İstanbul: Halkın yaşam alanları bin bir türlü yalan, dolan ve sahtekarlıklarla talan edilmeye çalışılıyor. Şehirlerde tarihi eserleri, yeşil alanları, sahil kıyılarını, parkları, ormanları… bir bir ranta kurban eden sermaye ortakları ranta açamadıkları alanları ise, ya “iyileştirme” adı altında ya “riskli bina” ilan ederek yıkım çabası içerisindeler. Gözünü sermaye hırsı bürüyenlerin son adreslerinden bir tanesi de İstanbul Beyoğlu’nda bulunan tarihi binalar oldu.
Afet yasası kapsamında riskli bina tespiti nedeniyle boşaltılması için tebligat gönderilen binaların sahipleri emek teknelerini kesinlikle ranta feda etmeyeceklerini bildiriyor. Bu anlamda, Beyoğlu’nda afet yasası kapsamında riskli bina ilan edildiği için boşaltılma tehdidiyle karşı karşıya kalan bina binalar için Beyoğlu Kent Savunması ve Beyoğlu esnafı afet yasasına karşı bir direniş başlattı. Bizde yıkılacak binalardan bir tanesi olan 70’lik Pub isimli restoranın sahibi, Taylan Kulaçoğlu ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Binanın 2. dereceden tarihi eser olduğunu bildiren Kulaçoğlu, altında büyük bir su sarnıcı olduğunu söyleyerek, “Biz 30 cm’lik bir pencereyi 50 cm’e çıkardık diye 5 yılla yargılanıyoruz. Ama kendileri bir günde gidip tarihi binaya yıkım kararı alabiliyorlar. Çünkü bu binayı yıkıp yerine büyük bir otel yapmak istiyorlar” dedi.
“Buradaki mesele tamamen bir rant meselesi”
“Sonuna kadar direneceğim” vurgusunu yapan Kulaçoğlu şunları söyledi: “İnsanların bin bir türlü emek harcayarak açtığı iş yerlerinin bir anda boşaltılması isteniyor. Büyük paralarla bütün varlıklarını yokluklarını buraya koyuyorlar ve bir süre sonra zengin birisi gelip binanızı alıyor. Ve diyor ki ben buraya otel yapacağım, ceketinizi alın gidin. Üstelik size verdiği sürede atmış gün ve bunun karşısında kiracı olarak yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Mahkemeye veriyorsunuz, mahkemede mülk sahibini koruyor. Biz normalde 2009’da girdik bu binaya ve bizin 2020’ye kadar kira sözleşmemiz var. Rant peşindekiler için uzun bir süre olduğu için böyle bir planla karşımıza çıktılar Yani burada ki mesele tamamen bir rant meselesidir.”
“Afet yasası değil, işgal planı”
Kulaçoğlu, binayı satanın, alanın ve riskli bina kararı verenin Beyoğlu Belediyesi olduğunu vurgulayarak bu projenin tamamen bir rantsal dönüşüm olduğunun altını çizdi. Kulaçoğlu aynı zamanda, İstiklal Caddesi üzerinde her gün bir mekanın tahliye edildiğini de ekledi. Borçlar Kanunu ve Afet Yasası ile sermaye ortaklarının Beyoğlu’nu ele geçirmeye çalıştığına dikkatleri çeken Kulaçoğlu, bunun bir el değiştirme aynı zamanda işgal planı olduğunu söyledi.
“Direnişimize duyarlı herkesi davet ediyoruz”
Kulaçoğlu direnmek ve el ele verip mücadele etmek dışında başka çarelerinin olmadığını belirterek şunlara dikkat çekti: “Yaşadığımız bu süreçten doğasına ve çevresine sahip çıkan insanlar olmadan çıkmamız mümkün değil. Çünkü devletin mahkemesi, zabıtası, yasası bütün hepsi sermayeden yana. Ancak buradan ceketimizi alıp çıkmayacağız. Bunu hem mülkün sahipleri bilsin. Hem de yasayı çıkaranlar bilsin. Ranta, talana ve hırsızlıklara karşı direnişimize duyarlı herkesi davet ediyoruz.