olarak ifade edilen ailelere verdiği, yine PKK/KCK’nin ilimiz ve ilçelerimizde sözde yargı yapılanması içerisinde faaliyet yürütüp vatandaşlar arasındaki olaylara, alacak verecek meselesi, kız kaçırma, kavga, vb. olaylara müdahil olduğu, bu doğrultuda adli makamlara irtibatını ortadan kaldırmaya ve bir nevi sözde mahkeme görevi görerek KCK sistemi topluma empoze edilerek toplum nezdinde itibar kazanmaya çalıştığı, Mahmut Alınak adlı şüphelinin avukat olduğu ve geçmiş dönemde milletvekilliği yaptığı, hangi faaliyeti suç unsuru içerdiğini bildiğinden deşifre olmamak için şifreli ve gizlilik içerisinde görüşmeler yaptığı değerlendirilmiştir.”
Alınak’ın örgüt mensuplarına “şehit” demesi ve bölgeden “Kürdistan” olarak söz etmesini ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) faaliyetlerinden söz etmesi de suç olarak iddianameye koyuldu. İddianamede, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ise illegal ilan edilerek şu ifadeler kullanıldı: “Abdullah Öcalan’ın talimatıyla sözde demokratik özerkliğin altyapısını oluşturmak amacıyla batı illerinde oluşturulan HDK içerisindeki faaliyetlerden söz ettiği, yine Alınak’ı arayan bir kişinin taraflar arasında gerçekleşen bir kavga olayını anlattığı, söz konusu olayda şüpheliyi arayan şahsın şüpheliye olaydan söz ettiği ve kendisinin müdahil olmasını istediği, şüphelinin tevili ikrara dayanan ifadesinde görüşmeyi kabul ettiği, şüphelinin bu şekille ülkemizde sözde meclis görevi yürüten DTK’nin içerisinde faaliyet yürüttüğü, vatandaşların adli makamlara irtibatlarını ortadan kaldırarak ülkemizdeki mevcut yargı sistemini devde dışı bırakmaya ve KCK sistemini topluma empoze edilerek KCK’nin toplum nezdinde itibar kazanması amacı doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu.”
Kitabın gelirini bağışlamak suç sayıldı
Alınak’ın yazdığı Mehmet Tunç ve Bêkes kitabının gelirini Tunç ailesine bağışlamasının suçlar arasında yer aldığı iddianamede, “Hendek operasyonları olarak bilinen Şırnak ili Cizre ilçesinde anılan dönemde KCK Cizre Halk Meclisi Başkanı olan Mehmet Tunç isimli şahsın terör örgütü tarafından Değer Ailesi olarak isimlendirildiği, bu şahsın nüfusa kayıtlarında ölüm kaydının bulunduğu, şüphelinin yazarı olduğu Mehmet Tunç ve Bêkes isimli kitap hakkında toplatma kararı bulunduğu, şüphelinin de bahse konu kitabın satışından elde edilen gelirin Mehmet Tunç isimli şahsın ailesine bağışladığının sabit olduğu belirlenmiştir” denildi.
Mahmut Alınak’ın Kürtçenin Türkçe ile eşit statüde yer alması için Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde yapmak istediği girişimleri de dosyada “suç” olarak yer aldı. Bu suç iddiasıyla ilgili olarak ise şu cümleler kullanıldı: “Kürtçenin ülkemizde Türkçe ile eşit statüde sayılması için gerek basın gerekse de Birleşmiş Milletler nezdinde yapılacak girişimlerle ilgili Mahmut Alınak’ın bir kişi ile telefon görüşmesi yaptığı, şüpheli aynı zamanda bu girişimleri ile ilgili sosyal medya üzerinden paylaşımlarda bulunduğu, bu girişi Emekçilerin Devrim Hareketi (EDH) üzerinden yapacağını bahsettiği, yine şüphelinin konuştuğu kişinin görüşmenin devamında örgütsel saiklerle yapacaklarına ilişkin içerikten bahsetmediği, şifreli olarak daha sonra göndereceğini beyan ettiğini akabinde Mahmut Alınak’ın yaptığı konuşmaları deşifre olmamak için görüşmeyi whatsapp üzerinden yapacaklarından bahsetmiştir.”
Müebbet hapisle yargılanacak
Alınak’ın yoksulluğa ve işsizliğe karşı gerçekleştirdiği “İnsanca Yaşam Nöbeti” eyleminin de “suç” olarak geçtiği iddianamede, yapılan bu sivil itaatsizlik eylemiyle, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ettiği iddia edildi. Alınak’ın sosyal medya hesabında bu eylemin çağırısını yaptığı ifade edilen iddianamede, “Nöbet adı altında sözde işsizlik, pahalılık, zam ve zulmü karşı tepki göstermek üzere yurt genelinde her gün saat 13.00’da ve iki dakika hareketsiz durarak sivil itaatsizlik türü eylem yapmak üzere takipçilerini davet ettiği yönünde bilgiler elde edilmiştir. Mahmut Alınak isimli şüpheli ‘Sivil itaatsizlik eylemi ‘yapılması çağrısında bulunduğu yine şüphelinin Barış Pınarı Harekâtını eleştirdiği göz önüne alınarak TCK’nın 216. Maddesine göre ‘Halkı kim ve düşmanlığa tahrik’ suçu işlediği değerlendirilmektedir” ifadeleri yer aldı.
“Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, devletin birliğini bozmak, devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak, devletin bağımsızlığını zayıflatmak” iddiasıyla müebbet hapis cezası ile yargılanacak olan Alınak’ın duruşması ise 13 Mayıs’ta Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.