Uzun bir zamandır gazetemizin periyodunu değiştirmeyi kararlaştırmış ancak farklı nedenlerle ertelemiştik. Bu zaman zarfında okur ve dağıtımcılarımızla periyod tartışmasını başlatmamıza ve 6 ay önce sonuçlandırmış olmamıza rağmen bu adımı bugün atmayı süreç açısından daha uygun gördük.
Gazetemizi neden iki haftalık periyodda yayınlamaya karar verdiğimize geçmeden önce devrimci basının işlev ve misyonuna dair bir tartışma yürütmek önemli. Bu şekilde meselenin sınıfsal yanına vurgu yapmak ve bu konudaki bakış açımızı hatırlama olağanı doğacaktır.
TV’lerin kapatıldığı, haber ajanslarının ve devrimci, yurtsever basına ait hemen her sitenin sürekli olarak erişime engellendiği bu dönemde, devrimci basının önemi çok daha kilit bir noktada durmaktadır. Halkın, haber alma hakkının, OHAL ve KHK’larla gasp edilmesinin zirve yaptığı böylesi dönemlerde, yazılı ya da görsel basın kuşkusuz daha fazla önem kazanıyor.
Gerçeklerin, ne yapılsa yapılsın er ya da geç ortaya çıkma özelliği ya da başka bir deyişle “gerçeklerin devrimci” olmasından hareketle devrimci basın özellikle 15 Temmuz sonrası yaratılmak istenen koyu karanlığa yakılan bir mum hatta bir meşale oldu. Sınıf mücadelesinin yayın alanından öznesi olması iddiasındaki gazetemiz, meşalenin bir parçası olarak basına yönelik bu saldırılardan payını fazlasıyla aldı/almaya ediyor.
Gazetemiz, devrimci basına yönelik tüm baskılara rağmen diğer birçok yurtsever ve devrimci basın gibi yayın hayatını sürdürdü. Bu ısrar, gazetemiz açısından önemli bir duruşu ifade etti/ediyor! Ancak gelinen aşama koşullar bizi yayınımızı yeni bir bakış açısıyla el almamızı zorunlu kılıyor.
Burada gazetenin işlevine dair Lenin yoldaşın; “Ne var ki, bir gazetenin rolü, yalnızca fikirlerin yayılması, siyasi eğitim ve siyasi müttefiklerin kazanılmasıyla sınırlı değildir. Bir gazete sadece kolektif bir propagandacı ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda kolektif bir örgütleyicidir. Bu bakımdan, gazete, inşaat halindeki bir binanın çevresinde kurulan iskeleye benzetilebilir; bu iskele, yapının sınırlarının belirler, inşaat işçileri arasındaki bağlantıyı kolaylaştırır ve böylelikle onların yapılacak işleri dağıtmalarını ve örgütlü çalışmalarından çıkardıkları ortak sonuçları görmelerini sağlar.
Gazetenin yardımı ve aracılığıyla sadece mahalli faaliyetlere değil, aynı zamanda düzenli genel çalışmaya da girişilecek kalıcı bir örgüt, doğal olarak şekillenecek ve üyelerini siyasi olayları dikkatle izleyebilecek şekilde yetiştirecek, bu olayların halkın çeşitli tabakaları üzerindeki etkisini ve önemini değerlendirecek ve devrimci partinin bu olayları etkileyebilmesi için etkili yolları geliştirecektir” sözleri bize ufuk açmaktadır.
İçinde bulunduğumuz siyasi atmosfer ile Lenin’in söylediklerini birleştirmek gerekirse; gazete sadece kolektif bir ajitatör değil aynı zamanda kolektif bir örgütleyicidir. Bu bağlamda bugün bizim için acil olan bu kolektif örgütleyicinin örgütlenmesi sorununa odaklanmaktır!
Kitleye ulaşmanın onlarca çeşidi varken devrimci bir gazetenin bunlar arasında ayrı ve özel, özgün bir anlamı olduğuna dair hepimiz hemfikiriz. İdeolojimiz ekseninde güncel politika yapmanın ve bu politikayı alana taşımanın bugün önemli bir işlevi olduğu gerçeği gün gibi ortadadır.
Sürecin, Anın İhtiyaçlarına Uygun Bir Periyod!
Burada araç-amaç ilişkisine dair özel, kısa bir paragraf açacak olursak, bugün önemli bir aracımız olan gazetemizin işlevini yeniden tartışma ihtiyacı doğmuştur. “Aracın durumu” kitlede bulduğu karşılık, değiştirme dönüştürme işlevi vb. tartışma başlıklarında bir tartışmaya yeniden ihtiyacımız vardır.
Buradan örnekler verirsek, Gezi İsyanı sonrası yürüttüğümüz tartışma ve kitlenin siyasi politik durumu, Türkiye muhalefetinin açığa çıkardığı enerji, bu enerjinin devrimci, yurtsever basına duyduğu ihtiyaç ya da güncel gelişmelerin kısa sürede yorumlanması ihtiyacı, gazetemizi haftalık periyodda çıkarma kararı almamızda etkili olmuştu. (Aynı zamanda, güncel gelişmelere daha hızlı tepki veren bir örgütlülük yaratma hedefi, gazetemizin haftalık çıkarılmasını gündeme getirmişti.)
Bu aynı zamanda “somut koşulların somut tahlili” şiarının hayat bulması anlamına gelmekteydi.
Iki yıla yaklaşan ivmesi yükseltilen savaş politikası, çatışma ortamının; bir buçuk yıla ulaşan OHAL ve KHK saldırılarının Türkiye ve T. Kürdistanı’nda yarattığı tabloya daha yakından bakmaya ihtiyaç vardır. Evet, bugün devrimci basına ihtiyaç her zamankinden çok daha önemlidir. Ancak kitle hareketinin durumu ve elbette ki -belirleyici noktalardan biri olarak- geleneğimizin süreci ile birlikte düşünüldüğünde yeni bir değerlendirme yapmamız ve “aracımızı” bu şekilde konumlandırmamız gerekmektedir.
Önemli bir başlık olarak gazetemizin periyodundaki değişiklik kararımızı bugün geleneğimizin içinde bulunduğu durumla ilişkisiyle de değerlendirmekte fayda vardır. Gazetemiz, sınıf mücadelesi içinde ezilenlerin sesi olmasının yanında MLM ideolojinin ülkemizde aldığı biçimin sesidir aynı zamanda. Yaşanan tüm iç sorunlara ve aynı zamanda gözaltı, tutuklama ve baskılarına, gazetemizin hemen her sayısına açılan davalara ve çalışanlarımızın tutsak düşmesine rağmen yayın politikamız kesintisiz uygulanmıştır.
Yine yaşanan kimi iç sorunlar çerçevesinde belli bir kesmimin her türden baskı, baskın, karalama ve saldırılarına rağmen bu mücadele arenasındaki ısrarımız devrimci değerleri koruyarak sürdürülmüştür. Merkez büromuz ve kimi irtibat bürolarımızın gasp edildiği süreç boyunca da gazetemiz devrimci değerlere uygun hareket etmiş, faaliyetine yoğunlaşmış, düzenli ve istikrarlı bir şekilde yayımlanmaya devam etmiştir. Bu ısrar gazetemizin sınıf mücadelesinin bir öznesi olma iddiasının sonucudur.
Okurları Tarafından Beslenen ve Kitleye Ulaşan Bir Gazete
Gazetemiz ve toplamda yayın faaliyetimiz tüm okurlarımızın da desteğiyle yeni sürece göre konum alarak devam edecektir. İşçi sınıfı ve tüm emekçilerin, kadınların ve LGBTİ’lerin, Kürt halkının, geleceği yok edilmek istenen halk gençliğinin sesi ve soluğu olma iddiasını büyüterek ve en önemlisi de bu dinamiklerden daha fazla beslenerek yayın çizgisini sürdürecektir. 24 sayfaya çıkardığımız gazetemizde haberden çok yorum, politik ve perspektif sunan yazılara daha fazla yer vermeye, daha nitelikli bir yayın ile daha nitelikli kitle çalışması şiarının hayat bulması iddiası içinde olacağız.
Bu noktada gazetemizin okurlarımızdan, alanlarımızdan, çevremizden, kolektifimizin her bir damarından beslenmesi olmazsa olmazımızdır. Daha nitelikli, sınıf mücadelesinin kritik noktalarında emekçi halkımızın gerçek sorunlarına temas edebilen bir yayın için gördüklerimizi, yaşadıklarımızı, deneyimlerimizi, bilgi ve birikimlerimizi birleştirmek durumundayız.
Özgür Gelecek gazetesi