H. Merkezi: İstanbul Tophane’deki Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde dün (6 Aralık) saat 14.00’da düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda emek ve meslek örgütü, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisinin yanı sıra DİSK yöneticileri de katıldı
Eylemde basın açıklamasını Kamber Saygılı okudu. Asgari ücretin net 2800 TL olması gerektiğini vurgulayan Saygılı’nın açıklamasının tam metni şöyle:
“Milyonlarca işçinin gözü kulağı bugün başlayan asgari ücret görüşmelerinde. 16 milyondan fazla işçinin ve onların ailelerinin yaşam koşullarını ilgilendiren 2019 yılı asgari ücreti, bugün başlayan toplantıların neticesinde belirlenecek. Etkisini her geçen gün daha derin hissettiğimiz ekonomik krize, ücretlerimizi eriten enflasyona ve hayat pahalılığına karşı direnen bizlerin 2019 asgari ücretine ilişkin söyleyecekleri ve buna ilişkin talepleri var” diyen Saygılı asgari ücretin sadece ücretlilerin değil Türkiye’de emeği ile geçinen herkesin meselesi olduğunu vurguladı.
Saygılı devamında, “Asgari ücret civarında ücretle çalışan işçiler, Türkiye işgücünün neredeyse yüzde 65’ini oluşturmaktadır. Ayrıca asgari ücretteki artış diğer ücretleri de yukarı çekmektedir.
Türkiye bir asgari ücretliler ülkesidir! Ülkemizde ortalama ücret, asgari ücret düzeyindedir. Kayıtdışı çalışanlarla birlikte toplam işgücünün 16 milyon olduğu ülkemizde 10 milyon kişi, asgari ücret civarında çalışmakta; önemli bir kısmı ise asgari ücretin dahi altında bir ücretle çalışmaktadır” dedi.
“İşçiler aleyhine eşitsizlik her geçen gün büyümüştür”
Saygılı, “Bu ay sonunda belirlenecek olan 2019 yılı asgari ücreti, ekonomik kriz nedeniyle çok daha büyük önem taşımaktadır. İğneden ipliğe her şeye zam gelmekte, ancak ay sonu bir türlü gelmemektedir. Krizle birlikte sıçrayan enflasyon karşısında eriyen asgari ücret, domateste yüzde 53, yumurtada yüzde 38 gerilemiştir. Doğalgazdan elektriğe faturalar kabarmakta, borçlarımız da her geçen gün katlanmaktadır.
Ayrıca asgari ücret milli gelir artışının, yani ülke ekonomisinin büyümesinin de gerisinde kalmıştır. Son 20 yılda reel asgari ücret, kişi başına reel milli gelire göre yüzde 20 oranında gerilemiştir. Ülke ekonomisinin büyüdüğü süreçte artan karlar işçilerle paylaşılmamıştır. İşçiler aleyhine eşitsizlik her geçen gün büyümüştür şeklinde açıklamasını sürdürdü.
Saygılı yaptığı açıklamada, dün karını paylaşmayanlar, bugün ‘aynı gemideyiz’ söylemleriyle karşılarına çıktığını dile getirerek, “çıkıp krizin yükünü paylaşmaktan söz etmektedir. Krizden çıkış için ortaya atılan kemer sıkmaya, kamu harcamalarının azaltılmasına, düşük ücrete, vergi artışına dayanan neoliberal ekonomik model çökmüştür. Neoliberal politikalarla krizden çıkışın mümkün olmadığı defalarca görülmüştür. Yaşanabilir bir memleket, ancak yaşanabilir bir ücret ile mümkündür. Kriz koşullarında asgari ücretin geçim koşullarına uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır. 2019 asgari ücreti böyle bir yaklaşımla belirlenmeli, geçim ücreti olmalıdır” şeklinde asgari ücretin nasıl belirlenmesi gerektiğine dar görüşlerini sözlerine ekleyerek taleplerini sıraladı;
Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır.
Asgari ücret yıllık olarak hesaplanmalı, tümüyle vergi dışı bırakılmalıdır.
Asgari ücret enflasyon karşısında korunmalı, milli gelir artışından yararlanmalıdır.
Basın açıklamasının ardından bugünden sonra Türkiye’nin tüm illerinde emekçilerin asgari ücretle ilgili taleplerine sahip çıkmak için bir imza kampanyası başlatılacağı ve mahalle mahalle, sokak sokak bu kampanyanın büyütüleceği duyuruldu.